691
"ne yapacaksak yapalım, galatasaray'a yakışır şekilde yapalım. ayrılmayalım, bölünmeyelim. futbolcularımıza gidip eski futbolcularımızı anlatalım. onların ruhunu anlamalarına yardımcı olalım. birlik olalım. moralimizi bozmayalım. eğer, bunu başarabilirsek şampiyon biziz" demiş alpaslan dikmen 2002 senesinde fenerbahçe'ye kaybedilen ve herkesin kızgın, üzgün, öfkeli ve ümitsiz olduğu o sevimsiz gecede...
mahir şanlı'nın büyük galatasaraylı alpaslan'a mektuplar kitabında mehmet şenol bu satırlarla anlatıyor alpaslan dikmen'i...
10 sene evvel yine blogda bu cümleleri dile getirmişim, galatasaray'ın "kaos"ta olduğu günlerde...
27 eylülde kaybetmiştik alpaslan abiyi, dün de ali sami yen'de vefa pankartları asılmıştı tribünlere kasımpaşa maçında...
fırtına gibi başlayıp, 3 gol atıp, sonrasında ise rüzgarın terse dönmesiyle kalemizde aynı sayıda golü görünce, üç gün evvel "yere göğe sığdırılmayan" topçu ve futbolcular yuhlanmaya başlanıp, sosyal medyada linçlenirken alpaslan abinin sözünü hatırlatmak istedim...
"birlik olalım... moralimizi bozmayalım... eğer bunu başarabilirsek şampiyon biziz."
elinde ıcardi ve osimhen olunca, hele hele ikisi de formdaysa, bir de evinde nispetten kolay bir rakiple oynayacaksan sadece okan buruk değil, klopp da, pep de iki dünyaca ünlü forveti yan yana denerdi. ama onlar bu ikilinin arkasına sara ve kerem'i koyar mı, şüpheliyim...
torreira olmadan olmazı dün gece yaşadık, bir de sanchez'sizliğin acısını bir kez daha hissettik... kolombiyalı yanında değilken apo tel tel döküldü, ilk ve son goller, o meşhur lafla "apo'ya yazar"
yaz ve kış gibi, gece ve gündüz gibi birbirinden farklı iki devrenin birincisinde galatasaray taraftarını mest ederken, topçular da okuldan kaçıp sokak arasında çift kale yapan çocuklar kadar şendi... paslaşmalar, yardımlaşma, şakalaşma... ne ararsan vardı...
ama ikinci devre osimhen ve salai'nin çıkması ile işler birden değişti. mertens yorgundu, barış ise bitkindi... hal böyle olunca rakip savunmaya baskı yapan olmadı, deplasman ekibi tüm hatlarıyla galatasaray yarı alanında kamp kurdu. top sürekli bir yarı alanda oynanınca, hakemin de tereddütlü kararlarıyla ikinci gol, kasımpaşa'nın da şansıyla üçüncü gol geldi son dakikada...
3-0dan maç kazanamamak, can acıtıyor, insan öfkeleniyor ve böyle zamanda en yakınına, en sevdiğine "patlıyor"...
ama alpaslan abiyi hatırlayalım:
"birlik olalım... moralimizi bozmayalım... eğer bunu başarabilirsek şampiyon biziz."
ya da metin oktay selamı veren taze galatasaraylı osimhen'e kulak kabartalım:
"sevgili galatasaray taraftarları, desteğiniz bizim için dünyalar demek ve hepinizi gururlandırmak için savaşmayı bırakmayacağız. tezahüratlarınız ve inanılmaz sevginiz için teşekkür ederiz. daha yeni başlıyoruz!"
yolumuz uzun...
daha yeni başlıyoruz...
kaynak:https://ultrasmovement.blogspot.com/...aray3-3kasmpasa.html
mahir şanlı'nın büyük galatasaraylı alpaslan'a mektuplar kitabında mehmet şenol bu satırlarla anlatıyor alpaslan dikmen'i...
10 sene evvel yine blogda bu cümleleri dile getirmişim, galatasaray'ın "kaos"ta olduğu günlerde...
27 eylülde kaybetmiştik alpaslan abiyi, dün de ali sami yen'de vefa pankartları asılmıştı tribünlere kasımpaşa maçında...
fırtına gibi başlayıp, 3 gol atıp, sonrasında ise rüzgarın terse dönmesiyle kalemizde aynı sayıda golü görünce, üç gün evvel "yere göğe sığdırılmayan" topçu ve futbolcular yuhlanmaya başlanıp, sosyal medyada linçlenirken alpaslan abinin sözünü hatırlatmak istedim...
"birlik olalım... moralimizi bozmayalım... eğer bunu başarabilirsek şampiyon biziz."
elinde ıcardi ve osimhen olunca, hele hele ikisi de formdaysa, bir de evinde nispetten kolay bir rakiple oynayacaksan sadece okan buruk değil, klopp da, pep de iki dünyaca ünlü forveti yan yana denerdi. ama onlar bu ikilinin arkasına sara ve kerem'i koyar mı, şüpheliyim...
torreira olmadan olmazı dün gece yaşadık, bir de sanchez'sizliğin acısını bir kez daha hissettik... kolombiyalı yanında değilken apo tel tel döküldü, ilk ve son goller, o meşhur lafla "apo'ya yazar"
yaz ve kış gibi, gece ve gündüz gibi birbirinden farklı iki devrenin birincisinde galatasaray taraftarını mest ederken, topçular da okuldan kaçıp sokak arasında çift kale yapan çocuklar kadar şendi... paslaşmalar, yardımlaşma, şakalaşma... ne ararsan vardı...
ama ikinci devre osimhen ve salai'nin çıkması ile işler birden değişti. mertens yorgundu, barış ise bitkindi... hal böyle olunca rakip savunmaya baskı yapan olmadı, deplasman ekibi tüm hatlarıyla galatasaray yarı alanında kamp kurdu. top sürekli bir yarı alanda oynanınca, hakemin de tereddütlü kararlarıyla ikinci gol, kasımpaşa'nın da şansıyla üçüncü gol geldi son dakikada...
3-0dan maç kazanamamak, can acıtıyor, insan öfkeleniyor ve böyle zamanda en yakınına, en sevdiğine "patlıyor"...
ama alpaslan abiyi hatırlayalım:
"birlik olalım... moralimizi bozmayalım... eğer bunu başarabilirsek şampiyon biziz."
ya da metin oktay selamı veren taze galatasaraylı osimhen'e kulak kabartalım:
"sevgili galatasaray taraftarları, desteğiniz bizim için dünyalar demek ve hepinizi gururlandırmak için savaşmayı bırakmayacağız. tezahüratlarınız ve inanılmaz sevginiz için teşekkür ederiz. daha yeni başlıyoruz!"
yolumuz uzun...
daha yeni başlıyoruz...
kaynak:https://ultrasmovement.blogspot.com/...aray3-3kasmpasa.html