13
mahalle futbol kuralları
--- alıntı ---
• iyi oynayan iki kişinin aynı takımda yer almamasına dikkat edilirdi.
• maçlar minyatür kalede oynanıyorsa, penaltı boş kaleye ters şekilde topukla vurulurdu.
• maçların hayali kale direkleri arası adım ile sayılır, olmaları gereken yerler iki taş ile işaretlenirdi.
• uç korner bir penaltıydı.
• topu patlatan parasını öder, patlak top ikiye kesilip kafaya takılırdı.
• frikiklerde açıl biraz denince burası ali sami yen mi şeklinde cevap verilirdi.
• kaleci topu 3 kere sektirirse rakibe açılsana 3 kere sektirdim derdi, rakip açılırdı; efendilik vardı.
• top insanın pek münasip olmayan bir tarafına gelirse herkes işe işe! diye bağırırdı.
• penaltılarda kaleci değiştirilirse 2 penaltı atılırdı. eğer ilk penaltı gol olursa ikincisi atılmazdı.
• abanma ve burun vurmak yoktu, vurulursa eleştirilip kınanırdı.
• tanju, rıdvan, metin, ali, feyyaz, hagi, hakan, hami gibi dönemin popüler futbolcularının adı alınırdı.
• topun sahibi tüm kuralları koyar, takımı kurar, kaleyi seçer, istemediği kişileri topuyla oynatmazdı.
• klişe laflar vardı: at bakayim abinin kıllı göğsüne!
• elin avantajı olmazdı.
• bel üstü gol sayılmazdı.
• taçtan kendi önüne atıp başlatılınca, taç değişirdi.
• maçı izleyen küçük bir grup varsa, penaltı olup olmadığına o karar verirdi, saygı vardı.
• maçlarda eğer iddia varsa ödüller genel olarak algida max, eskimo, meybuz, 2,5 litrelik kola vb. ürünlerden oluşurdu
• pas vermeden sadece çalım atarak gol atılırsa sayılmazdı.
• frikiklerde baraj mesafesi, frikiği kullanacak olan kişinin koca bir zıplayışının akabinde 3 koca adım atmasıyla belirlenirdi... büyük atılan adıma karşılık olarak rakip takım "sen tuvalete de mi böyle gidiyon?" diyerek ortalığı kızıştırırdı.
• top, oyun alanı içerisindeki herhangi bir arabanın altına kaçarsa büyük bir şevkle arabanın altına yatılıp top alınırdı. topu ilk kim kaparsa o takımda başlardı.
• gol olduktan sonra eğer tartışmalar olursa ve golü yiyen takımın bir oyucusu golü kabullenirse rakip takım direk o kişiyi yüceltip "adamın gol diyo" diyerek golü alırlardı. golü kabullenen kişi de kaleye veya defansa alınırdı.
• varsa hakeme yapılan en dolu dizgin hakaret: "hakeme gözlük, eline de sözlük" tü.
• oynayacakların sayısı eğer tek ise, güçsüzlerden biri devre değiştirerek gönlü alınırdı.
• penaltılarda eğer takımınız açık ara farkla öndeyse kaleciye vurdurulurdu. ama en güçlü forvetiniz penaltıyı kullanacaksa, hemen rakip kalecinin gönlü alınırdı: "merak etme olm, teknik vuracam."
• sabit bir kaleci yoksa 2 golde bir veya dakika usulü oyuncular aralarında değişirdi. kalecilik sırası "sonum bir allah" diye kim başlarsa o kişiden geriye sayılırdı.
• kaleci oyuncu kavramı vardı. takımların genellikle iyi oyuncuları bu kutsal göreve kendilerini adarlardı.
• eğer bir oyuncu faule maruz kalmışsa ama devam etmek istiyorsa, rakip futbolculardan birinin yürümesini dahi bahane ederek: "adamın devam ediyor." derdi.
• atan alır spor vardı. eğer top kime çarpıp çıkmışsa topun gittiği yer neresi olursa olsun koşa koşa gidip alırdı.
• mahallenin abileri kaleci alıştırırlardı ve buna göre puan verirlerdi. aralarında kavga eden çocukların puanı kesilirdi.
• skor ne olursa olsun akşam!? saati yaklaştığında "golü atan kazanır." kuralı işlerdi.
• el kasti değilse o top direkt kaleye kullanılmaz, "kasti değilki oğlum, gol olmaz." denirdi...
• eğer kaleci dahil herkes çalımlanmışsa; o top çizgiye kadar götürülür ya popo dürtmesi yada yere yatıp kafa, burun, alın gibi vucut kısımlarının dürtmesi ile gol atılırdı.
• kalecinin degajla gol atabilmesi bir yetenekti fakat gene de gol sayılmazdı. karşılıklı atışmaların sonunda yoldan geçen herhangi biri hakem yapılırdı ve sonuca o karar verirdi.
• para o zamanlar kolay bulunmadığından maçın hangi takım tarafından başlatılacağına; bir tarafına tükürülmüş yassı bir taşın havaya atılıp, yaş mı,kuru mu seçiminde doğru tarafı bilen tarafın başlaması yöntemi ile karar verilirdi.
• kaleler taştan olduğu için atılan şut önce defansa çarpıp sonra taşın üstünden geçtiyse şutu atan takım gooll diye yaygara çıkarırdı.rakip takımın gol değil kale üstü cevabına,gol yoksa korner o zaman ver topu diyerek racon kesilirdi.
--- alıntı ---
--- alıntı ---
• iyi oynayan iki kişinin aynı takımda yer almamasına dikkat edilirdi.
• maçlar minyatür kalede oynanıyorsa, penaltı boş kaleye ters şekilde topukla vurulurdu.
• maçların hayali kale direkleri arası adım ile sayılır, olmaları gereken yerler iki taş ile işaretlenirdi.
• uç korner bir penaltıydı.
• topu patlatan parasını öder, patlak top ikiye kesilip kafaya takılırdı.
• frikiklerde açıl biraz denince burası ali sami yen mi şeklinde cevap verilirdi.
• kaleci topu 3 kere sektirirse rakibe açılsana 3 kere sektirdim derdi, rakip açılırdı; efendilik vardı.
• top insanın pek münasip olmayan bir tarafına gelirse herkes işe işe! diye bağırırdı.
• penaltılarda kaleci değiştirilirse 2 penaltı atılırdı. eğer ilk penaltı gol olursa ikincisi atılmazdı.
• abanma ve burun vurmak yoktu, vurulursa eleştirilip kınanırdı.
• tanju, rıdvan, metin, ali, feyyaz, hagi, hakan, hami gibi dönemin popüler futbolcularının adı alınırdı.
• topun sahibi tüm kuralları koyar, takımı kurar, kaleyi seçer, istemediği kişileri topuyla oynatmazdı.
• klişe laflar vardı: at bakayim abinin kıllı göğsüne!
• elin avantajı olmazdı.
• bel üstü gol sayılmazdı.
• taçtan kendi önüne atıp başlatılınca, taç değişirdi.
• maçı izleyen küçük bir grup varsa, penaltı olup olmadığına o karar verirdi, saygı vardı.
• maçlarda eğer iddia varsa ödüller genel olarak algida max, eskimo, meybuz, 2,5 litrelik kola vb. ürünlerden oluşurdu
• pas vermeden sadece çalım atarak gol atılırsa sayılmazdı.
• frikiklerde baraj mesafesi, frikiği kullanacak olan kişinin koca bir zıplayışının akabinde 3 koca adım atmasıyla belirlenirdi... büyük atılan adıma karşılık olarak rakip takım "sen tuvalete de mi böyle gidiyon?" diyerek ortalığı kızıştırırdı.
• top, oyun alanı içerisindeki herhangi bir arabanın altına kaçarsa büyük bir şevkle arabanın altına yatılıp top alınırdı. topu ilk kim kaparsa o takımda başlardı.
• gol olduktan sonra eğer tartışmalar olursa ve golü yiyen takımın bir oyucusu golü kabullenirse rakip takım direk o kişiyi yüceltip "adamın gol diyo" diyerek golü alırlardı. golü kabullenen kişi de kaleye veya defansa alınırdı.
• varsa hakeme yapılan en dolu dizgin hakaret: "hakeme gözlük, eline de sözlük" tü.
• oynayacakların sayısı eğer tek ise, güçsüzlerden biri devre değiştirerek gönlü alınırdı.
• penaltılarda eğer takımınız açık ara farkla öndeyse kaleciye vurdurulurdu. ama en güçlü forvetiniz penaltıyı kullanacaksa, hemen rakip kalecinin gönlü alınırdı: "merak etme olm, teknik vuracam."
• sabit bir kaleci yoksa 2 golde bir veya dakika usulü oyuncular aralarında değişirdi. kalecilik sırası "sonum bir allah" diye kim başlarsa o kişiden geriye sayılırdı.
• kaleci oyuncu kavramı vardı. takımların genellikle iyi oyuncuları bu kutsal göreve kendilerini adarlardı.
• eğer bir oyuncu faule maruz kalmışsa ama devam etmek istiyorsa, rakip futbolculardan birinin yürümesini dahi bahane ederek: "adamın devam ediyor." derdi.
• atan alır spor vardı. eğer top kime çarpıp çıkmışsa topun gittiği yer neresi olursa olsun koşa koşa gidip alırdı.
• mahallenin abileri kaleci alıştırırlardı ve buna göre puan verirlerdi. aralarında kavga eden çocukların puanı kesilirdi.
• skor ne olursa olsun akşam!? saati yaklaştığında "golü atan kazanır." kuralı işlerdi.
• el kasti değilse o top direkt kaleye kullanılmaz, "kasti değilki oğlum, gol olmaz." denirdi...
• eğer kaleci dahil herkes çalımlanmışsa; o top çizgiye kadar götürülür ya popo dürtmesi yada yere yatıp kafa, burun, alın gibi vucut kısımlarının dürtmesi ile gol atılırdı.
• kalecinin degajla gol atabilmesi bir yetenekti fakat gene de gol sayılmazdı. karşılıklı atışmaların sonunda yoldan geçen herhangi biri hakem yapılırdı ve sonuca o karar verirdi.
• para o zamanlar kolay bulunmadığından maçın hangi takım tarafından başlatılacağına; bir tarafına tükürülmüş yassı bir taşın havaya atılıp, yaş mı,kuru mu seçiminde doğru tarafı bilen tarafın başlaması yöntemi ile karar verilirdi.
• kaleler taştan olduğu için atılan şut önce defansa çarpıp sonra taşın üstünden geçtiyse şutu atan takım gooll diye yaygara çıkarırdı.rakip takımın gol değil kale üstü cevabına,gol yoksa korner o zaman ver topu diyerek racon kesilirdi.
--- alıntı ---