9195
son 3 yılda yaşadıkları başarısızlık ve hayal kırıklığı ile yarattıkları gündemden dolayı aşırı rahatsız olduğum camiadır.
maalesef karşımızda artık bir spor rakibi değil, zengin bir zümrenin şımarık grubu bulunmaktadır.
bunlar ise başarısızlıklarından ders çıkarmak yerine karşısında başarılı olan camianın üstüne çamur atıp iz bırakma yolunu seçmişlerdir.
3 yıldır her hafta, her ay, her dönem bir şekilde galatasaray'a nefret kusup, başarılarını değersizleştirmek için var gücüyle çalışmışlardır.
bu 3 yıllık süreçte acayip derecede sinirlendiğim, ''neden bu ülkede yaşıyorum?'' diye isyan ettiğim öyle noktalara getirdiler ki beni, anlatmaya kalksam kimse okumak istemez.
ama...
fark ettim ki başarısızlıklarını örtmek için her türlü çirkinliği yapan bu grubun aslında gerçek hayatta hiçbir geçerliliği yok.
bugüne kadar kimse gelip benim yüzüme ali'nin yalanlarına inanmış bir şekilde çıkmadı.
kimse bana erden timur şöyle dedi, hakemler böyle yaptı, galatasaray şöyle kollandı demedi diyemedi.
yani yarattıkları toksik ortam sadece ve sadece kendilerinin yarattığı medya kurulları ve bunu satın alan sosyal medya kullanıcılarından ibaret.
zaten amaçları da buydu.
kendi propagandalarını yürütebilecekleri ve kendi kominlerini kekleyebilecekleri bir alem yaratmaları gerekiyordu.
bu işin oluru ise sosyal medyaya hakim olmaktan geçiyordu, artık eskisi gibi ana akım medya tv kanallarından ve gazetelerden ibaret değildi.
bu projenin ilk ayağı ise hepimizin nefretle takip etmediği sports digitale oluşumu.
daha sonra vole'de saç önderliği.
daha sonra demirkol ile socrates furyası.
ali koç'un prensi hatta ve hatta kıyıcı ve erinç ağabeylere göre fb medyasının hasan tahsin'i buçukluk ahmet.
bu saydığım isimlere iştirak eden diğer kişiler ise ahmet çakar falan filan tayfa.
bir de habertürk ve sabah grubunun geçkin yazarları.
başta söylediğim gibi ne olursa olsun bu adamların yarattığı algının sosyal medyadan başka bir geçerliliği yok.
twitter, youtube, instagram gibi mecralarda bunları ve algılarına yenik düşen amipleri engelleyin.
kanallarını izlemeyen, yazılarını okumayın.
o kadar sorunsuz oluyor ki her şey.
galatasaray'ımız maç kazanıyor biz ise taraftar olarak bu galibiyetten keyif alacakken gelip buna limon sıkmaya çalışıyorlar.
hayır abicim, bundan sonra hiçbir sosyal ağınızı görmeyeceğim.
takımımdan ve başarılarından keyif alacağım.
engelle butonunu sosyal mecralarda (buna youtube dahil) her alanda kullanıp ben takımımdan keyif almaya bakacağım.
yarattıkları boş gündemler ve algılar ile kendilerine başarısızlıklar diliyorum.
bu algılara inanan zekası düşük fbli arkadaşlara ve buna çanak tutan diğer küçük camialara ise acıyorum.
bunlarla birlikte bu zamana kadar futbola yaklaşım şeklim olan objektifliği bir kenara bırakıyorum.
bu güruha hiçbir şey anlatmak ve aktarmak ile uğraşmamak gerekiyor, keza anlamadıkları ortada.
bugünden itibaren galatasaray bir maçı kazanıyorsa hakeme rağmen, kaybediyorsa hakem yüzündendir.
maalesef karşımızda artık bir spor rakibi değil, zengin bir zümrenin şımarık grubu bulunmaktadır.
bunlar ise başarısızlıklarından ders çıkarmak yerine karşısında başarılı olan camianın üstüne çamur atıp iz bırakma yolunu seçmişlerdir.
3 yıldır her hafta, her ay, her dönem bir şekilde galatasaray'a nefret kusup, başarılarını değersizleştirmek için var gücüyle çalışmışlardır.
bu 3 yıllık süreçte acayip derecede sinirlendiğim, ''neden bu ülkede yaşıyorum?'' diye isyan ettiğim öyle noktalara getirdiler ki beni, anlatmaya kalksam kimse okumak istemez.
ama...
fark ettim ki başarısızlıklarını örtmek için her türlü çirkinliği yapan bu grubun aslında gerçek hayatta hiçbir geçerliliği yok.
bugüne kadar kimse gelip benim yüzüme ali'nin yalanlarına inanmış bir şekilde çıkmadı.
kimse bana erden timur şöyle dedi, hakemler böyle yaptı, galatasaray şöyle kollandı demedi diyemedi.
yani yarattıkları toksik ortam sadece ve sadece kendilerinin yarattığı medya kurulları ve bunu satın alan sosyal medya kullanıcılarından ibaret.
zaten amaçları da buydu.
kendi propagandalarını yürütebilecekleri ve kendi kominlerini kekleyebilecekleri bir alem yaratmaları gerekiyordu.
bu işin oluru ise sosyal medyaya hakim olmaktan geçiyordu, artık eskisi gibi ana akım medya tv kanallarından ve gazetelerden ibaret değildi.
bu projenin ilk ayağı ise hepimizin nefretle takip etmediği sports digitale oluşumu.
daha sonra vole'de saç önderliği.
daha sonra demirkol ile socrates furyası.
ali koç'un prensi hatta ve hatta kıyıcı ve erinç ağabeylere göre fb medyasının hasan tahsin'i buçukluk ahmet.
bu saydığım isimlere iştirak eden diğer kişiler ise ahmet çakar falan filan tayfa.
bir de habertürk ve sabah grubunun geçkin yazarları.
başta söylediğim gibi ne olursa olsun bu adamların yarattığı algının sosyal medyadan başka bir geçerliliği yok.
twitter, youtube, instagram gibi mecralarda bunları ve algılarına yenik düşen amipleri engelleyin.
kanallarını izlemeyen, yazılarını okumayın.
o kadar sorunsuz oluyor ki her şey.
galatasaray'ımız maç kazanıyor biz ise taraftar olarak bu galibiyetten keyif alacakken gelip buna limon sıkmaya çalışıyorlar.
hayır abicim, bundan sonra hiçbir sosyal ağınızı görmeyeceğim.
takımımdan ve başarılarından keyif alacağım.
engelle butonunu sosyal mecralarda (buna youtube dahil) her alanda kullanıp ben takımımdan keyif almaya bakacağım.
yarattıkları boş gündemler ve algılar ile kendilerine başarısızlıklar diliyorum.
bu algılara inanan zekası düşük fbli arkadaşlara ve buna çanak tutan diğer küçük camialara ise acıyorum.
bunlarla birlikte bu zamana kadar futbola yaklaşım şeklim olan objektifliği bir kenara bırakıyorum.
bu güruha hiçbir şey anlatmak ve aktarmak ile uğraşmamak gerekiyor, keza anlamadıkları ortada.
bugünden itibaren galatasaray bir maçı kazanıyorsa hakeme rağmen, kaybediyorsa hakem yüzündendir.