3605
galatasaray’ın büyüklüğünü taşıyacak bir yönetim şart. ben artık kesinlikle kendilerine inancımı kayıp ettim. artık pısırık, korkak ve etik kuralları yalnızca galatasaray için varmış gibi uygulayan adamlardan bıktık. rakipler bizlere hakaret ederken biz çıkıp sakin sakin konuşuyoruz. galatasaray’ın hakkını savunamayan yöneticilere katlanmak zorunda değiliz. bu durum, her gelen başkan için geçerli. içerde sürekli galatasaraylılarla tartışan ve hep bir yarış içinde olan ama dışarıya karşı pısırık ve sessiz kalan yöneticilerden bıktık.
rakipler, fetö’nün savcılarını kulüplerine üye yapıyor, futbolcuları ve yöneticileri fetö'den tutuklanıyor; ama her gün galatasaray’a fetö’cü diyorlar, maçlarda galatasaray'a fetö’cü diye tezahürat yapıyorlar ve karşılık bile almıyorlar. bunlara haddini bildirmediğiniz için artık zıvanadan çıktılar.
her gelen türkiye futbol federasyonu, yabancı oyuncu sayısını kafasına göre değiştiriyor, merkez hakem kurulu’nu atıyor ve hakemlerin yönetimleri de keyfi oluyor. galatasaray, arada bir iki açıklama yapıp her şeyi sineye çekiyor. hiç kötü olma şansımız yok; hep ekstra iyi olmalıyız ki başarılı olabilelim. bir kötü olur gibi olursak tepe takla gidiyoruz.
süper kupa maçında kötü oynadık, hem takım hem de hoca kötü performans gösterdi. ama bu kadar kötü olduğumuz maçta bile, maç 1-0 devam ederken, ımmobile çıkıp resmen barış’a vuruyor, kırmızı kart çıkmıyor. çıksa belki oyun değişirdi. bu, galatasaray’ın kötü oyununa bir bahane değil. kesinlikle bu skor rezilliktir.
ama tam tersi olsa, sezon sonuna kadar "galatasaray hakemle maçı kazandı" derlerdi. böyle diyen galatasaraylı var mı? o an beşiktaş 10 kişi kalsa ne olabilirdi? belki yine fark yerdik ama en azından kurallar uygulanmış olurdu. ama rakiplere uygulanmayan ofsayt, kırmızı kart, penaltı kuralları, galatasaray olunca hemen uygulanıyor. demek ki isteyince oluyor.
süper kupa maçlarında bile şampiyon olan takım değil, türkiye kupası'nı kazanan takım belirliyor tarihi ve stadyumu. yayıncı kuruluşta bile maç izlerken beşiktaş taraftarını izledik. niye? kamera açısı galatasaray tarafını ara sıra gösteriyor. madem öyle, galatasaray taraftarı karşı tarafa otursaydı. mecbur muyuz biz beşiktaş evinde oynuyor gibi maç izlemeye? yada dağılımı farklı yapsalardı.
bunun yanı sıra, sezon başlamadan takımı bir defa bile hazır edemeyen bir yönetim mi olur? bu bir defa olur, iki defa olur; ama sürekli olursa bilerek yapılıyor demektir. oyuncuları niye geç alıyorsunuz? hoca çıkıp “geç kaldık, yönetim istediğimi almadı” dese bu sefer başka kavgalar çıkacak. demeyince hoca suçlu oldu.
eğer elinizi masaya vurup hakkınızı savunamayacaksanız, bırakın gidin. yapabilen gelsin. rakipler iftira atarken iki sefer düşünüp korksun. ama yok, isteyen istediğini söylüyor galatasaray’a.
galatasaray’a medyada ve sosyal medyada herkes istediğini söylüyor. tff, mhk ve hakemler istediğini yapıp yanına kar kalıyor. bunlara karşı gelemiyorsanız bari transferleri yapın diyoruz, onu bile yapamıyorsunuz. bu yönetim anlayışını artık kabul edemeyiz. galatasaray’ın hakkını savunan, güçlü, kararlı ve cesur bir yönetime ihtiyacımız var. gerçekten bıktım artık, bunları hak etmiyoruz. kim doğru başkan olur bilemiyorum ama nedir bu ya?
rakipler, fetö’nün savcılarını kulüplerine üye yapıyor, futbolcuları ve yöneticileri fetö'den tutuklanıyor; ama her gün galatasaray’a fetö’cü diyorlar, maçlarda galatasaray'a fetö’cü diye tezahürat yapıyorlar ve karşılık bile almıyorlar. bunlara haddini bildirmediğiniz için artık zıvanadan çıktılar.
her gelen türkiye futbol federasyonu, yabancı oyuncu sayısını kafasına göre değiştiriyor, merkez hakem kurulu’nu atıyor ve hakemlerin yönetimleri de keyfi oluyor. galatasaray, arada bir iki açıklama yapıp her şeyi sineye çekiyor. hiç kötü olma şansımız yok; hep ekstra iyi olmalıyız ki başarılı olabilelim. bir kötü olur gibi olursak tepe takla gidiyoruz.
süper kupa maçında kötü oynadık, hem takım hem de hoca kötü performans gösterdi. ama bu kadar kötü olduğumuz maçta bile, maç 1-0 devam ederken, ımmobile çıkıp resmen barış’a vuruyor, kırmızı kart çıkmıyor. çıksa belki oyun değişirdi. bu, galatasaray’ın kötü oyununa bir bahane değil. kesinlikle bu skor rezilliktir.
ama tam tersi olsa, sezon sonuna kadar "galatasaray hakemle maçı kazandı" derlerdi. böyle diyen galatasaraylı var mı? o an beşiktaş 10 kişi kalsa ne olabilirdi? belki yine fark yerdik ama en azından kurallar uygulanmış olurdu. ama rakiplere uygulanmayan ofsayt, kırmızı kart, penaltı kuralları, galatasaray olunca hemen uygulanıyor. demek ki isteyince oluyor.
süper kupa maçlarında bile şampiyon olan takım değil, türkiye kupası'nı kazanan takım belirliyor tarihi ve stadyumu. yayıncı kuruluşta bile maç izlerken beşiktaş taraftarını izledik. niye? kamera açısı galatasaray tarafını ara sıra gösteriyor. madem öyle, galatasaray taraftarı karşı tarafa otursaydı. mecbur muyuz biz beşiktaş evinde oynuyor gibi maç izlemeye? yada dağılımı farklı yapsalardı.
bunun yanı sıra, sezon başlamadan takımı bir defa bile hazır edemeyen bir yönetim mi olur? bu bir defa olur, iki defa olur; ama sürekli olursa bilerek yapılıyor demektir. oyuncuları niye geç alıyorsunuz? hoca çıkıp “geç kaldık, yönetim istediğimi almadı” dese bu sefer başka kavgalar çıkacak. demeyince hoca suçlu oldu.
eğer elinizi masaya vurup hakkınızı savunamayacaksanız, bırakın gidin. yapabilen gelsin. rakipler iftira atarken iki sefer düşünüp korksun. ama yok, isteyen istediğini söylüyor galatasaray’a.
galatasaray’a medyada ve sosyal medyada herkes istediğini söylüyor. tff, mhk ve hakemler istediğini yapıp yanına kar kalıyor. bunlara karşı gelemiyorsanız bari transferleri yapın diyoruz, onu bile yapamıyorsunuz. bu yönetim anlayışını artık kabul edemeyiz. galatasaray’ın hakkını savunan, güçlü, kararlı ve cesur bir yönetime ihtiyacımız var. gerçekten bıktım artık, bunları hak etmiyoruz. kim doğru başkan olur bilemiyorum ama nedir bu ya?