138
ciddi şekilde sinirlerimi bozan ve hatta gece uykularımı kaçıran karşılaşma olmuştur. benim bu maçla ilgili yorumum, rakibi hafife almak ve gereksiz havalı olmak bizi zor durumlara sokuyor şeklinde. şimdi genel olarak söylenen, takımın çok hazır olmadığı yönünde. ben buna maalesef pek katılmıyorum. hazır olmayan takımda en çok eleştirilen ve gerek medya gerekse bir grup tarafta tarafından bitirilmeye çalışılan arda turan nasıl oluyor da her pozisyonun içinde bulunabiliyor. öte yandan unutmayalım ki keita, ilk oynadığı maçta bile tribünleri ayağa kaldırmış, bu nasıl bir futbolcudur diye tribünleri dumura uğratmıştı. kısacası serdar özkan bence olmamış. barış, ayhan ikilisi komedi filmi gibi hiç mi hiç olmamış. defansta ise hakan balta maalesef yeteneklerini unutmuş gibi göründü. kalecimizse gelen üç toptan ikisini başarıyla kalemizde gördü ve ilk maçtan bizleri dumura uğratmayı başardı. şimdi bana daha ilk maçlar, takım alışamadı birbirine vs gibi cümleler kuracak sevgili sözlük dostlarıma bir kaç hatırlatma yapmak istiyorum:
-orta sahadaki kötürüm üçlünün birbirine alışamaması gibi bir durum yok. yanyana 5 ya da 6 sezon geçirdiler. bu oyun mantığının olsa olsa tek açıklaması olabilir: aldırmamak. bu adamlar bu takımı iplemiyorlar. nasıl olsa gs'deyiz diyorlar.
-forvetimiz mehmet batdal'ın şanssız değil son vuruşta yetersiz olduğunu düşünüyorum. avrupa maçında 18 içinden kafayı çakıp da direğe takılıyorsan o zaman daha fazla hava topu çalışman gerekiyor demektir.
- benim uefa avrupa ligi içerisinde cimbom'umuza rakip gördüğüm takımlar arasında liverpool, juventus, sporting, olympiakos, az alkmaar gibi takımlar bulunuyor. eğer merak ediyorsanız uefa'nın sitesi şurada http://www.uefa.com/uefaeuropaleague/index.html bir bakabilirsiniz ne gibi skorlar almışlar. o takımlar da yeni transferlere, birbirlerine "alışamamış" oyunculara sahipler.
-kewell'ın, loric cana'nın, pino'nun ve orta sahadaki genç yeteneklerimizin kenarda oturuyor olmasını bana lütfen izah etmeye ya da mantıklı bir şekilde açıklamaya çalışmayın. bu takım galatasaray kardeşim!!! yıldızları sever, yıldızları ile daha çok parlayan ve ne kadar parlarsa o kadar korkulan bir takım. kimsenin bu takımı ayhan gibi barış gibi saçma sapan isimlerle lekelemeye hakkı yok.
-skor bazlı konuşmuyorum. 2-0, 3-0 bitseydi de oynanan oyundan zerre zevk almadığımı benimle beraber izleyenler zaten bilirler.
ana fikir: biz galatasaray taraftarı, daha da ötesi galatasaray hastasıyız. bizim karşımıza çıkıp da hali hazırda çalışan bir takımı inşaat şirketi gibi yöneten dayı kılıklı herifler getirmeyin. bizim karşımıza futbol takımı gibi yönetilen, nakit kazancını sadece üç şekilde sağlayan bir takım getirin: 1. sportif başarı sayesinde kazanılan ödüller. 2. markalaşmış ve önemli isimler sayesinde yapılacak merchandising gelirleri. 3. yine başarılar ve önemli isimler sayesinde marka değerini artırmış bir galatasaray'ın tv, radyo, internet ve sponsor gelirleri. ha bu mantığı beceremeyecekse bu yönetim lütfen defolup gitsin, inşaat yapmaya devam etsin.
-orta sahadaki kötürüm üçlünün birbirine alışamaması gibi bir durum yok. yanyana 5 ya da 6 sezon geçirdiler. bu oyun mantığının olsa olsa tek açıklaması olabilir: aldırmamak. bu adamlar bu takımı iplemiyorlar. nasıl olsa gs'deyiz diyorlar.
-forvetimiz mehmet batdal'ın şanssız değil son vuruşta yetersiz olduğunu düşünüyorum. avrupa maçında 18 içinden kafayı çakıp da direğe takılıyorsan o zaman daha fazla hava topu çalışman gerekiyor demektir.
- benim uefa avrupa ligi içerisinde cimbom'umuza rakip gördüğüm takımlar arasında liverpool, juventus, sporting, olympiakos, az alkmaar gibi takımlar bulunuyor. eğer merak ediyorsanız uefa'nın sitesi şurada http://www.uefa.com/uefaeuropaleague/index.html bir bakabilirsiniz ne gibi skorlar almışlar. o takımlar da yeni transferlere, birbirlerine "alışamamış" oyunculara sahipler.
-kewell'ın, loric cana'nın, pino'nun ve orta sahadaki genç yeteneklerimizin kenarda oturuyor olmasını bana lütfen izah etmeye ya da mantıklı bir şekilde açıklamaya çalışmayın. bu takım galatasaray kardeşim!!! yıldızları sever, yıldızları ile daha çok parlayan ve ne kadar parlarsa o kadar korkulan bir takım. kimsenin bu takımı ayhan gibi barış gibi saçma sapan isimlerle lekelemeye hakkı yok.
-skor bazlı konuşmuyorum. 2-0, 3-0 bitseydi de oynanan oyundan zerre zevk almadığımı benimle beraber izleyenler zaten bilirler.
ana fikir: biz galatasaray taraftarı, daha da ötesi galatasaray hastasıyız. bizim karşımıza çıkıp da hali hazırda çalışan bir takımı inşaat şirketi gibi yöneten dayı kılıklı herifler getirmeyin. bizim karşımıza futbol takımı gibi yönetilen, nakit kazancını sadece üç şekilde sağlayan bir takım getirin: 1. sportif başarı sayesinde kazanılan ödüller. 2. markalaşmış ve önemli isimler sayesinde yapılacak merchandising gelirleri. 3. yine başarılar ve önemli isimler sayesinde marka değerini artırmış bir galatasaray'ın tv, radyo, internet ve sponsor gelirleri. ha bu mantığı beceremeyecekse bu yönetim lütfen defolup gitsin, inşaat yapmaya devam etsin.