39
burada çoğu arkadaşın kavram kargaşası yaşadığını ve belli genellemelere gittiğini gördüğüm konu bu. otomatikmen kendi yerine oturan adam ayrıca çökçökçüdür gibi bir mantık var. nasıl bir mantık sinsilesidir bu ben daha çözemedim.
tekrar ediyorum. ben kendi payıma her maç kendi kombineli yerime oturuyorum. birilerinin benim hakkımı gaspedemeyeceği gibi bende birilerinin hakkını gaspedemem. böyle bir mantıkmı var yahu? güçse güç pislikse alayına pislik, köküne kadar pislik yapacak gücümde var iradem de. iyi o zaman oturayım istediğim yere eşkiya gibi e yokmudur aranızda bir tane empati kuran eleman? böyle gelmiş böyle gider diye mantıkmı var? tribüncülükle ne alakası var insanın kendi kombinesinin/biletinin olduğu yere oturmasının? ayda yılda bir maça gel neymiş yanına 3 tanede şebelek almışsın burda biz oturacağız aga diyecen ha? tekrar diyorum. ben aslantepe de hep kendi yerimde oturuyorum. inşallah nasip olmaz benim yerime birinin oturduğu oturursa ben güvenlik çağırmam ama yerime oturan adam "keşke güvenlik çağırsalar" der.
ha şimdi gelelim çök çök işine. ne alakası var çökçökçülükle yerine oturmanın? asıl size söyliyeyim bu mantık aslında sümsüklükten kaynaklanıyor. adam sümsük. bağırmayan bir tayfa varsa onların arasında bağırmaz utanır sıkılır tek başına bağıramaz. ama bağıran tayfada olursa 90 dakika bağırırsa burada sorun adamın kendisindedir. çıkacak bağıracaksın takımına destek vereceksin kardeşim. illa kıçına birinin kaba eti değdiğindemi sesin çıkıyor? illa yanındaki kulağına ses verdimi mi bağırabiliyorsun? pegasus 4. kattayım. son maç değil ama ilk iki maçta çevremde bağıran pek yoktu ama ben rahat rahat bağırdım eşlik ettim tezahuratlara. neden utanayım? neden bağırmayayım? ben bu takımı desteklemek için geliyorum o stada. asıl bağırmayanların utanması lazım. eğer "tribüncü" insanlarda benim gibi düşünse tribünün farklı bölgelerine dağılır hem bağırır hem bağırttırırdı. çökçökçü zaten değilim. ki yerine oturan bir çok adam tanıyorum maçı full time ayakta seyrederler. futbol maçını geçtim, ben abdi ipekçi'de bench arkasında en önde oturuyorum. geçen sene oradakilerin tiyatro seyreder gibi oturduğunu gördüğüm için bu sene oraya geçtim. ve benchin arkasında bir tribün yarattık takıma gaz veren. yani salonda oturmayan adam (ki salondada illaki kendi koltuğuma otururum) stadda neden otursun. neden çök çök desin. eğer ortada bir sorun varsa sorun yerine oturma mücadelesi veren adam değil. ali sami yen spor komplexine ayda yılda bir gelip bana tribüncülüğü öğreten ne şanssa hepsinin de kapıyı 10 seneden açıp (ben 10 senedir 20 senedir bu tribündeyim bla bla bla) ders verdiği ama maça geldilermi fotograf çektirmek dışında atraksiyonu olmayan maç öncesi ve maç sonrası bağırmayı daha çok seven, maçta hep ayakta durup ama sadece kendi takımının futbolcusuna ıslık yada küfür hediye eden adamları konuşun. umarım herkes yerine oturur
not: yerine oturdun diye adam, oturmadın diye apaçi olduğunuz yok. böyle garip garip genelleme yapma alışkanlığını bu ülkeye kim kazandırdı çok merak ediyorum. umarım herkes biletinin/kombinesinin olduğu yerde oturur ve oradan utanmadan çekinmeden sıkılmadan gücenmeden takımına destek verir.
tekrar ediyorum. ben kendi payıma her maç kendi kombineli yerime oturuyorum. birilerinin benim hakkımı gaspedemeyeceği gibi bende birilerinin hakkını gaspedemem. böyle bir mantıkmı var yahu? güçse güç pislikse alayına pislik, köküne kadar pislik yapacak gücümde var iradem de. iyi o zaman oturayım istediğim yere eşkiya gibi e yokmudur aranızda bir tane empati kuran eleman? böyle gelmiş böyle gider diye mantıkmı var? tribüncülükle ne alakası var insanın kendi kombinesinin/biletinin olduğu yere oturmasının? ayda yılda bir maça gel neymiş yanına 3 tanede şebelek almışsın burda biz oturacağız aga diyecen ha? tekrar diyorum. ben aslantepe de hep kendi yerimde oturuyorum. inşallah nasip olmaz benim yerime birinin oturduğu oturursa ben güvenlik çağırmam ama yerime oturan adam "keşke güvenlik çağırsalar" der.
ha şimdi gelelim çök çök işine. ne alakası var çökçökçülükle yerine oturmanın? asıl size söyliyeyim bu mantık aslında sümsüklükten kaynaklanıyor. adam sümsük. bağırmayan bir tayfa varsa onların arasında bağırmaz utanır sıkılır tek başına bağıramaz. ama bağıran tayfada olursa 90 dakika bağırırsa burada sorun adamın kendisindedir. çıkacak bağıracaksın takımına destek vereceksin kardeşim. illa kıçına birinin kaba eti değdiğindemi sesin çıkıyor? illa yanındaki kulağına ses verdimi mi bağırabiliyorsun? pegasus 4. kattayım. son maç değil ama ilk iki maçta çevremde bağıran pek yoktu ama ben rahat rahat bağırdım eşlik ettim tezahuratlara. neden utanayım? neden bağırmayayım? ben bu takımı desteklemek için geliyorum o stada. asıl bağırmayanların utanması lazım. eğer "tribüncü" insanlarda benim gibi düşünse tribünün farklı bölgelerine dağılır hem bağırır hem bağırttırırdı. çökçökçü zaten değilim. ki yerine oturan bir çok adam tanıyorum maçı full time ayakta seyrederler. futbol maçını geçtim, ben abdi ipekçi'de bench arkasında en önde oturuyorum. geçen sene oradakilerin tiyatro seyreder gibi oturduğunu gördüğüm için bu sene oraya geçtim. ve benchin arkasında bir tribün yarattık takıma gaz veren. yani salonda oturmayan adam (ki salondada illaki kendi koltuğuma otururum) stadda neden otursun. neden çök çök desin. eğer ortada bir sorun varsa sorun yerine oturma mücadelesi veren adam değil. ali sami yen spor komplexine ayda yılda bir gelip bana tribüncülüğü öğreten ne şanssa hepsinin de kapıyı 10 seneden açıp (ben 10 senedir 20 senedir bu tribündeyim bla bla bla) ders verdiği ama maça geldilermi fotograf çektirmek dışında atraksiyonu olmayan maç öncesi ve maç sonrası bağırmayı daha çok seven, maçta hep ayakta durup ama sadece kendi takımının futbolcusuna ıslık yada küfür hediye eden adamları konuşun. umarım herkes yerine oturur
not: yerine oturdun diye adam, oturmadın diye apaçi olduğunuz yok. böyle garip garip genelleme yapma alışkanlığını bu ülkeye kim kazandırdı çok merak ediyorum. umarım herkes biletinin/kombinesinin olduğu yerde oturur ve oradan utanmadan çekinmeden sıkılmadan gücenmeden takımına destek verir.