841
https://youtu.be/FkovnsVyM0c?t=42
canaydın dönemini anlat deseler sanırım şu saniyeler ile özetlerdim. şampiyonluk anındaki coşkuda bile "can-ı gönülden bana bağıramıyorlar" cümlesini kurması, taraftardaki kırgınlığı, hayal kırıklığını yansıtıyor.
ilginç olan bir şey ise, futbolcular tarafından çok sevildiği gerçeğiydi. hakan şükür, hasan şaş gibi farklı görüşte insanlar için fark etmiyordu. samimi, gerçekçi bir yaklaşımı olduğunu söylüyorlardı.
seçildiği gün, gönüllerdeki hocayı getireceğiz demişti. o dönem luce'nin gidişine içimiz burkulsa da en azından %90 çoğunluk terim'in geri dönüşü için sabırsızdı. üç dünya yıldızı sözünün tutulmaması canaydın'a yazar. ancak transfer ettirilen onca oyuncu, artan borçlar, takım düzeninin oturmaması ve iki yıl içinde tepetaklak gidişimizde terim de en az canaydın kadar pay sahibidir. gerçekçi olmak gerekirse o ihale yıllar içinde yalnızca canaydın'a kaldı.
2006-07 sezonu artık herkeste bardağı taşıran yıldı. büyük emeklerle, fedakarlıkla sezonu şampiyon tamamlamış bir takıma ve bu takımdan optimum fayda sağlamış gerets gibi bir hocaya carrusca, inamoto gibi yetersiz takviyeler yapıp hüsranla sonuçlanacak bir yıla daha yol açtı. fenerbahçe'nin 100. yılında, sami yen'deki maça şampiyon olarak gelip galibiyet almalarına şahit olduk.
2001-02 sezonu sonuna doğru göreve geldi. ancak o dönemi, transfer sezonu olmadığı için saymayalım. 2002-03 sezonunda göreve gelip ilk yıldız transferini ise 2007-08 sezonu öncesi yapabildi. fenerbahçe'nin hegemonya kurduğu, zor bir dönem geçirdik. o günlerdeki lincoln transferinin anlamı, tadı, değeri hepimiz için o yüzden bambaşkadır. gs tv'de sabah akşam lincoln golleri izleyip bekledik. hatta ilk çıktığı ve seyircisiz oynadığımız rize maçında attığı golle bu kez aradığımız ismi bulduk demiştik. o şutun ağlarla buluştuğunda çıkan ses bile hafızalarımızda.
stadyum ihalesini de yalnızca canaydın'a bırakmak doğru olmaz. öncesinde seneler boyunca faruk süren ve mehmet cansun döneminde yaşanan beceriksizliği de hesaba katıp yorumlamak en doğrusu. çizdirilen projeler, hazırlatılan taslaklar, yapılmayacak bir inşaat için mimarlık ofislerine ödenen rakamlar, o dönemki belediye başkanının stadyum inşaatının mecidiyeköy'de olmasına karşı çıkması ve hemen ardından cevahir avm inşaatına onay vermesi gibi tonla mesele var.
canaydın dönemini anlat deseler sanırım şu saniyeler ile özetlerdim. şampiyonluk anındaki coşkuda bile "can-ı gönülden bana bağıramıyorlar" cümlesini kurması, taraftardaki kırgınlığı, hayal kırıklığını yansıtıyor.
ilginç olan bir şey ise, futbolcular tarafından çok sevildiği gerçeğiydi. hakan şükür, hasan şaş gibi farklı görüşte insanlar için fark etmiyordu. samimi, gerçekçi bir yaklaşımı olduğunu söylüyorlardı.
seçildiği gün, gönüllerdeki hocayı getireceğiz demişti. o dönem luce'nin gidişine içimiz burkulsa da en azından %90 çoğunluk terim'in geri dönüşü için sabırsızdı. üç dünya yıldızı sözünün tutulmaması canaydın'a yazar. ancak transfer ettirilen onca oyuncu, artan borçlar, takım düzeninin oturmaması ve iki yıl içinde tepetaklak gidişimizde terim de en az canaydın kadar pay sahibidir. gerçekçi olmak gerekirse o ihale yıllar içinde yalnızca canaydın'a kaldı.
2006-07 sezonu artık herkeste bardağı taşıran yıldı. büyük emeklerle, fedakarlıkla sezonu şampiyon tamamlamış bir takıma ve bu takımdan optimum fayda sağlamış gerets gibi bir hocaya carrusca, inamoto gibi yetersiz takviyeler yapıp hüsranla sonuçlanacak bir yıla daha yol açtı. fenerbahçe'nin 100. yılında, sami yen'deki maça şampiyon olarak gelip galibiyet almalarına şahit olduk.
2001-02 sezonu sonuna doğru göreve geldi. ancak o dönemi, transfer sezonu olmadığı için saymayalım. 2002-03 sezonunda göreve gelip ilk yıldız transferini ise 2007-08 sezonu öncesi yapabildi. fenerbahçe'nin hegemonya kurduğu, zor bir dönem geçirdik. o günlerdeki lincoln transferinin anlamı, tadı, değeri hepimiz için o yüzden bambaşkadır. gs tv'de sabah akşam lincoln golleri izleyip bekledik. hatta ilk çıktığı ve seyircisiz oynadığımız rize maçında attığı golle bu kez aradığımız ismi bulduk demiştik. o şutun ağlarla buluştuğunda çıkan ses bile hafızalarımızda.
stadyum ihalesini de yalnızca canaydın'a bırakmak doğru olmaz. öncesinde seneler boyunca faruk süren ve mehmet cansun döneminde yaşanan beceriksizliği de hesaba katıp yorumlamak en doğrusu. çizdirilen projeler, hazırlatılan taslaklar, yapılmayacak bir inşaat için mimarlık ofislerine ödenen rakamlar, o dönemki belediye başkanının stadyum inşaatının mecidiyeköy'de olmasına karşı çıkması ve hemen ardından cevahir avm inşaatına onay vermesi gibi tonla mesele var.