3
hiç bir sezon öncesi görediğim kadar zor ve stresli bir sezon başlıyor. ligdeki ilk maçımızı oynamamıza günler olmasına rağmen sözlükte, "yeter adnan polat", istifa "adnan polat " "kahrol adanan sezgin" nidaları hırla gidiyor. meyanın devamlı galatasarayın üstüne gelip saçma sapan haberler yapması yetmişyormuş gibi, çevredeki herkesin yönetimi alaşa etme düşüncesine anlam vermiyorum bir türlü.
adnan polat ve yönetiminin son yıllarda yaptığı icraatlar ortada. geçmiş yönetimlere göre çok doğru işler yaptılar ve dünde şirket birleşmesi onaylandı. stad orada yükseliyor, mali tablo ortada ve devamlı yeni projelerden bahsediyorlar. sportif başarıyı bir kenarda tutarsak gerçekten çok güzel işler yapılıyor.
futbol takımına gelecek olursak, geçen sene takımın yaptığı transferler son derece iyidi ve her şey şampiyonlar ligi için yapılmıştı. alınan futbolcuların maliyetine ve yöneticilerin beyanatlarına bakacak olursak herkesin kafasında şampiyonlar liginde mücadele etmeyi ve oradan gelecek paralarla bişeyler yapmayı düşündüklerini görebilirsiniz. lig başladıktan sonra baros ve kewell'ın sakatlanması, gün geçtikçe takımın form düşüklüğüne girmesi takıma ciddi takviyelerin yapılması gerektiğini ortaya koydu. yönetim yine güzel hamleler yaparak gio ve jo yu kadroya kattı. ve tabiki en iyiside neil'in kadroya katılmasıydı. adamlar ellerinde geleni yaptılar ama olmadı. kötü gidişi görmezlikten gelip sağa sola suçlamalar yöneltip odak şaşırtmadılar ve kötü oynuyoruz diyebildiler.
başkaları gibi birilerini asıp kesip herşeye tekrardan başlamadılar. takımın başındaki rijkaard'a güvenmeye devam edip, bütçelerine göre birşeyler yapmaya çalıştılar. ali turan, serdar özkan, mehmet battal, çağlar birinci ve musa çağıran çok para verilmeden alındı. hepside takıma yararlı olacak oyuncular. tam ihtiyacımız olan yere cana geldi. sonra pino geldi keitanın yerine, çok iyi ve makul bir altefnatif gibi duruyor şimdilik. kewell takımda tutuldu, belki bir sezonumuza mal olan kewell ın takımda tutulması son derece başarılı ve doğru bir işti. elimizde elano gibi bir alternatif hala duruyor ve yönetim elanoyu satarsak bir oyun kurucu alacağız diyor. mali açıdan mantıksız bir hamle yapacak bir yönetimimiz yok. eminim buradada galatasaray avantajlı olacaktır. üstelik elano gitmese bile bir yabancı daha katılacak bu takıma.
ofk maçındada gördüğümüz gibi takım performansını 90 dakikaya yayabilirse (gün geçtikçe buda olacaktır.) kötü bir tabloyla karşılaşacağımız sanmıyorum. üstelik bu takıma girecek seviyeye gelecek eksikleride saymıyoruz. 70 dakika boyunca adamların tek şutu vardı. son 10 dakikada ise bir bireysel hata bir tanede şans topuyla berabere kaldık. geçen sene bolca yaptığımız son dakikada maçı verme sorunu devam ediyor gibi görünüyor. peki turu geçemeyeceğimiz endişesi hakimmi her hangi birinde ? sanmıyorum...
fakat galatasaray 11 inin aykut (ufuk) - sabri - servet(?) - neil - hakan - cana - mustafa(transfer) - elano- arda - pino(kewell) - baros olduğunda iyi bir performans göstereceğimize inancım tam. ayrıca serdar - mehmet - emre - alituran - çağlar birinci önemsenmeyecek adamlar değil.
aykut konusunu ise bir paragraf açmakta fayda var. aykut bence artık 11 de oynamalı ve en azından yarım sezon sonunda ne olacağına kesin karar verilmeli. kötü bir performans gösterirse devre arasında gönderilir ve bir kaleci gelir ama maç eksiğini tamamlayıp kendine güvenini sağlayıp iyiye doğru giderse, yerli bir kaleci ile yola devam etmenin avantajı bizimle olur. ayrıca ufuk'ta iyi bir alternatif. biraz sabretmemiz lazım sadece. fenerbahçenin bile "top volkanın kontrolünde, direkten dönüyor" lara sabretip adamı ülkenin en iyi kalecisi haline getirdiğini unutmayalım.
bu sezona 8de8 yaparak başlayacağımızı sanmıyorum, fakat 3-4 hafta içerisinde iyi bir form tutturup sezonun sonlarına kadar zevk alarak izlediğimiz bir takımımız olacağından bir şüphem yok. ayrıca sezona bomba gibi başlayıp sezon sonu form düşüklüğü yaşamakdansa böylesi daha iyi olacaktır. rakip takımların etiketlere milyonlar verip aldığı oyuncuların bizi gaza getirmesine izin vermeyip galatasarayımızı desteklemeye devam etmeliyiz. yönetimin aslantepe'de boş trübünlere oynayacak bir takım istediklerini hiç sanmıyorum.
sanırım yazının ana fikri sabretmek oldu.
adnan polat ve yönetiminin son yıllarda yaptığı icraatlar ortada. geçmiş yönetimlere göre çok doğru işler yaptılar ve dünde şirket birleşmesi onaylandı. stad orada yükseliyor, mali tablo ortada ve devamlı yeni projelerden bahsediyorlar. sportif başarıyı bir kenarda tutarsak gerçekten çok güzel işler yapılıyor.
futbol takımına gelecek olursak, geçen sene takımın yaptığı transferler son derece iyidi ve her şey şampiyonlar ligi için yapılmıştı. alınan futbolcuların maliyetine ve yöneticilerin beyanatlarına bakacak olursak herkesin kafasında şampiyonlar liginde mücadele etmeyi ve oradan gelecek paralarla bişeyler yapmayı düşündüklerini görebilirsiniz. lig başladıktan sonra baros ve kewell'ın sakatlanması, gün geçtikçe takımın form düşüklüğüne girmesi takıma ciddi takviyelerin yapılması gerektiğini ortaya koydu. yönetim yine güzel hamleler yaparak gio ve jo yu kadroya kattı. ve tabiki en iyiside neil'in kadroya katılmasıydı. adamlar ellerinde geleni yaptılar ama olmadı. kötü gidişi görmezlikten gelip sağa sola suçlamalar yöneltip odak şaşırtmadılar ve kötü oynuyoruz diyebildiler.
başkaları gibi birilerini asıp kesip herşeye tekrardan başlamadılar. takımın başındaki rijkaard'a güvenmeye devam edip, bütçelerine göre birşeyler yapmaya çalıştılar. ali turan, serdar özkan, mehmet battal, çağlar birinci ve musa çağıran çok para verilmeden alındı. hepside takıma yararlı olacak oyuncular. tam ihtiyacımız olan yere cana geldi. sonra pino geldi keitanın yerine, çok iyi ve makul bir altefnatif gibi duruyor şimdilik. kewell takımda tutuldu, belki bir sezonumuza mal olan kewell ın takımda tutulması son derece başarılı ve doğru bir işti. elimizde elano gibi bir alternatif hala duruyor ve yönetim elanoyu satarsak bir oyun kurucu alacağız diyor. mali açıdan mantıksız bir hamle yapacak bir yönetimimiz yok. eminim buradada galatasaray avantajlı olacaktır. üstelik elano gitmese bile bir yabancı daha katılacak bu takıma.
ofk maçındada gördüğümüz gibi takım performansını 90 dakikaya yayabilirse (gün geçtikçe buda olacaktır.) kötü bir tabloyla karşılaşacağımız sanmıyorum. üstelik bu takıma girecek seviyeye gelecek eksikleride saymıyoruz. 70 dakika boyunca adamların tek şutu vardı. son 10 dakikada ise bir bireysel hata bir tanede şans topuyla berabere kaldık. geçen sene bolca yaptığımız son dakikada maçı verme sorunu devam ediyor gibi görünüyor. peki turu geçemeyeceğimiz endişesi hakimmi her hangi birinde ? sanmıyorum...
fakat galatasaray 11 inin aykut (ufuk) - sabri - servet(?) - neil - hakan - cana - mustafa(transfer) - elano- arda - pino(kewell) - baros olduğunda iyi bir performans göstereceğimize inancım tam. ayrıca serdar - mehmet - emre - alituran - çağlar birinci önemsenmeyecek adamlar değil.
aykut konusunu ise bir paragraf açmakta fayda var. aykut bence artık 11 de oynamalı ve en azından yarım sezon sonunda ne olacağına kesin karar verilmeli. kötü bir performans gösterirse devre arasında gönderilir ve bir kaleci gelir ama maç eksiğini tamamlayıp kendine güvenini sağlayıp iyiye doğru giderse, yerli bir kaleci ile yola devam etmenin avantajı bizimle olur. ayrıca ufuk'ta iyi bir alternatif. biraz sabretmemiz lazım sadece. fenerbahçenin bile "top volkanın kontrolünde, direkten dönüyor" lara sabretip adamı ülkenin en iyi kalecisi haline getirdiğini unutmayalım.
bu sezona 8de8 yaparak başlayacağımızı sanmıyorum, fakat 3-4 hafta içerisinde iyi bir form tutturup sezonun sonlarına kadar zevk alarak izlediğimiz bir takımımız olacağından bir şüphem yok. ayrıca sezona bomba gibi başlayıp sezon sonu form düşüklüğü yaşamakdansa böylesi daha iyi olacaktır. rakip takımların etiketlere milyonlar verip aldığı oyuncuların bizi gaza getirmesine izin vermeyip galatasarayımızı desteklemeye devam etmeliyiz. yönetimin aslantepe'de boş trübünlere oynayacak bir takım istediklerini hiç sanmıyorum.
sanırım yazının ana fikri sabretmek oldu.