436
fenerbahçe taraftarlarının yanı sıra, 17 aydır galatasaray futbol takımı’nın 8 futbolcusunun beden ve ruh sağlığını hiçe sayarak rakip takımın kalesinin önündeki 35-40 metrelik bölgeye yollayıp “ben anlamam! dar alanda bol pas yapıp gol atacaksınız, sakatlanırsanız sakatlanın” diye inat eten mankafa bir teknik direktöre ve futbolu bilgisayar oyunlarından öğrenip sağda solda bikbik ederek meşhur olmaya çalışanşöhret budalalarına kapak olmuş maçtır.
haaa.. utanırlar mı?
utanmazlar.
yönetimin siyasetini algılayamayıp (dedik di mi; bu yönetim bu adamın istediklerini yapamaz. bu işler başka işler. yönetim ömrünü uzatmaya çalışıyor ve rijkaard sadece parasına bakıyor diye) o mankafa teknik direktörü savunurken kullandıkları ahlaksızca küfürlerden biliyoruz utanmaz olduklarını. burası japonya olsa harakiri’den geçilmezdi buralar ama nerde onlarda o yüz. belleri ince, şimdi de hagi diye kıvır kıvır kıvırıyorlar.
öğrendiniz mi ulan futbolun ne olduğunu! aklın, inancın ve moral motivasyon’un nelere kadir olduğunu!!!
35-40 metreye 8 futbolcunu sokarsan rakibinin 10 futbolcusu duvar örer oraya. topu da sana verir. ayağında tutsan gelip kolunu bacağını kırarlar, arkadaşını bulup vermeye çalışsan o kalabalıkta iğne deliğinden geçirmen lazım, 18 kişilik kalabalığın arasında arkadaşını bulman mucize olur. arkadaşını bulup topu versen, arkadaşının o 18 kişinin arasında kaleyi bulması mucize ötesi. bunu da geçtim; o kadar adam o bölgedeyken rakip hoop iki tane uzun top atar veya araya bir top kaçırır, al sana galatasaray kalesinde bir gol. kaleci ne yapsın, servet ile neil ne yapsın, forvet ne yapsın. tüm bunlara rağmen hocan seni 17 ay oraya yollayıp sakatlanmana veya başarısız olmana neden olsa sen ne hissederdin hocan hakkında.
tabi! o mankafa’nın dümeni yerinde, giderken bile kaptı milyonlarca euroyu. hem de, senin futbolcu olarak iki veya üç sezonda alacağın peşin parayı tazminat olarak cukkalayıp gitti. ya sen; futbolcu olarak bu hengamenin içine zora itilip sakatlanman hiçe sayılarak bir sonraki milyon euroluk transferin çöpe gitse ne bok yerdin çok merak etmekteyim.
sırf cebine girecek euro’lar için istediği futbolcuların hiç birisinin alınmamasına sesini çıkarmayan (ilk ben yazmıştım bunu, bi kamyon küfür etmiştiniz. son paragrafı dikkatli oku) (bkz: zizonkovac/ #414705) mankafa hoca sana kapasitesiz der, keita ile geçinemez, elano ile geçinemez, takımın moral motivasyonu sıfır yapar. golü bulduktan sonra takımı geriye yaslamaları ve vakit geçirmek için yaptırdığı rezillikler de cabası tüm bunların.
kafan bunlara basmayınca ne yaparsın! ya sana bunları anlatmaya çalışana küfür edersin ya da sana şampiyonluk sevinci yaşatmış futbolcuna karaktersiz veya sahtekar dersin. halbuki bilmen gerekir ki asıl karaktersiz veya sahtekar kendisine şampiyonluk sevinci yaşatıp, evde işte sokakta gururla gezmesine neden olan futbolcuya “karaktersiz” veya “sahtekar” diyendir.
hayat zeka kıtlığını affetmez. ömrün mars olmakla geçecek. unutma, ne demişti lenin usta;
“pratik teorik bilgiden daha üstündür, çünkü yalnızca evrensel olmakla kalmaz gerçeklik ile iç içedir..”
özet geçiyorum;
“pratik ütopik teorilerin mna kor”
hadi şimdi havaalanı’na gidip hayranı olduğun o mankafayı uğurla. aynı kafadasınız nasıl olsa. hayranı olman doğal.
önemli not: bu entry’nin muhatapları geçmişte ben düşüncelerimi anlatırken bana küfür edenlerdir. dışında kalanları tenzih ederim.
son olarak;
dikkatli oku. ne dediysek o.
(bkz: frank rijkaard/@zizonkovac)
(bkz: devamı çok yakında)
rijkaard’çı moderatörlerden biri entry’i uçurmasın diye ikinci önemli not (çünkü zizon’a küfür serbest, zizon en ufak bir şey dedi mi entry’isi uçurulur):
mankafa: kendi isteği ile kendisini dışarıdan gelecek olan bilgilere kapatmış, tekdüze yaşayan ve bildiğini okuyan cahil insan tipi!
ha! bir de şu var;
(bkz: parçalı forma namusumdur)
haaa.. utanırlar mı?
utanmazlar.
yönetimin siyasetini algılayamayıp (dedik di mi; bu yönetim bu adamın istediklerini yapamaz. bu işler başka işler. yönetim ömrünü uzatmaya çalışıyor ve rijkaard sadece parasına bakıyor diye) o mankafa teknik direktörü savunurken kullandıkları ahlaksızca küfürlerden biliyoruz utanmaz olduklarını. burası japonya olsa harakiri’den geçilmezdi buralar ama nerde onlarda o yüz. belleri ince, şimdi de hagi diye kıvır kıvır kıvırıyorlar.
öğrendiniz mi ulan futbolun ne olduğunu! aklın, inancın ve moral motivasyon’un nelere kadir olduğunu!!!
35-40 metreye 8 futbolcunu sokarsan rakibinin 10 futbolcusu duvar örer oraya. topu da sana verir. ayağında tutsan gelip kolunu bacağını kırarlar, arkadaşını bulup vermeye çalışsan o kalabalıkta iğne deliğinden geçirmen lazım, 18 kişilik kalabalığın arasında arkadaşını bulman mucize olur. arkadaşını bulup topu versen, arkadaşının o 18 kişinin arasında kaleyi bulması mucize ötesi. bunu da geçtim; o kadar adam o bölgedeyken rakip hoop iki tane uzun top atar veya araya bir top kaçırır, al sana galatasaray kalesinde bir gol. kaleci ne yapsın, servet ile neil ne yapsın, forvet ne yapsın. tüm bunlara rağmen hocan seni 17 ay oraya yollayıp sakatlanmana veya başarısız olmana neden olsa sen ne hissederdin hocan hakkında.
tabi! o mankafa’nın dümeni yerinde, giderken bile kaptı milyonlarca euroyu. hem de, senin futbolcu olarak iki veya üç sezonda alacağın peşin parayı tazminat olarak cukkalayıp gitti. ya sen; futbolcu olarak bu hengamenin içine zora itilip sakatlanman hiçe sayılarak bir sonraki milyon euroluk transferin çöpe gitse ne bok yerdin çok merak etmekteyim.
sırf cebine girecek euro’lar için istediği futbolcuların hiç birisinin alınmamasına sesini çıkarmayan (ilk ben yazmıştım bunu, bi kamyon küfür etmiştiniz. son paragrafı dikkatli oku) (bkz: zizonkovac/ #414705) mankafa hoca sana kapasitesiz der, keita ile geçinemez, elano ile geçinemez, takımın moral motivasyonu sıfır yapar. golü bulduktan sonra takımı geriye yaslamaları ve vakit geçirmek için yaptırdığı rezillikler de cabası tüm bunların.
kafan bunlara basmayınca ne yaparsın! ya sana bunları anlatmaya çalışana küfür edersin ya da sana şampiyonluk sevinci yaşatmış futbolcuna karaktersiz veya sahtekar dersin. halbuki bilmen gerekir ki asıl karaktersiz veya sahtekar kendisine şampiyonluk sevinci yaşatıp, evde işte sokakta gururla gezmesine neden olan futbolcuya “karaktersiz” veya “sahtekar” diyendir.
hayat zeka kıtlığını affetmez. ömrün mars olmakla geçecek. unutma, ne demişti lenin usta;
“pratik teorik bilgiden daha üstündür, çünkü yalnızca evrensel olmakla kalmaz gerçeklik ile iç içedir..”
özet geçiyorum;
“pratik ütopik teorilerin mna kor”
hadi şimdi havaalanı’na gidip hayranı olduğun o mankafayı uğurla. aynı kafadasınız nasıl olsa. hayranı olman doğal.
önemli not: bu entry’nin muhatapları geçmişte ben düşüncelerimi anlatırken bana küfür edenlerdir. dışında kalanları tenzih ederim.
son olarak;
dikkatli oku. ne dediysek o.
(bkz: frank rijkaard/@zizonkovac)
(bkz: devamı çok yakında)
rijkaard’çı moderatörlerden biri entry’i uçurmasın diye ikinci önemli not (çünkü zizon’a küfür serbest, zizon en ufak bir şey dedi mi entry’isi uçurulur):
mankafa: kendi isteği ile kendisini dışarıdan gelecek olan bilgilere kapatmış, tekdüze yaşayan ve bildiğini okuyan cahil insan tipi!
ha! bir de şu var;
(bkz: parçalı forma namusumdur)