2247
hakkında söyleyebileceğim en net şey, tiksiniyorum artıktır. hepinize teşekkür ediyorum gerçekten, sonunda beni galatasaray'la ilgili bir şeyden soğutmayı başardınız.
çok fazla insan tanıdım; ama bu kadar sabitfikirli, bu kadar düz mantık, bu kadar niteliksiz, bu kadar dönek insanları bir arada görmemiştim. bana bunun da olabileceğini gösterdiğiniz için gerçekten sizlere minnettarım. niteliksiz insanlardan nitelikli entryler çıkmasını bekleyerek kendimi kandırmışım bu kadar süredir.
istatistikler ortaya dökülsün de, şu sözlüğün yaş ortalaması bir gün yüzüne çıkarılsın istiyorum. yaş ortalamamız düşükse, birkaç yıla düzelir diyerek kendimi avutacağım çünkü. yapılan eleştiriler, 16 yaşındaki ergen bünyelerin kendi içinde çelişen ifadelerinden farklı değil.
önünüze çok lezzetli, muhteşem görsellikte bir yemek gelir; büyük iştahla yemeye başlarsınız. yemeğin tam ortasında tabağınızdan çıkan kıl nasıl bir tiksinme ve iğrenme duygusu oluşturuyorsa, bu sözlüğün kimi üyeleri de bende aynı duyguyu oluşturuyor. o yazarlar yüzünden, tüm sözlükten soğuyorum ben. burası basit, anlamsız eleştirilerin yapıldığı bir yer izlenimi uyandırıyor ister istemez.
ben sözlüğe girdiğimde, eskisi gibi tüm entryleri tek tek okuyabilmek istiyorum. şimdi yaptığım gibi sadece kadro butonuna basıp oradaki entryleri okumak değil. eskiden buralar dutluktu anasını satayım, her yer yeşillikti. zizonkovac daha bi' zizonkovac idi. onu okumak -her ne kadar sinirlendirse de- keyif veriyordu. ondan da bir şeyler öğreniyordum. eski maçları anlatıyordu mesela, tribün anılarından bahsediyordu arada. ne bileyim, bahis oyunlarındaki ak sakallı dede faktörü yardırıyordu.
şimdi öyle değil. kendilerini zizonkovac sanan birkaç aklı evvel türedi sözlükte. "hacı, muhalefet olalım da dikkat çekelim hondurasa koyim" dediler, iyi b.k yediler. delinin biri kuyuya taş attı, öbür deli durur mu, kayayı saldı kuyudan aşağıya. ulan ergen bünyeler, örnek aldığınız adam yazmayı biliyor en azından. yaptığı eleştirinin haklı taraflarını ortaya koyuyor, sizin yaptığınız ne anasını satayım? kendi içinizde çelişmekten başka bir halt bildiğiniz yok. *
valla sıkıldım abicim, boğdunuz yani. sol framede herhangi bir başlığa tıkladığımda her üç entryden ikisinin saçmalıktan ibaret olması sinirlerimi zıplatıyor. ve ben, en çok sevdiğim şeylerden biri olan sözlük okuma eylemini sizin yüzünüzden sinirlenerek bırakıyorum.
adnan polat bir transfer yapar, aslan başkan adam gibi adam olur; bugün haldun üstünel istifa eder vay efendim adnan polat adam değilmiş, başkanlığı kaybettiğinin resmidir bu. yahut, liseli yönetici istemiyoruz şudur budur derken, adnan polat şampiyonluk sonrası sahaya inip 20.45 dediği için amigo başkan oluyor bugün.
birini sevmiyor olabilirsiniz, birini eleştiriyor olabilirsiniz; ama bunu dönekçe yapmayın. iki gün önce aslanım benim dediğiniz adama bugün adam değilmiş demeyin. bunu diyorsanız da, yazdığınız şeyi öyle sağlam temellere dayandırın ki ben size hak vereyim. aksi taktirde herkesin sinir sistemine zarar veriyorsunuz. ben mümkün mertebe ilaç kullanmayan insanım, sizin yüzünüzden artan baş ağrılarım bazen öyle seviyelere geliyor ki iki tane ağrı kesici alıyorum gençler.
dünya kupası maçları bile, ergen fikirleriniz yüzünden zehir oldu be abicim, yazık değil mi bize? zaten dört yılda bir yapılıyor meret, kaldı ki bu sene vuvuzela ve ömer üründül yeterince işkence etti kulaklara, siz de tutmuş beynimin ırzına geçmeye çalışıyorsunuz. ronaldo mu messi mi tartışması yapıyorsunuz hala. biri ronaldo'nun jölesine kafayı takıyor, öbürü gelip çakma uzaylı diyerek kendi çapında messi'yi ezmeye çalışıyor. ikinizin de omurilik sıvısında zürafalar tepinsin, daha nasıl beddua edeyim ben size?
şu ortamı güzel kılmak bizim elimizde canlar, tıpkı ırzına geçmenin bizim elimizde olduğu gibi. ben aklı başında eleştiriler okumak istiyorum burda, üçüncü sınıf çocuğu mantığındaki "benim babam senin babanı döver" eleştirileri değil. hayır, çok mu zor bunu yapmak anlamıyorum. tek beklediğim, okuma hakkıma biraz saygı göstermeniz. yoksa ben de biliyorum burda saçmalamayı. öyle yapınca deli gibi eğlenirim de hem. ama yapmıyorum, çünkü hepinize büyük saygım var.
neyse anasını satayım, vakit ayırıp şu entryyi yazdım okuyan iki-üç kişi çıkar. ben de kendi çapımda vakit öldürmüş olurum. sözlüğün ırzına geçmeye devam edin siz en iyisi, eğlenin. zaten burası da çocuk parkı.
çok fazla insan tanıdım; ama bu kadar sabitfikirli, bu kadar düz mantık, bu kadar niteliksiz, bu kadar dönek insanları bir arada görmemiştim. bana bunun da olabileceğini gösterdiğiniz için gerçekten sizlere minnettarım. niteliksiz insanlardan nitelikli entryler çıkmasını bekleyerek kendimi kandırmışım bu kadar süredir.
istatistikler ortaya dökülsün de, şu sözlüğün yaş ortalaması bir gün yüzüne çıkarılsın istiyorum. yaş ortalamamız düşükse, birkaç yıla düzelir diyerek kendimi avutacağım çünkü. yapılan eleştiriler, 16 yaşındaki ergen bünyelerin kendi içinde çelişen ifadelerinden farklı değil.
önünüze çok lezzetli, muhteşem görsellikte bir yemek gelir; büyük iştahla yemeye başlarsınız. yemeğin tam ortasında tabağınızdan çıkan kıl nasıl bir tiksinme ve iğrenme duygusu oluşturuyorsa, bu sözlüğün kimi üyeleri de bende aynı duyguyu oluşturuyor. o yazarlar yüzünden, tüm sözlükten soğuyorum ben. burası basit, anlamsız eleştirilerin yapıldığı bir yer izlenimi uyandırıyor ister istemez.
ben sözlüğe girdiğimde, eskisi gibi tüm entryleri tek tek okuyabilmek istiyorum. şimdi yaptığım gibi sadece kadro butonuna basıp oradaki entryleri okumak değil. eskiden buralar dutluktu anasını satayım, her yer yeşillikti. zizonkovac daha bi' zizonkovac idi. onu okumak -her ne kadar sinirlendirse de- keyif veriyordu. ondan da bir şeyler öğreniyordum. eski maçları anlatıyordu mesela, tribün anılarından bahsediyordu arada. ne bileyim, bahis oyunlarındaki ak sakallı dede faktörü yardırıyordu.
şimdi öyle değil. kendilerini zizonkovac sanan birkaç aklı evvel türedi sözlükte. "hacı, muhalefet olalım da dikkat çekelim hondurasa koyim" dediler, iyi b.k yediler. delinin biri kuyuya taş attı, öbür deli durur mu, kayayı saldı kuyudan aşağıya. ulan ergen bünyeler, örnek aldığınız adam yazmayı biliyor en azından. yaptığı eleştirinin haklı taraflarını ortaya koyuyor, sizin yaptığınız ne anasını satayım? kendi içinizde çelişmekten başka bir halt bildiğiniz yok. *
valla sıkıldım abicim, boğdunuz yani. sol framede herhangi bir başlığa tıkladığımda her üç entryden ikisinin saçmalıktan ibaret olması sinirlerimi zıplatıyor. ve ben, en çok sevdiğim şeylerden biri olan sözlük okuma eylemini sizin yüzünüzden sinirlenerek bırakıyorum.
adnan polat bir transfer yapar, aslan başkan adam gibi adam olur; bugün haldun üstünel istifa eder vay efendim adnan polat adam değilmiş, başkanlığı kaybettiğinin resmidir bu. yahut, liseli yönetici istemiyoruz şudur budur derken, adnan polat şampiyonluk sonrası sahaya inip 20.45 dediği için amigo başkan oluyor bugün.
birini sevmiyor olabilirsiniz, birini eleştiriyor olabilirsiniz; ama bunu dönekçe yapmayın. iki gün önce aslanım benim dediğiniz adama bugün adam değilmiş demeyin. bunu diyorsanız da, yazdığınız şeyi öyle sağlam temellere dayandırın ki ben size hak vereyim. aksi taktirde herkesin sinir sistemine zarar veriyorsunuz. ben mümkün mertebe ilaç kullanmayan insanım, sizin yüzünüzden artan baş ağrılarım bazen öyle seviyelere geliyor ki iki tane ağrı kesici alıyorum gençler.
dünya kupası maçları bile, ergen fikirleriniz yüzünden zehir oldu be abicim, yazık değil mi bize? zaten dört yılda bir yapılıyor meret, kaldı ki bu sene vuvuzela ve ömer üründül yeterince işkence etti kulaklara, siz de tutmuş beynimin ırzına geçmeye çalışıyorsunuz. ronaldo mu messi mi tartışması yapıyorsunuz hala. biri ronaldo'nun jölesine kafayı takıyor, öbürü gelip çakma uzaylı diyerek kendi çapında messi'yi ezmeye çalışıyor. ikinizin de omurilik sıvısında zürafalar tepinsin, daha nasıl beddua edeyim ben size?
şu ortamı güzel kılmak bizim elimizde canlar, tıpkı ırzına geçmenin bizim elimizde olduğu gibi. ben aklı başında eleştiriler okumak istiyorum burda, üçüncü sınıf çocuğu mantığındaki "benim babam senin babanı döver" eleştirileri değil. hayır, çok mu zor bunu yapmak anlamıyorum. tek beklediğim, okuma hakkıma biraz saygı göstermeniz. yoksa ben de biliyorum burda saçmalamayı. öyle yapınca deli gibi eğlenirim de hem. ama yapmıyorum, çünkü hepinize büyük saygım var.
neyse anasını satayım, vakit ayırıp şu entryyi yazdım okuyan iki-üç kişi çıkar. ben de kendi çapımda vakit öldürmüş olurum. sözlüğün ırzına geçmeye devam edin siz en iyisi, eğlenin. zaten burası da çocuk parkı.