305
uğurcan çakır'ın galatasaray'a transferi ile bir süreliğine (artık 1 yıl mı olur bu süre 10 yıl mı olur ona uğurcan ve performansı cevap verecek) ortadan kalkmış olan süreçtir.
hafızamı tazelemek adına sürecin -anladığım ve takip edebildiğim kadarıyla- özetini çıkarmak isterim.
aslında bu sürece geçen sezon girecektik ama muslera ile 1 yıl daha kontrat uzatıldı. muslera çocuğunun/çocuklarının okul çağına gelmesi sebebiyle onların da eğitimi için urugay'a dönen ailesine yakın olmak istediğini dile getiriyordu. bu sebeple son 1 yıldır bu yaz transfer döneminde kaleci transferi yapmamız zaruriyeti belliydi.
bahar aylarında sözleşmesinin sonuna yaklaşan alisson becker ismi ufaktan gündeme düşmeye başladı. mamardashvili transferi ile ucuz bir bonservis karşılığında transferi kovalanacak deniliyordu. bu transfer dedikosunda alisson'un liverpool'a götürdüğü ve çok sevdiği taffarel'in de etkisi vardı. hızlıca söndü bu iş.
sonra gözümüzü ederson ve birkaç kalecinin olduğu bir listeye açtık. genç kaleciler biraz yalandan yoklandı. ciddi bir talep oluşmadı. bu listeden petrovic va milinkovic-savic çok hızlı bir şekilde elendi, başka kulüplere transferleri hızlı gerçekleşti. lemmens ile ciddi bir şekilde ilgilenilmedi. tzolakis gibi birkaç genç kaleci de sadece taraftarın ilgi duyduğu kaleciler olarak kaldı. taraftarın ilgisinden dolayı medyada da isimleri çıktı dönem dönem.
psg'nin chevalier transferinden sonra bir anda donnarumma ismi düştü ortaya. bu süreçte ederson için de girişimler başlamış ve devam ediyordu. yine bu süreçte yönetim çıkıp muslera ile bir sene daha devam ederiz diye düşünüyorduk gibi plansızlığını ortaya döken açıklamalar da yaptı. uğurcan çakır için de bu süreçte fenerbahçe'nin ilgisi vardı. buradan sonrası tam istediğimiz gibi sonuçlanmasa da stratejik bir sürece dönüştü.
öncelikle ederson ile 6-7 milyon euro maaş karşılığında anlaşıldı. ama masadaki donnarumma kafa karıştırdı. italyan da direkt reddetmedi ama talipsiz kalması ihtimaline karşı son tercih olarak okey oldu. manchester city ise donnarumma'yı istedi ama önceliğini ederson'u tutmak olarak belirledi. bizim ederson'u aldığımız gün onlar donnarumma'yı indirecekti. biz ederson'u almazsak hamle yapmayacaklardı. biz de acaba donnarumma olur mu düşüncelerine daldık ve yeşil ışık da aldık. bizim avantajımız uefa listelerine oyuncu yetiştirebileceğimiz ek 24 saatlik bir zamanımız da vardı ve ederson'u almayıp, city'nin de donnarumma ile imzalamadığı senaryoda onu indirebiliyor durumdaydık. bu kısımda değişik ödeme senaryoları için psg'de kısmen ikna edilmişti. hatta gündeme bonservissiz alıp sonraki satıştan %100 pay gibi şeyler de düştü ama muhtemelen o kadar da değildir.
sonra bir anda ali koç çıktı ortaya. sırf donnarumma galatasaray işini bozmak için olmadık ekonomik şartlarla ederson transferine dahil oldu. bunun üzerine son gün anlamsız bir paraya ederson'u bağladı ve donnarumma city transferinin önünü açtı. biz de son dakikada önümüze gelene 25 milyon euro teklif ettiğimiz bir sekansta bulduk kendimizi. adı bir anda gündeme düşen restes transferi de başka bir transfere bağlıydı ve öncülü transfer gerçekleşmediği için yattı. son olarak hep 2. seçenek olarak tutulan ama somut girişimlerin çok da olmadığı uğurcan çakır'a birkaç saat içinde imza attırdık.
hafızamı tazelemek adına sürecin -anladığım ve takip edebildiğim kadarıyla- özetini çıkarmak isterim.
aslında bu sürece geçen sezon girecektik ama muslera ile 1 yıl daha kontrat uzatıldı. muslera çocuğunun/çocuklarının okul çağına gelmesi sebebiyle onların da eğitimi için urugay'a dönen ailesine yakın olmak istediğini dile getiriyordu. bu sebeple son 1 yıldır bu yaz transfer döneminde kaleci transferi yapmamız zaruriyeti belliydi.
bahar aylarında sözleşmesinin sonuna yaklaşan alisson becker ismi ufaktan gündeme düşmeye başladı. mamardashvili transferi ile ucuz bir bonservis karşılığında transferi kovalanacak deniliyordu. bu transfer dedikosunda alisson'un liverpool'a götürdüğü ve çok sevdiği taffarel'in de etkisi vardı. hızlıca söndü bu iş.
sonra gözümüzü ederson ve birkaç kalecinin olduğu bir listeye açtık. genç kaleciler biraz yalandan yoklandı. ciddi bir talep oluşmadı. bu listeden petrovic va milinkovic-savic çok hızlı bir şekilde elendi, başka kulüplere transferleri hızlı gerçekleşti. lemmens ile ciddi bir şekilde ilgilenilmedi. tzolakis gibi birkaç genç kaleci de sadece taraftarın ilgi duyduğu kaleciler olarak kaldı. taraftarın ilgisinden dolayı medyada da isimleri çıktı dönem dönem.
psg'nin chevalier transferinden sonra bir anda donnarumma ismi düştü ortaya. bu süreçte ederson için de girişimler başlamış ve devam ediyordu. yine bu süreçte yönetim çıkıp muslera ile bir sene daha devam ederiz diye düşünüyorduk gibi plansızlığını ortaya döken açıklamalar da yaptı. uğurcan çakır için de bu süreçte fenerbahçe'nin ilgisi vardı. buradan sonrası tam istediğimiz gibi sonuçlanmasa da stratejik bir sürece dönüştü.
öncelikle ederson ile 6-7 milyon euro maaş karşılığında anlaşıldı. ama masadaki donnarumma kafa karıştırdı. italyan da direkt reddetmedi ama talipsiz kalması ihtimaline karşı son tercih olarak okey oldu. manchester city ise donnarumma'yı istedi ama önceliğini ederson'u tutmak olarak belirledi. bizim ederson'u aldığımız gün onlar donnarumma'yı indirecekti. biz ederson'u almazsak hamle yapmayacaklardı. biz de acaba donnarumma olur mu düşüncelerine daldık ve yeşil ışık da aldık. bizim avantajımız uefa listelerine oyuncu yetiştirebileceğimiz ek 24 saatlik bir zamanımız da vardı ve ederson'u almayıp, city'nin de donnarumma ile imzalamadığı senaryoda onu indirebiliyor durumdaydık. bu kısımda değişik ödeme senaryoları için psg'de kısmen ikna edilmişti. hatta gündeme bonservissiz alıp sonraki satıştan %100 pay gibi şeyler de düştü ama muhtemelen o kadar da değildir.
sonra bir anda ali koç çıktı ortaya. sırf donnarumma galatasaray işini bozmak için olmadık ekonomik şartlarla ederson transferine dahil oldu. bunun üzerine son gün anlamsız bir paraya ederson'u bağladı ve donnarumma city transferinin önünü açtı. biz de son dakikada önümüze gelene 25 milyon euro teklif ettiğimiz bir sekansta bulduk kendimizi. adı bir anda gündeme düşen restes transferi de başka bir transfere bağlıydı ve öncülü transfer gerçekleşmediği için yattı. son olarak hep 2. seçenek olarak tutulan ama somut girişimlerin çok da olmadığı uğurcan çakır'a birkaç saat içinde imza attırdık.

