15594
profesyonel futbolcu olarak antrenman yapmak zorunda olduğu için buluşmaları, partileri ve doğum günlerini kaçırmaktan yakınan kişi.
sen de bu hayatta parti kaçırıyorsan işçi ve memur ne yapsın be mauro? sanki bana günün 23 saati idman yapıyor. hava güzelken elinde birayla boğaz turunda, 1 günlük boşlukta dahi milano'da tatilde, 2 gün ve üzeri boşluklarda arjantin'de goygoyda... ama sorarsan günde 2 saat antrenman yapmak zorunda olduğu için hayatı kaçırıyor.
kaptanı olduğu camiaya son 2 yıldaki fiziksel durumuyla ihanet etmekte olan biri, herkesin ortak derdi yeteri kadar çalışmayıp kendine bakmaması ve paşamız ilk fırsatta yaptığı açıklamada "partileyememek" gibi bir konudan yakınıyor.
benim saf taraftarım da hala "2 ay erken döndü, kasımda dönecekti, kendisine iyi bakacak, eski icardi olacak" diye kendini avutuyor.
icardi, kasım milli arasından sonra da dönmüş olsaydı bir şey değişmeyecekti, yine sahada gezinip hiçbir şey yapmadan ve birkaç adım ileriye yetişemeden 90 dakikayı geçirecekti. ligin fersah fersah üzerinde olan takımda 5-6 gol attı diye icardi geri dönmeyecek. kafa vuruyor, çocuğun kafasına çarpmış gibi yuvarlanıp gidiyor top... pas atılıyor, topun gidişini en yakından izliyor... takım kontraya çıkıyor, bizim ceza sahasından pozisyona dahil olmaya başlayan rakibin son adamına denk gelmişken kendisi daha orta sahayı geçememiş oluyor... onlarcasını sayarız daha.
herkesin bıçakları bileyip kendisini hedef tahtasına oturttuğu ortamda çıkıp da "antrenman yapmak zorundayım, birçok şeyi kaçırıyorum, doğum günlerini kaçırıyorum, arkadaş partilerini kaçırıyorum, bu büyük fedakarlık" diyen bir adama karşı sakin kalamıyorum, kimse kusura bakmasın. fedakarlık eskiye dönmek için 10 kilo verip hareketlilik kazanmakla olur, "sabah 2 saat idmana çıkmak için partilerde sabaha kadar içemiyorum" diye ağlayarak değil.
sen de bu hayatta parti kaçırıyorsan işçi ve memur ne yapsın be mauro? sanki bana günün 23 saati idman yapıyor. hava güzelken elinde birayla boğaz turunda, 1 günlük boşlukta dahi milano'da tatilde, 2 gün ve üzeri boşluklarda arjantin'de goygoyda... ama sorarsan günde 2 saat antrenman yapmak zorunda olduğu için hayatı kaçırıyor.
kaptanı olduğu camiaya son 2 yıldaki fiziksel durumuyla ihanet etmekte olan biri, herkesin ortak derdi yeteri kadar çalışmayıp kendine bakmaması ve paşamız ilk fırsatta yaptığı açıklamada "partileyememek" gibi bir konudan yakınıyor.
benim saf taraftarım da hala "2 ay erken döndü, kasımda dönecekti, kendisine iyi bakacak, eski icardi olacak" diye kendini avutuyor.
icardi, kasım milli arasından sonra da dönmüş olsaydı bir şey değişmeyecekti, yine sahada gezinip hiçbir şey yapmadan ve birkaç adım ileriye yetişemeden 90 dakikayı geçirecekti. ligin fersah fersah üzerinde olan takımda 5-6 gol attı diye icardi geri dönmeyecek. kafa vuruyor, çocuğun kafasına çarpmış gibi yuvarlanıp gidiyor top... pas atılıyor, topun gidişini en yakından izliyor... takım kontraya çıkıyor, bizim ceza sahasından pozisyona dahil olmaya başlayan rakibin son adamına denk gelmişken kendisi daha orta sahayı geçememiş oluyor... onlarcasını sayarız daha.
herkesin bıçakları bileyip kendisini hedef tahtasına oturttuğu ortamda çıkıp da "antrenman yapmak zorundayım, birçok şeyi kaçırıyorum, doğum günlerini kaçırıyorum, arkadaş partilerini kaçırıyorum, bu büyük fedakarlık" diyen bir adama karşı sakin kalamıyorum, kimse kusura bakmasın. fedakarlık eskiye dönmek için 10 kilo verip hareketlilik kazanmakla olur, "sabah 2 saat idmana çıkmak için partilerde sabaha kadar içemiyorum" diye ağlayarak değil.
