kendisi için yapılan
karalama kampanyası dolu dizgin devam etmekte, ve en acıklı olanı da
galatasaray taraftarı ya da kendilerini bu guruba dahil görenler tarafından da
alıcısı oluyor bu kampanyanın.
bu alıcılar da hep
galatasaray da eleştiri kültürü vardır söyleminin arkasına saklanıyorlar. eleştiri ve terbiyesizliğin, yapıcı veya yıkıcı olmanın farkını yok sayar bir şekilde hem de.
eleştiri elbette yapılır, ama o eleştiriyi yaparken kullanılan
dil,
üslup ve
içerik o söyleneni bir yere koyar; ya hakikaten eleştiri olur, ya da terbiyesizlik sosuna bulanmış karalama...
çok benzerlerini uzunca süreler
fatih terim ile de yaşadık, o günleri yaşayanlar hatırlayacaktır. özellikle son döneminden bir çok örnek sözlüğümüzde bile hali hazırda yerinde duruyor, isteyen biraz geri gidip başlığında yazılanları okuyabilir.
sosyal medya'nın ,
influencerların, yeni nesil doyumsuzluğunun, yaşantısında istediği gibi gitmeyen bir şeylerin acısını çıkartmak için başka şeylere saldıranların freni patlamış kamyon gibi kol gezdiği günümüzde maalesef hem ülke insanımızın hem de
galatasarayın değerlerinin yavaş yavaş yok olduğunu görmek çok üzüyor insanı.
sabır ,
sebat,
dinginlik,
alçak gönüllülük gibi galatasaray ile özdeşleşmiş değerlerimizin el birliği ile yok edildiğini gözlemlemek acı verici.
sabrettiğiniz için
biatçı oluyorsunuz...
sebat ettiğiniz için
eleştirel bakamadığınız söyleniyor...
dinginliğinizi koruduğunuz için
polyannacı oluyorsunuz...
alçak gönüllü davrandığınızda
tuzu kuru oluyorsunuz...
4-0, 5-0, 6-0 lardan sonra bu kulüp ve futbol takımı nerelere gitti, neler yaptı, neler kazandı çok şükür hatırlıyorum. şimdikilerin
asrın felaketi dediği maçlardan ve sonuçlardan çok daha kötülerini yaşamış biri olarak o durumlarda daha yüksek sesle
galatasaraylıyım dedim göğsümü gere gere...
kerem aktürkoğlunu bu tarz bir karalama kampanyasına yedirmiştir
galatasaray taraftarı, aksini iddia edenle konuşmam bile... şimdi çok benzerleri
mauro icardi,
barış alper yılmaz,
fernando muslera ve
okan buruk için yapılmakta.
yeri geldiğinde
robinson zapatayı,
mbo mpenzayı,
juan pablo pinoyu,
jan olde reikerinki bile destekleyen bu taraftarın; kendisine değer katmış, sayısız kupalar kazandırmış, başarıdan başarıya koşturmuş isimlere
eleştiri maskesi altında terbiyesiz, ahlaksız ve her şeyden önce vefasızca saldırmasına gönlüm el vermiyor benim. form düşer, çıkar... önemli olan sene sonu karnesinde ne olacağıdır. amaç
üzüm yemek olmalı,
bağcıyı dövmek değil.
okan buruk geçtiğimiz iki sene boyunca kazandıkları, kırdığı rekorlar ve bize yaşattıklarıyla bir değerdir galatasaray için. elimizdeki
değerin farkına varması gerekiyor herkesin, ve yaşananları daha iyi analiz etmesi gerekiyor özellikle sosyal medya taraftarlarının.
*ben de iyi oyun görmek istiyorum, ben de avrupa'da başarı istiyorum, ben de gerçek beşinci yıldızı takmak istiyorum... bunların hiç birini
okan buruk'a rağmen değil onunla birlikte yapabileceğimize inanıyorum/biliyorum. bana bunu hayal ettirdi çünkü başardıklarıyla. ilk tökezlemelerinde frankenstein ı kovalayan köylüler gibi tırpan ve meşaleleri çekip onu değersizleştirmek, onu amiyane tabirle
boklamak, ona saldırmak ve yıpratmak değil; ona destek olup, yapıcı bir tutum sergileyip, arkasında durup ona güvenmek bunun yolu.
kenetlenin başka galatasaray yok