• 8
    şair ruhlu, duygusal savaşçı...

    2 numaralı kurucu üyeliği asım tevfik sonumut'la paylaşan emin bülend, varlıklı bir ailenin çocuğuydu. galatasaray lisesi'ni 1905'te bitirirken kulübün kurulmasında çok etkin rol oynadı. edebiyat alanında kariyer yapan emin bülend, futbol takımının da en önemli isimlerinden biriydi. sol açık ve forvet oynayan emin bülend, avcılığa olan merakıyla da tanınırdı. armitage ve nikolof'un ardından takım kaptanlığına yükselen emin bülend, aynı zaman da bu görevi üstlenen ilk türk vatandaşıydı. yaşadığı dönemde 3 numaralı kurucu üye olarak kabul edilmesine karşın, vasiyetinde, "beni ali sami yen'in ardından 2 numaralı kurucu üyeliğe getirmenizi rica ediyorum" demiş ve ali semi yen'in önerisiyle 2 numaralı üyelik asım tevfik'le birlikte kendisine verilmiştir. galatasaray'ın kuruluşundaki öncelik hakkına hayatı boyunca büyük önem veren emin bülend, yaşadığı kırgınlığın duygusallığından hiç kopmadı. sırf bu nedenle futbolla olan ilişkisini kesmiş ve kendini avcılğa vermişti.

    ---ruşen eşref ünaydın'ın anılarından---

    yetişilmez hızdaki koşucu emin bülend...

    "şair emin bülend'in kızıl saçları ile o saçların rengine yakın allaşmış allı yüzüyle, pulat pazılı kollarını sert ve çevik sallaya sallaya, pazıları çelik gibi ve dalgalı bacaklarını yetişilmez hızda koşusu ile, burnundan soluya soluya topa saldırışları ve coşkun coşkun haykırışları, şimdi elli yılın bu vak'ası, daha hala yeni görünüyormuşum gibi gözlerimin önüne geliyor ve sesi kulaklarımda çınlıyor.

    galatasaray kulübünün ilk türk kaptanı ve sol açığı emin bülend öyle çekimi yerinde bir atlet yapılı koşucu ve çalımı yerinde bir sert oyuncuydu ki, onun varlığı ile hepimiz övünç duyardık. birinde, "yedi evliya kuvveti vardır" dedikleri sözün manasını, emin'in maçlarda oyun oynar gibi değil, futuhat devrinde kaleye akın eden bir gaza arslanı gibi imanlı saldırışında görürdük.

    geçenlerde bir defa bekir bircan'dan duydumdu. emin bülend o vakitler bir gün kadıköy kulübünün meşhur beki ve "tahtaperde" dedikleri aleko'ya demiş ki: "ulan aleko, ben bugün mezarımı kazdırdım da buraya geldim. sen de öyle yaptınsa çık karşıma."

    bu gözdağı, emin bülend'in ne fedakarlıkla kendini oyuna vererek öne atıldığını ve ilk yılın, kadıköy ile ilk maçta yediğimiz 10-11 golün acısını ne derinden duyduğumu, o utancın hıncını çıkararak emelini, tıpkı "kin"deki ateşli mısralarından birinde haykırıyormuş gibi beslediğini, benim burada yazacağım bin kelimeden daha belagatlı tasvir eder.

    ---ruşen eşref ünaydın'ın anılarından---

    galatasaray dergisi, ekim 2004, sayı 26.
App Store'dan indirin Google Play'den alın