8128
türkiye sınırları içerisinde
en çok şampiyonluğu kazanmasına,
en çok taraftarı olmasına,
en büyük stada sahip olmasına ve maç seyirci ortalamasının ligin birincisi olmasına,
en çok şampiyonlar ligi katılımı olmasına,
en çok gayrimenkule sahip olmasına rağmen,
üç büyükler arasında bir şekilde limitlere en çok takılan, en çok finansal sıkıntı yaşayan, finansal fair play'e tek takılan kulüp olmayı başarmıştır.
"eleştiri kültürü sayesinde galatasaray winner bir kulüp" argümanı doğru değil. galatasaray yıllardır tek kelimeyle korkunç yönetiliyor. kısa süre de olsa doğru yola girildiğinde iç çekişmeler başarılı olanları hemen yoketmeye başlıyor ve döngü başa sarıyor. bu yüzden galatasaray'ın en temel taşlarının üzerine oynayan rakipler (arda turan, fatih terim, erden timur) galatasaray'ı kolayca dağıtabiliyorlar.
galatasaray en iyi yerli oyuncuları çok nadir biçimde, sadece o oyuncular inanılmaz karakter gösterirse alabiliyor. federasyon ve kurullar tamamen rakiplerin ellerinde olsa da sürekli "galatasaray kollanıyor" algısı yaratılıyor ve buna insanlar gerçekten inandırılıyor. kulübü yıllardır feto'yle bir anıyorlar ve kulüp hiç bir aksiyon almıyor.
riva, florya, kemerburgaz gibi gayrimenkuller tamamen soru işareti. üç büyüklerin tesisleri içinde en kötü tesis florya. 15 yıldır bir basketbol stadı yapılacak hikayesi dolaşıyor, inanana... altyapıdan çıkıp da takımın bir parçası olabilen oyuncu yok denecek kadar az. enteresan biçimde scouting ekibi avrupa seviyesinde olsa da karar vericilerin kafasına göre ya kullanılıyor ya da gözardı ediliyor.
bir mucize olmasaydı, galatasaray terim'den sonra çok karanlık bir döneme girecekti... kulüp iki düşesi aynı anda attı: erden timur, ve okan buruk. ilkini mobbing uygulayarak yolladılar. şimdi tüm ihale ikincisine kaldı, çok sürmez onun da ipini çekerler. okan buruk'un gönderilmesinden sonra da galatasaray'ın yıllardır geciken çöküş süreci artık başlayacaktır.
çünkü hiç bir kulüp başarılı olan oyuncusunu, yöneticisini, teknik direktörünü sürekli cezalandırarak bir yere varamaz. galatasaray da vefalı, sabırlı, rasyonel bir kulüp olmaktan çıkıp artık kibirin kol gezdiği bir yer haline geldi.
ama bir yerlerde, birileri şu aşağıdaki satırları yazmaya ve okumaya devam ettikçe belki bir umut...
--- alıntı ---
galatasaray, bir his takımıdır. renklerine âsık birbirlerine seven futbolcuların takımıdır. galatasaray feragat ve fedakârlıklarla çalışacak futbolcuların takımıdır. galatasaray şımarıkları, kendini beğenmişleri, yalnız kendini düşünenleri sevmez. kısacası galatasaray, bir halatı hep birlikte çekenlerin, hep birlikte üzülüp, hep beraber sevinmesini bilenlerin takımıdır.
--- alıntı ---
en çok şampiyonluğu kazanmasına,
en çok taraftarı olmasına,
en büyük stada sahip olmasına ve maç seyirci ortalamasının ligin birincisi olmasına,
en çok şampiyonlar ligi katılımı olmasına,
en çok gayrimenkule sahip olmasına rağmen,
üç büyükler arasında bir şekilde limitlere en çok takılan, en çok finansal sıkıntı yaşayan, finansal fair play'e tek takılan kulüp olmayı başarmıştır.
"eleştiri kültürü sayesinde galatasaray winner bir kulüp" argümanı doğru değil. galatasaray yıllardır tek kelimeyle korkunç yönetiliyor. kısa süre de olsa doğru yola girildiğinde iç çekişmeler başarılı olanları hemen yoketmeye başlıyor ve döngü başa sarıyor. bu yüzden galatasaray'ın en temel taşlarının üzerine oynayan rakipler (arda turan, fatih terim, erden timur) galatasaray'ı kolayca dağıtabiliyorlar.
galatasaray en iyi yerli oyuncuları çok nadir biçimde, sadece o oyuncular inanılmaz karakter gösterirse alabiliyor. federasyon ve kurullar tamamen rakiplerin ellerinde olsa da sürekli "galatasaray kollanıyor" algısı yaratılıyor ve buna insanlar gerçekten inandırılıyor. kulübü yıllardır feto'yle bir anıyorlar ve kulüp hiç bir aksiyon almıyor.
riva, florya, kemerburgaz gibi gayrimenkuller tamamen soru işareti. üç büyüklerin tesisleri içinde en kötü tesis florya. 15 yıldır bir basketbol stadı yapılacak hikayesi dolaşıyor, inanana... altyapıdan çıkıp da takımın bir parçası olabilen oyuncu yok denecek kadar az. enteresan biçimde scouting ekibi avrupa seviyesinde olsa da karar vericilerin kafasına göre ya kullanılıyor ya da gözardı ediliyor.
bir mucize olmasaydı, galatasaray terim'den sonra çok karanlık bir döneme girecekti... kulüp iki düşesi aynı anda attı: erden timur, ve okan buruk. ilkini mobbing uygulayarak yolladılar. şimdi tüm ihale ikincisine kaldı, çok sürmez onun da ipini çekerler. okan buruk'un gönderilmesinden sonra da galatasaray'ın yıllardır geciken çöküş süreci artık başlayacaktır.
çünkü hiç bir kulüp başarılı olan oyuncusunu, yöneticisini, teknik direktörünü sürekli cezalandırarak bir yere varamaz. galatasaray da vefalı, sabırlı, rasyonel bir kulüp olmaktan çıkıp artık kibirin kol gezdiği bir yer haline geldi.
ama bir yerlerde, birileri şu aşağıdaki satırları yazmaya ve okumaya devam ettikçe belki bir umut...
--- alıntı ---
galatasaray, bir his takımıdır. renklerine âsık birbirlerine seven futbolcuların takımıdır. galatasaray feragat ve fedakârlıklarla çalışacak futbolcuların takımıdır. galatasaray şımarıkları, kendini beğenmişleri, yalnız kendini düşünenleri sevmez. kısacası galatasaray, bir halatı hep birlikte çekenlerin, hep birlikte üzülüp, hep beraber sevinmesini bilenlerin takımıdır.
--- alıntı ---