coca cola

burada dünyayı kurtarmak için çok hevesli olan kahramanları gördükten sonra bunu söylemek hoşuma gitmiyor fakat galatasaray’ın coca-cola’yla sponsorluk anlaşması yapmasını politik bir tercih gibi okumak, gücün nasıl işlediğine dair temel bir yanılgıya dayanıyor. çünkü coca-cola alıp almamanın dünyada hiçbir şeyi değiştirme ihtimali yok; zaten protesto ettiğini sandığınız güçlerin kurduğu ve kontrol ettiği bir sistemin tam ortasında yaşıyorsunuz.

insanların gündelik hayatlarını sürdürebilmeleri bile aynı küresel mekanizmalara bağlı: enerji altyapısı, bankacılık ağı, telekom, lojistik, üretim zinciri... hepsi aynı düzenin parçaları. bu düzenin içinde yaşarken belirli bir markayı almamayı bir ''politik eylemmiş'' gibi sunmak, insanın kendi etkisini olduğundan büyük sanmasından başka bir şey değil maalesef.

sponsorluk meselesi de bundan farklı değil. galatasaray’ın yaptığı şey şirketle ticari bir anlaşma; hepsi bu. buna koskoca bir jeopolitik anlam yüklemek ise tamamen sembolik bir tatmin. çünkü galatasaray’ın kiminle anlaşma yaptığı da, bir tüketicinin bir ürünü boykot edip etmediği de, bu devasa küresel sistemin umurunda değil.

kahramanların kavrayamadığı şey şu: onlar zaten tepki gösterdikleri güçlerin tanımladığı bir dünyanın içinde yaşıyorlar. harcadıkları her para, kullandıkları her teknoloji, yaptıkları her işlem o yapının içinden geçiyor. o yüzden ''coca-cola’ya mesafe koyarak bir şeye karşı çıkma'' fikri, kağıt üzerinde büyük görünse de gerçekte hiçbir şey ifade etmiyor.