1348
ağır konuşup mahkemelik olmak istemiyorum kendisiyle, lakin düşüncem belli.
lorik cana ve lucas neill ile arasındaki fark çok açık ve net. bu ikili oyunda sert bir futbol ortaya koymaktalar. ilk 10 dakikada dikkat edilirse orta sahada yapılan bütün faullerde cana ve şimdilerde lucas neill ismi duyulmakta. amaçları gayet basit; saldırmaya çalışan rakibi sindirmek, psikolojik olarak ilk savaşı kazamak, biz burdayız, gerekirse indiririz, sarı kartıda görürüz. lorik cana dmc'de oynadığı bütün maçlarda nerdeyse ilk sarısını ilk yarıda görür fakat daha sonra faullerde ismi pek duyulmaz. bunu nedeni de rakibe verdiği çekinmeden indiririm, kart umrumda değil mesajı.
şimdi bu mustafa sarp isimli arkadaşı geldiğinden beri sahada takip ediyorum. sağa sola koşturan ama sürekli koşturan, mücadele ediyormuş gibi duran bir yapısı var. fakat sert futbol oynamak ile etkili oynamayı bu yaşına kadar bir türlü idrak edememiş adam. faul yapmayı bilmiyor, anlamsız yerde anlamsız faul yapıyor. buda rakibe güven veriyor, dikkat edilirse bir çok yediğimiz golde pozisyon başlangıçları kendisi etrafında olmakta. rakip bu adamın üzerine rahat rahat gidebiliyor. arada çıkıp sürpriz gol bulunca da değerli oluyor bir anda.
gheorghe hagi bunu görmeli artık. 2 senedir bu adam ne zaman oynasa orta sahamız rakibe geçiyor, rijkaard'ta da böyleydi, hagi'de de.
tek taraflı fesh edelim.
lorik cana ve lucas neill ile arasındaki fark çok açık ve net. bu ikili oyunda sert bir futbol ortaya koymaktalar. ilk 10 dakikada dikkat edilirse orta sahada yapılan bütün faullerde cana ve şimdilerde lucas neill ismi duyulmakta. amaçları gayet basit; saldırmaya çalışan rakibi sindirmek, psikolojik olarak ilk savaşı kazamak, biz burdayız, gerekirse indiririz, sarı kartıda görürüz. lorik cana dmc'de oynadığı bütün maçlarda nerdeyse ilk sarısını ilk yarıda görür fakat daha sonra faullerde ismi pek duyulmaz. bunu nedeni de rakibe verdiği çekinmeden indiririm, kart umrumda değil mesajı.
şimdi bu mustafa sarp isimli arkadaşı geldiğinden beri sahada takip ediyorum. sağa sola koşturan ama sürekli koşturan, mücadele ediyormuş gibi duran bir yapısı var. fakat sert futbol oynamak ile etkili oynamayı bu yaşına kadar bir türlü idrak edememiş adam. faul yapmayı bilmiyor, anlamsız yerde anlamsız faul yapıyor. buda rakibe güven veriyor, dikkat edilirse bir çok yediğimiz golde pozisyon başlangıçları kendisi etrafında olmakta. rakip bu adamın üzerine rahat rahat gidebiliyor. arada çıkıp sürpriz gol bulunca da değerli oluyor bir anda.
gheorghe hagi bunu görmeli artık. 2 senedir bu adam ne zaman oynasa orta sahamız rakibe geçiyor, rijkaard'ta da böyleydi, hagi'de de.
tek taraflı fesh edelim.