2156
saniyeler geçti dakika oldu; dakikalar geçti saat oldu; saatler geçti gün oldu; günler geçti hafta oldu; haftalar geçti ay oldu; aylar geçti yıl oldu... fakat ne hikmetse elano blumer'de hiç bir ilerleme olmadı. hafızalarda kalan tek hareketi kayserispor'a attığı goldür, başka bir şey en azından benim hafızamda yok.
bir futbolcu bu kadar isteksiz olamaz. paranı mı vermiyorlar ki oynamıyorsun? hayır, gayette veriyorlar. forma dağıtımında bir adaletsizlik mi var? hayır.** bunlar olmayınca artık akla da fazla bir şey gelmiyor. bu adam resmen dünya kupasında oynayabilmek için bize geldi, orada bir patlama yapıp başka bir takıma transfer olma hayali kurdu. sakatlanmasaydı da bunu başaracaktı.
milli takımda oynadığı futbolun 5'te 1'ini galatasaray'da "oynamadı".
şimdi millet kalkmış diyor, elano çok iyi topçu ama kimyamız uymadı. elano şöyle ama olmadı bu sebepten şu sebepten vs. yok daha neler ya.. dalga mı geçiyorsunuz allah aşkına?
ben bile halı saha maçlarına giderken heyecanlanırım, sahaya çıktığımda o çimlere severek basarım, fark açılır ama ben hırsımdan bir şey kaybetmem. elano ise arkadaşları ısınırken cezalı çocuklar gibi geçmiş bir köşeye surat asıyor, kalkıp iki topa vurayım demiyor... sen futbolcusun, bu senin mesleğin. eğer işini severek yapmıyorsan yapma, oynama, bırak futbolu.
benim derdim mutsuz olması değil, fırsatı varken bilerek kullanmamış olması. yeteneğini sahaya bilerek yansıtmamış olması. şimdi iki maç yedek kaldı diye kulübede oturmuş neredeyse ağlayacak. ulan semih şentürk denen adam senelerce bekledi ki guiza gibi bir yeteneksiz sahadayken yedek kalması daha ağır bir hakaretti onun için.
kısacası elano blumer milli takıma gidebilmek için galatasaray'ı kullandı, milli takımda yapacağı patlamayla da daha prestijli bir takıma transfer olmayı hedefledi. olan da bizim paramıza oldu, her maç elano'dan patlama bekleyen ben ve benim gibi taraftara oldu. artık yapacak bir şey yok geçmiş olsun, istediği yere gitsin. ama bu kafayla ondan cacık olmaz.
bir futbolcu bu kadar isteksiz olamaz. paranı mı vermiyorlar ki oynamıyorsun? hayır, gayette veriyorlar. forma dağıtımında bir adaletsizlik mi var? hayır.** bunlar olmayınca artık akla da fazla bir şey gelmiyor. bu adam resmen dünya kupasında oynayabilmek için bize geldi, orada bir patlama yapıp başka bir takıma transfer olma hayali kurdu. sakatlanmasaydı da bunu başaracaktı.
milli takımda oynadığı futbolun 5'te 1'ini galatasaray'da "oynamadı".
şimdi millet kalkmış diyor, elano çok iyi topçu ama kimyamız uymadı. elano şöyle ama olmadı bu sebepten şu sebepten vs. yok daha neler ya.. dalga mı geçiyorsunuz allah aşkına?
ben bile halı saha maçlarına giderken heyecanlanırım, sahaya çıktığımda o çimlere severek basarım, fark açılır ama ben hırsımdan bir şey kaybetmem. elano ise arkadaşları ısınırken cezalı çocuklar gibi geçmiş bir köşeye surat asıyor, kalkıp iki topa vurayım demiyor... sen futbolcusun, bu senin mesleğin. eğer işini severek yapmıyorsan yapma, oynama, bırak futbolu.
benim derdim mutsuz olması değil, fırsatı varken bilerek kullanmamış olması. yeteneğini sahaya bilerek yansıtmamış olması. şimdi iki maç yedek kaldı diye kulübede oturmuş neredeyse ağlayacak. ulan semih şentürk denen adam senelerce bekledi ki guiza gibi bir yeteneksiz sahadayken yedek kalması daha ağır bir hakaretti onun için.
kısacası elano blumer milli takıma gidebilmek için galatasaray'ı kullandı, milli takımda yapacağı patlamayla da daha prestijli bir takıma transfer olmayı hedefledi. olan da bizim paramıza oldu, her maç elano'dan patlama bekleyen ben ve benim gibi taraftara oldu. artık yapacak bir şey yok geçmiş olsun, istediği yere gitsin. ama bu kafayla ondan cacık olmaz.