Kariyer Sonu929
galatasaray futbol takımında açık ara en sevdiğim futbolcu. futbol ulemaları onun hakkında düz futbolcu, oyunun tek yönünü oynayabiliyor, takıma hiçbir faydası yok, olsa da olur olmasa da olur diyorlar. lorik cana'nın oynadığı mevki, fm diliyle konuşursak dmc yani defansif orta sahadır. yani claude makelele'nin, patrick vieira'nın oynadığı mevki. peki bu adamlar oyunun iki yönünü mü oynuyorlar? hayır oynamıyorlar, onlar da oyunun tek yönünü oynuyorlar ve oynadıkları topun hakkını veriyorlar tıpkı cana gibi.
2000'li yılların başında real madrid fırtınası vardı, zidane'lı, figo'lu, raul'lu kadrosuyla göz kamaştırıyordu. o kadronun içinde claude makelele de vardı. bugün cana'yı beğenmeyen adamlar onu da beğenmiyordu doğal olarak. neden beğenmiyorlardı peki? çünkü makelele estetik bir futbolcu değildi, 5 kişiyi çalımlayıp gol atmazdı, bacak arası yapmazdı. sadece görevini yapardı. hücum oyuncularının açıklarını çok iyi kapatırdı, savaşırdı, yorulmazdı, top kapardı, kaptığı topu en yakınındaki arkadaşına aktarırdı. zaten onun görevi buydu. neyse gün geldi makelele takımdan ayrıldı. real madrid de kötü gitmeye başladı. makelele real madrid'deyken onu beğenmeyenler gittikten sonra aa görüyor musun makelele gitti takım dağıldı demeye başladılar. adamın değeri gittikten sonra anlaşıldı. jose mourinho, makelele'yi chelsea'ye aldı. makelele orda da başarılı olmaya devam etti. tabi chelsea o aralar en çok konuşulan takımdı. fransa milli takımının da banko oyuncusuydu makelele. tabi bu adamlar futboldan anlamadıkları için adamı fransa milli takımına koydular. eminim ki makelele galatasaray'a gelseydi, şu an lorik cana'ya söylenenler ona da söylenecekti. çünkü her boku onlar biliyorlar, cana'dan 60 tane buluyorlar, bank asya'da cana'dan çok var diyorlar. ulan bu adam marsilya'da efsane olmuş, kaptanlık yapmış, o yetmemiş gittiği yıl sunderland'de yani ağızlarınızın suyu akarak izlediğiniz ingiltere premier ligi'nde kaptan olmuş. şimdi bunlar sunderland'i de küçümserler. küçümsemelerine gerek yok. onların öve öve bitiremedikleri tuncay şanlı'nın stoke city gibi 3. sınıf takımda bile kadroya giremediğini görüyoruz. ilk 11'i geçtim, kaptanlığı geçtim, ilk 18'e bile giremiyor. peki ingilizler, fransızlar aptal mı da bu adamı alıyorlar şak diye kaptan yapıyorlar? sadece koştuğu, savaştığı için mi kaptan yapıyorlar? arsene wenger aptal mı da cana'yı zliyor, beğeniyor, onu takımına kazandırmak istiyor? şimdi arsene wenger cana'yı istedi de niye almadı diyenler olabilir.bilenler bilir, cana'nın arsenal'e transferi çalışma izni alamamasından ötürü yatmıştır.
bir de oyunun iki yönünü oynayan futbolcu tabiri çıktı. o zaman ben de şöyle mi demeliyim: lionel messi ve cristiano ronaldo oyunun tek yönünü oynuyorlar hücum olarak mükemeller ama defansif yönden zayıflar. senin bakış açına göre doğru bir önerme bu. hani sen diyorsun ya modern futbolda oyunun iki yönünü de oynayan futbolcu lazım diye. o zaman modern futbolda messi ve ronaldo'nun da işi yok. geçelim bu işleri. futbolu iyi takip edenler, futboldan anlayanlar sizin bu dedikleriniz yemiyorlar. o daracık beyinlerinizle şundan bundan 60 tane bulmaya devam edin. biz lorik cana'dan memnunuz. siz götünüzü yırtsanız da memnunuz, yırtmasanız da memnunuz. eminiz ki cana bu takımda gittiği her takımda olduğu gibi efsane olacak.
2000'li yılların başında real madrid fırtınası vardı, zidane'lı, figo'lu, raul'lu kadrosuyla göz kamaştırıyordu. o kadronun içinde claude makelele de vardı. bugün cana'yı beğenmeyen adamlar onu da beğenmiyordu doğal olarak. neden beğenmiyorlardı peki? çünkü makelele estetik bir futbolcu değildi, 5 kişiyi çalımlayıp gol atmazdı, bacak arası yapmazdı. sadece görevini yapardı. hücum oyuncularının açıklarını çok iyi kapatırdı, savaşırdı, yorulmazdı, top kapardı, kaptığı topu en yakınındaki arkadaşına aktarırdı. zaten onun görevi buydu. neyse gün geldi makelele takımdan ayrıldı. real madrid de kötü gitmeye başladı. makelele real madrid'deyken onu beğenmeyenler gittikten sonra aa görüyor musun makelele gitti takım dağıldı demeye başladılar. adamın değeri gittikten sonra anlaşıldı. jose mourinho, makelele'yi chelsea'ye aldı. makelele orda da başarılı olmaya devam etti. tabi chelsea o aralar en çok konuşulan takımdı. fransa milli takımının da banko oyuncusuydu makelele. tabi bu adamlar futboldan anlamadıkları için adamı fransa milli takımına koydular. eminim ki makelele galatasaray'a gelseydi, şu an lorik cana'ya söylenenler ona da söylenecekti. çünkü her boku onlar biliyorlar, cana'dan 60 tane buluyorlar, bank asya'da cana'dan çok var diyorlar. ulan bu adam marsilya'da efsane olmuş, kaptanlık yapmış, o yetmemiş gittiği yıl sunderland'de yani ağızlarınızın suyu akarak izlediğiniz ingiltere premier ligi'nde kaptan olmuş. şimdi bunlar sunderland'i de küçümserler. küçümsemelerine gerek yok. onların öve öve bitiremedikleri tuncay şanlı'nın stoke city gibi 3. sınıf takımda bile kadroya giremediğini görüyoruz. ilk 11'i geçtim, kaptanlığı geçtim, ilk 18'e bile giremiyor. peki ingilizler, fransızlar aptal mı da bu adamı alıyorlar şak diye kaptan yapıyorlar? sadece koştuğu, savaştığı için mi kaptan yapıyorlar? arsene wenger aptal mı da cana'yı zliyor, beğeniyor, onu takımına kazandırmak istiyor? şimdi arsene wenger cana'yı istedi de niye almadı diyenler olabilir.bilenler bilir, cana'nın arsenal'e transferi çalışma izni alamamasından ötürü yatmıştır.
bir de oyunun iki yönünü oynayan futbolcu tabiri çıktı. o zaman ben de şöyle mi demeliyim: lionel messi ve cristiano ronaldo oyunun tek yönünü oynuyorlar hücum olarak mükemeller ama defansif yönden zayıflar. senin bakış açına göre doğru bir önerme bu. hani sen diyorsun ya modern futbolda oyunun iki yönünü de oynayan futbolcu lazım diye. o zaman modern futbolda messi ve ronaldo'nun da işi yok. geçelim bu işleri. futbolu iyi takip edenler, futboldan anlayanlar sizin bu dedikleriniz yemiyorlar. o daracık beyinlerinizle şundan bundan 60 tane bulmaya devam edin. biz lorik cana'dan memnunuz. siz götünüzü yırtsanız da memnunuz, yırtmasanız da memnunuz. eminiz ki cana bu takımda gittiği her takımda olduğu gibi efsane olacak.
