58
terim ve lucescu ile avrupa'da estiğimiz günlerde maçların ambiyansını çok iyi hatırlıyorum. her ne olursa olsun gerçek bir sabır ve konsantrasyon vardı. sami yen'deki glasgow maçı, monaco maçı, milan maçları hep git gelli maçlardı ama taraftar bir an bile umudunu kaybetmezdi. young boys maçında 3 tane atalım, 5 tane atalım kafasından çıkıp 1:0 geriye bile düşsek 2 golle maçı uzatacağımızı bilelim. hayat her zaman toz pembe değil, kötü senaryolara her zaman hazırlıklı olmak şart. 0:0 giden anlarda bile sabırlı olmayı unutmayalım. umudumuzu kaybetmeyelim. bir de artık eski taraftar yok, z kuşağı şımarık, zengin taraftar şöyle, story atan taraftar böyle psikozundan da çıkmak lazım. eski günler asla gelmeyecek dediğinizde ah nerede o eski bayramlar diye darlayan dedeler gibi oluyorsunuz. ben y kuşağıyım, hepsiyle yaşadım. herkesle iyi iletişim halinde olmak durumundayız. tribün bir kültürdür ve iterek değil, ötekileştirerek değil, çekerek tüm insanları omuz omuza hale getirirsiniz. şimdi hep beraber ayı gibi rakibe çullanma zamanı. gün birlik günüdür.