2551
mert hakan yandaş’ın galatasaray maçlarında sergilediği agresif ve provokatif tutum, aslında geçmişindeki duygusal bağlar ve kariyerinde yaşadığı kırılma noktalarının bir yansıması.
çocukluğundan beri galatasaraylı olduğu bilinen bir futbolcunun, transfer sürecinde sırf para için fenerbahçe'yi tercih etmesi, hem kendi içinde hem de kamuoyunda büyük bir baskı oluşturmuş belli ki. fenerbahçe'nin cazip teklifiyle karar değiştirip whatsapp konuşmalarını da afiyetle yiyip fenere geçmesi onun psikolojisi üzerinde derin ve düzeltilemez bir tahribat oluşturmuş durumda. herkes biliyor ki bu adam sivas da böyle değildi.
bir insan böyle bir durumda, geçmişine duyduğu bağlılıkla, profesyonel kariyerinde verdiği kararlar arasında sıkışır. mert hakan’ın, galatasaray maçlarında sürekli olay çıkartıp provokatif davranışlar sergilemesi, bu iki duygu arasındaki çatışmanın dışa vurumu. fenerbahçe forması giydiği her galatasaray maçında, kendini ispatlama ve geçmişte galatasaray’a transfer olamamanın bir tür rövanşını alma ihtiyacı duyuyor. duygularını kin ve nefret olarak dışa vuruyor.
bu tür davranışlar, kişinin kendi içinde yaşadığı hayal kırıklığını ve ezikliği kapatma çabasıdır. özellikle derbi maçlarında ekstra hırslı oynayıp olay çıkartması, hem taraftarın beklentilerini karşılamak hem de geçmişine duyduğu bağlılığı inkâr etme çabasıdır. yani, bu adam maçlardaki davranışlarıyla "kendini kanıtlama ve kabul görme" ihtiyacını da gidermeye çalışıyor. işin tuhafı, camiası bu adamın kişisel çatışmasını yeni kontrat önerip ödüllendiriyor; takdir görüyor. bu da sonraki maçlarda daha beterini yapma güdüsünü sağlıyor. dahası, adamın duyduğu kin ve nefret o kadar büyük ki, taraftar birbirini yesin, futbolcular sahada kavga etsin, tribünler sahaya insin, gram umursamıyor; bu duygularla adeta nirvanada hissediyor.
sonuç olarak, mert hakan yandaş’ın bu davranışları, geçmişine duyduğu bağlılık(çocukluğunda galatasaray'a duyduğu sevgi ve transferden son anda dönmesi) ile profesyonel olarak yaptığı tercihler(para için fenere imza atması) arasında bir kimlik çatışmasının dışa vurumu. galatasaray maçlarında daha agresif ve olay çıkaran bir tavır sergilemesi, bu duygusal baskıyı dengelemeye çalışmasından başka da bir şey değil.
o değil de hakkında bu kadar uzun analiz kasacak bir adam bile değil vaktime yazık oldu. ben şimdi bunu neden yazdım niçin yazdım ?
https://www.youtube.com/watch?v=0aNu1_ZmXu8
çocukluğundan beri galatasaraylı olduğu bilinen bir futbolcunun, transfer sürecinde sırf para için fenerbahçe'yi tercih etmesi, hem kendi içinde hem de kamuoyunda büyük bir baskı oluşturmuş belli ki. fenerbahçe'nin cazip teklifiyle karar değiştirip whatsapp konuşmalarını da afiyetle yiyip fenere geçmesi onun psikolojisi üzerinde derin ve düzeltilemez bir tahribat oluşturmuş durumda. herkes biliyor ki bu adam sivas da böyle değildi.
bir insan böyle bir durumda, geçmişine duyduğu bağlılıkla, profesyonel kariyerinde verdiği kararlar arasında sıkışır. mert hakan’ın, galatasaray maçlarında sürekli olay çıkartıp provokatif davranışlar sergilemesi, bu iki duygu arasındaki çatışmanın dışa vurumu. fenerbahçe forması giydiği her galatasaray maçında, kendini ispatlama ve geçmişte galatasaray’a transfer olamamanın bir tür rövanşını alma ihtiyacı duyuyor. duygularını kin ve nefret olarak dışa vuruyor.
bu tür davranışlar, kişinin kendi içinde yaşadığı hayal kırıklığını ve ezikliği kapatma çabasıdır. özellikle derbi maçlarında ekstra hırslı oynayıp olay çıkartması, hem taraftarın beklentilerini karşılamak hem de geçmişine duyduğu bağlılığı inkâr etme çabasıdır. yani, bu adam maçlardaki davranışlarıyla "kendini kanıtlama ve kabul görme" ihtiyacını da gidermeye çalışıyor. işin tuhafı, camiası bu adamın kişisel çatışmasını yeni kontrat önerip ödüllendiriyor; takdir görüyor. bu da sonraki maçlarda daha beterini yapma güdüsünü sağlıyor. dahası, adamın duyduğu kin ve nefret o kadar büyük ki, taraftar birbirini yesin, futbolcular sahada kavga etsin, tribünler sahaya insin, gram umursamıyor; bu duygularla adeta nirvanada hissediyor.
sonuç olarak, mert hakan yandaş’ın bu davranışları, geçmişine duyduğu bağlılık(çocukluğunda galatasaray'a duyduğu sevgi ve transferden son anda dönmesi) ile profesyonel olarak yaptığı tercihler(para için fenere imza atması) arasında bir kimlik çatışmasının dışa vurumu. galatasaray maçlarında daha agresif ve olay çıkaran bir tavır sergilemesi, bu duygusal baskıyı dengelemeye çalışmasından başka da bir şey değil.
o değil de hakkında bu kadar uzun analiz kasacak bir adam bile değil vaktime yazık oldu. ben şimdi bunu neden yazdım niçin yazdım ?
https://www.youtube.com/watch?v=0aNu1_ZmXu8
