23
biz gözlerimizi sarı-kırmızı parçalı veya çubuklu ile açtık. arada bir beyaz üzerine çeşitli sarı-kırmızılar da gördük. ardından şimşek forma, gri forma filan derken ortalığı "vişneye çalan koyuca tatlı bir kırmızı'yla, turuncudan iz taşıyan tok bir sarı" yalanı kapladı. (büyük ihtimalle bu söz uydurma. kendi araştırmalarım sonucunda hiç bir ciddi kaynakta bu söze rastlayamadım) kuruluşundan beri kullanılan o güzelim sarı kırmızı gitti, yerini çocuk boku ile bordo'dan oluşan forma kapladı. aslında dananın kuyruğunun koptuğu yer burasıymış. farkedemedim.
bu değişimlerin hepsine sessiz kaldık. uyanan abilerimize de kızdık (kafamı skeyim). hep galatasaray'ın menfaatine şeyler bunlar, koskoca galatasaray bokunu çıkarmaz diye düşündük (malın önde gideniymişim).
derken "turuncu forma" olayı patladı. turuncu forma patlayınca bi irkildim ama yine sesimi çıkarmadım. hatta bir yerde 29 eylül 2008 tarihli yazım var. o yazıda tüm bu değişimi yazarak bundan sonra "mor forma" çıkarılacağını ilk beyan eden de benim. neyse sonuçta tahminim de yanılmadım. sonunda "mor forma" da çıktı ve yine sessiz kaldım.
ama artık yeter;
pembe forma ile artık bu işin boku çıktı. benim sabrım buraya kadarmış. ha homofobi filan diye vız vız edecek olan olursa, türkiye de ilk uçuk pembe gömlek giyen adamlardan birisi olduğumu belirteyim. esas mesele bu değil.
esas mesele, gerçek sarı-kırmızı'dan şeker pembesi gibi dişil bir renge kadar savrulmuş olmamız. bu takımın kuruluş renkleri var ve ben bu renkler ile aşık oldum bu kulübe. bu renklerden bu kadar uzaklaşılmasını içime sindiremiyorum arkadaş. turuncu ve mor da içime sinmemişti ama şeker pembesi beni dinden imandan çıkardı. bu gidişe bir son vermezsek bu adamların niyeti kötü. ardından ne geleceğini kestirmek mümkün değil artık. benim tavsiyem şu. store'de sürekli metin oktay forması satılıyor. üzerinde reklam filan yok. sırtınta ise sadece 10 yazılı. bu sezon içinde ince kumaştan yapılmışı var. mecidiyeköy'e her yolum düştüğünde alıyorum bir tane.
işte bu nedenle;
puantiyeli fırfırlı ve dantelli formaya karşı inadına metin oktay parçalısı
eğer bu politikalarını değiştirmezlerse ölene kadar başka forma almayacağım ve giymeyeceğim.
bu değişimlerin hepsine sessiz kaldık. uyanan abilerimize de kızdık (kafamı skeyim). hep galatasaray'ın menfaatine şeyler bunlar, koskoca galatasaray bokunu çıkarmaz diye düşündük (malın önde gideniymişim).
derken "turuncu forma" olayı patladı. turuncu forma patlayınca bi irkildim ama yine sesimi çıkarmadım. hatta bir yerde 29 eylül 2008 tarihli yazım var. o yazıda tüm bu değişimi yazarak bundan sonra "mor forma" çıkarılacağını ilk beyan eden de benim. neyse sonuçta tahminim de yanılmadım. sonunda "mor forma" da çıktı ve yine sessiz kaldım.
ama artık yeter;
pembe forma ile artık bu işin boku çıktı. benim sabrım buraya kadarmış. ha homofobi filan diye vız vız edecek olan olursa, türkiye de ilk uçuk pembe gömlek giyen adamlardan birisi olduğumu belirteyim. esas mesele bu değil.
esas mesele, gerçek sarı-kırmızı'dan şeker pembesi gibi dişil bir renge kadar savrulmuş olmamız. bu takımın kuruluş renkleri var ve ben bu renkler ile aşık oldum bu kulübe. bu renklerden bu kadar uzaklaşılmasını içime sindiremiyorum arkadaş. turuncu ve mor da içime sinmemişti ama şeker pembesi beni dinden imandan çıkardı. bu gidişe bir son vermezsek bu adamların niyeti kötü. ardından ne geleceğini kestirmek mümkün değil artık. benim tavsiyem şu. store'de sürekli metin oktay forması satılıyor. üzerinde reklam filan yok. sırtınta ise sadece 10 yazılı. bu sezon içinde ince kumaştan yapılmışı var. mecidiyeköy'e her yolum düştüğünde alıyorum bir tane.
işte bu nedenle;
puantiyeli fırfırlı ve dantelli formaya karşı inadına metin oktay parçalısı
eğer bu politikalarını değiştirmezlerse ölene kadar başka forma almayacağım ve giymeyeceğim.