15183
forvet konusunda eli zora düşen hoca.
şöyle ki, icardi bu takımın sembolü. osimhen ise türkiye'ye yolu düşmüş en büyük yabancı. ikisinden birini sakatlık vs. olmadan yedek oturtabilecek hoca yok türkiye'de. okan hoca da dahil.
böyle olunca özellikle beşiktaş maçındaki gibi 4-4-2 veya 3-5-2 formasyonuyla sahaya çıkacağız. dizilişi geriden itibaren ele alırsak;
kaan-davinson-abdulkerim tandemi:
kaan yavaş bir oyuncu ve geniş alanda fazlasıyla sıkıntı yaşıyor. hareketli bir kanatla eşleştiğinde ancak faulle durdurabiliyor. sarı kart görürse maçın devamında 2. sarıyı görmemek için rakibin geçmesine izin veriyor ve işimiz kademesini alması gereken davinson'a kalıyor. 3'lü dizilimde daha fazla 1'e 1 eşleşmesi sakıncalı.
davinson için söylenecek söz yok. istersen 1-5-4 oyna yine sırıtmaz.
abdülkerim tıpkı kaan gibi geniş alanda sıkıntı yaşıyor. 1'e 1 eşleşmelerde de beli dönmüyor. yine kademesine davinson'un yetişmesi gereken bir diğer isim.
barış-torreira-sara-yunus-sallai tandemi:
isimlere tek tek değinmeyeceğim ancak kanatların beklere doğru çekildiği durumlarda orta sahada rakipten sayıca eksik kalıyoruz. mertens varken bu durum daha da sorun oluyor. osimhen ve icardi'den yeterli katkı gelmemesi bizi zora sokuyor.
nitekim sahamızda oynadığımız beşiktaş maçında topla oynama yüzdemiz %39'da kaldı. iç sahada inanılmaz bir rakam. beşiktaş'ın birkaç gün önce lyon karşısındaki futbolunu düşününce durum daha net ortaya çıkıyor.
yine çift forvetle başladığımız ve kendi sahamızda 3-3 berabere kaldığımız kasımpaşa maçında topla oynama oranı %50-50. üstüne kasımpaşa bizden daha fazla pas yapmış. çift forvete uygun takımımız olduğunu pek düşünmüyorum.
şimdi beşiktaş maçını kazandık, pozisyonlarımız vardı diyenler olacaktır. evet kazandık. evet pozisyonlarımız da vardı. ancak beşiktaş'ın da gereğinden fazla pozisyonları vardı. semih, joao mario ve immobile tanınmaz halde olmasa bugün bunları konuşmazdık.
misal daha maçın 3. dakikasında kaptırılan topta rafa silva abdülkerim ile yunus'un arasındaki boşluğa güzel bir pas çıkardı. joao mario çok rahat pozisyonda ortaya kesti. gedson 1 adım hızlı atabilse maçın başında 1-0 geriye düşecektik. pozisyonun devamında bu kez semih bomboş durumda topla buluştu, kaan'ı ekarte edip karşı karşıya pozisyonda golü atamadı.
43. dakikada orta sahanın sayısal zafiyetinden faydalanan beşiktaş topu gedson ile buluşturuyor. gedson önündeki bomboş alanı değerlendirip sağ kanattaki rafa'yı görüyor. rafa içeri sokulup iyi bir şut çıkardı, muslera güç de olsa çeldi. yine gereksiz verilmiş bir pozisyon.
beşiktaş yerine yarın bir gün avrupa'da daha iyi bir takım gelse bu boşluklardan bizi perişan eder.
(bkz: 28 ekim 2024 galatasaray beşiktaş maçı)
şöyle ki, icardi bu takımın sembolü. osimhen ise türkiye'ye yolu düşmüş en büyük yabancı. ikisinden birini sakatlık vs. olmadan yedek oturtabilecek hoca yok türkiye'de. okan hoca da dahil.
böyle olunca özellikle beşiktaş maçındaki gibi 4-4-2 veya 3-5-2 formasyonuyla sahaya çıkacağız. dizilişi geriden itibaren ele alırsak;
kaan-davinson-abdulkerim tandemi:
kaan yavaş bir oyuncu ve geniş alanda fazlasıyla sıkıntı yaşıyor. hareketli bir kanatla eşleştiğinde ancak faulle durdurabiliyor. sarı kart görürse maçın devamında 2. sarıyı görmemek için rakibin geçmesine izin veriyor ve işimiz kademesini alması gereken davinson'a kalıyor. 3'lü dizilimde daha fazla 1'e 1 eşleşmesi sakıncalı.
davinson için söylenecek söz yok. istersen 1-5-4 oyna yine sırıtmaz.
abdülkerim tıpkı kaan gibi geniş alanda sıkıntı yaşıyor. 1'e 1 eşleşmelerde de beli dönmüyor. yine kademesine davinson'un yetişmesi gereken bir diğer isim.
barış-torreira-sara-yunus-sallai tandemi:
isimlere tek tek değinmeyeceğim ancak kanatların beklere doğru çekildiği durumlarda orta sahada rakipten sayıca eksik kalıyoruz. mertens varken bu durum daha da sorun oluyor. osimhen ve icardi'den yeterli katkı gelmemesi bizi zora sokuyor.
nitekim sahamızda oynadığımız beşiktaş maçında topla oynama yüzdemiz %39'da kaldı. iç sahada inanılmaz bir rakam. beşiktaş'ın birkaç gün önce lyon karşısındaki futbolunu düşününce durum daha net ortaya çıkıyor.
yine çift forvetle başladığımız ve kendi sahamızda 3-3 berabere kaldığımız kasımpaşa maçında topla oynama oranı %50-50. üstüne kasımpaşa bizden daha fazla pas yapmış. çift forvete uygun takımımız olduğunu pek düşünmüyorum.
şimdi beşiktaş maçını kazandık, pozisyonlarımız vardı diyenler olacaktır. evet kazandık. evet pozisyonlarımız da vardı. ancak beşiktaş'ın da gereğinden fazla pozisyonları vardı. semih, joao mario ve immobile tanınmaz halde olmasa bugün bunları konuşmazdık.
misal daha maçın 3. dakikasında kaptırılan topta rafa silva abdülkerim ile yunus'un arasındaki boşluğa güzel bir pas çıkardı. joao mario çok rahat pozisyonda ortaya kesti. gedson 1 adım hızlı atabilse maçın başında 1-0 geriye düşecektik. pozisyonun devamında bu kez semih bomboş durumda topla buluştu, kaan'ı ekarte edip karşı karşıya pozisyonda golü atamadı.
43. dakikada orta sahanın sayısal zafiyetinden faydalanan beşiktaş topu gedson ile buluşturuyor. gedson önündeki bomboş alanı değerlendirip sağ kanattaki rafa'yı görüyor. rafa içeri sokulup iyi bir şut çıkardı, muslera güç de olsa çeldi. yine gereksiz verilmiş bir pozisyon.
beşiktaş yerine yarın bir gün avrupa'da daha iyi bir takım gelse bu boşluklardan bizi perişan eder.
(bkz: 28 ekim 2024 galatasaray beşiktaş maçı)
