• 24
    anlı şanlı galatasaray futbol takımının ilk kaptanı olan, takımımızın kurucularından olan yüce insan. türkiye'de her zaman kültürün ve toplumsal konuların öncüsü olmuş galatasaray'ın kökenlerinin kimlere dayandığını anlamak gerekiyor. kendisi hem toplumcu hem bireysel hem de epik şiirler yazmıştır, kendisi 1.dünya savaşında çanakkale ve balkan cephelerinde de düşmanlarla çarpışmıştır. atatürk'ü bile etkileyecek kadar iyi şiirler yazmıştır. galatasaray futbol külubü her türlü iftirayı atmaya çalışan troller ve babadan zengin olan kişilerin kulübü gibi ingiliz işgal ordusuyla maç yapan takım değil kurucuları bile vatan için savaşmaya giden insanlardan oluşmuştur. böyle değerli insanlardan ve kültürden oluşan tarihimizi gördükçe dönüp iyi ki galatasaraylıyım diyorum tekrar tekrar.
  • 19
    --- alıntı ---

    galatasaray’ın kurucusu ali sami yen, emin bülent serdaroğlu ile yaşadığı bir anısından yola çıkarak galatasaraylılığı anlatiyor:

    "kulübümüzü kurma fikrinden ilk kez en yakın arkadaşım emin bülent’e sözetmiştim. o daha büyük sınıftaydı, okulu benden önce bitirmişti, bu yüzden yalnız tatil günlerinde buluşabiliyorduk.

    çalışmaları asım tevfik ile yürüttük, grubumuzu genişlettik ve o zaman çok sorumluluk getirici bir iş olan kulüp kurma işimizi tamamladık.

    emellerimizin düşünceden uygulamaya geçmesi sırasında yanımızda çalışan asım tevfik olduğu için, onu, hala müzemizde sakladığımız sicil defterimizin iki numarasına, emin bülent’i de üç numarasına kaydettik.

    aradan yıllar geçti. güneş kulübünün doğmasına varan anlaşmazlıklar ve mücadeleler emin’i çok üzmüştü, spordan ve sporcudan nefret ediyordu. öyle sanıyorum ki, bizi artık yalnız kişisel dostluk bağlıyordu. galatasaraylılık ortadan silinmiş gibiydi.

    yıllar yeniden akıp gitti. unutmayacağım bir kara gündü. emin bülent göztepe’deki evinde son saatlerini yaşıyordu. sayın eşi beni karşılarken, “aman, bu defa çok fena göreceksiniz… içeriye girmeden kendinizi alıştırın, yüzünüzden birşey anlamasın…”aylardan beri ölüme karşı yaptığı çetin mücadele zavallı emin’in aslan gibi bünyesini bitik bir hale getirmiş hem de ruhunu hırpalamıştı. eliyle işaret ederek beni yanına çağırdı. “ali sami” dedi, “şimdiye kadar içimde sakladığım bir duyguyu sana açıklayacağım: benim hakkımı yediniz, 2 numaralı galatasaraylı benim” ve gözlerinin feri bir an için tekrar parlayarak: “arkadaşlara söyle, hakkımı vermezseniz ruhum hepinizden davacıdır” sözünü ekledi. emin hayatının son büyük hamlelerinden birini yapmıştı. başı yana çevrildi, elleri yorganın üstüne dermansız düştü. ben şaşırmış kalmıştım, kulübünün sözünü bile ettirmek istemeyen insan bu muydu?

    emin’in son arzusunu yerine getirmek için önce asım’la görüştüm. o da emin’i çok severdi. kulüp dertleri bizi birbirimize üç silahşörler gibi bağlamıştı. asım, emin’i kurtarmak için canını verirdi, fakat galatasaraylılığını ifade eden bu belgeden vazgeçmeye razı olamadı, elinden gelmiyordu. galatasaray kongresi, iş kendisine gelince, bu iki emektar arkadaşın duygularını coşkuyla karşıladı, her ikisini de kulüplerine bağlılık açısından haklı görerek güzel bir sonuca vardı:
    emin de, asım da galatasaray’ın 2 numaralı üyesi sayılacak; 3 numara kimseye verilmeyecekti. fakat gerçekte öyle olmadı, emin’in asil ruhundan boş kalan yeri bir tek kişi değil, bütün galatasaraylilar bir anda duygularıyla doldurdular.”

    http://www.galatasaray.org/...ray-nasil-kuruldu/13

    --- alıntı ---
  • 15
    victor hugo'nun mavi gözlü yunan çocuğuna karşi yazdiği kin isimli şiiri o dönemlerde çok yanki uyandirmişti. şiirlerinde aruz ölçüsü kullanmiş fakat kin ve hisarlara karşi eserleriyle milli edebiyatin habercisi olmuştu.

    ayrica takimimizin ilk türk kaptanidir. takim maşallah takim degil edebiyat topluluğu. tevfik fikret, emin bülent serdaroğlu, babasi dönemin en ünlü yazarlarindan şemsettin sami'nin oğlu, ali sami yen...

    eserleri: kin, hatay'a selam, dev şarkisi, hisarlara karşi.
  • 3
    okuduğumuz eserlerde içindeki büyük galatasaray sevgisi ile beraber onuruna ve şerefine verdiği öncelikle, sahada kükreyen bir aslan misali butun takımı yönlendiren cesaretiyle (ali sami yen bey'in kaleminden...), kanının son damlasına dek savaşan, mücadeleden yılmayan asi ruhuyla bugünkü galatasaylı futbolculara örnek olması gereken kurucularımızdandır.

    aynı zamanda toplumcu, vatanperver bir şairdir. son nefesini verirken bile, galatasarayımızın iki numaralı kurucusu olma hakkının kendisine teslim edilmesini dilemiştir. o denli büyük bir tutkudur asil parçalı onun için. ruhu şa'd olsun...
  • 7
    --- alıntı ---

    1910'da yazdığı "kin" adlı şiirini gazi mustafa kemal atatürk çok severdi. hatta çanakkale'de düşmana karşı savaşırken en zor zamanlarda o şiirin "garbın cebin-i zalimi (batı'nın çirkin zalimi) affetmedim seni" dizesini bağıra bağıra ezberinden okurdu. emin bülent serdaroğlu 1932 yılında kin adlı şiirini davetli olduğu dolmabahçe sarayı'nda bir akşam yemeğinde atatürk'ün huzurunda kendi ağzından seslendirdi.

    --- alıntı ---

    kin adlı şiiri:

    göster sema-yi mağribe yüksel de alnını ,

    dök kalb-i saf-ı millete feyz-i beyanını !

    al bayrağınla çık,yürü sağken zafer nüma ,

    bir gün şehit olunca sen , olsun kefen sana !

    ey makber-i muazzam-ı ecdadı titreten ,

    düşman sadası,sus, yine yükselme gölgeden !

    kafir ! hilal-i rayet-i islam' a hürmet et ,

    toplar boğar hitabını dağlarda akibet..!

    dağlar lisana gelse de anlatsa hepsini ,

    binlerce can dirilse de nakletse geçmişini !

    garbın cebin-i zalimi affetmedim seni ,

    türk'üm ve düşmanın sana kalsam da bir kişi..!

    ben şurezar-ı kalbimi kinimle süslerim ,

    kalbimde bir silah ile ferdayı beklerim .

    kabrinde müsterih uyu ey namdar atam !

    evladının bugünkü adı sade intikam..!
  • 6
    mekteb-i sultani öğrencisidir.ali sami yenin yakın arkadaşı ve kulübümüzün iki numaralı kurucusudr.fecr-i ati şairlerindendir ve kin adlı şiiri çok ünlüdür.toplumcu bir şairdir.galatasarayın amblemini çizen kişidir.17 ocak 1909 da fenerbahçeyle oynadığımız ve 2-0 kazandığımız maçta iki golde kendisinden gelmiş ve ezeli rekabette ilk golü atan kişi olarak da ayrıca tarihe geçmiştir.
  • 8
    şair ruhlu, duygusal savaşçı...

    2 numaralı kurucu üyeliği asım tevfik sonumut'la paylaşan emin bülend, varlıklı bir ailenin çocuğuydu. galatasaray lisesi'ni 1905'te bitirirken kulübün kurulmasında çok etkin rol oynadı. edebiyat alanında kariyer yapan emin bülend, futbol takımının da en önemli isimlerinden biriydi. sol açık ve forvet oynayan emin bülend, avcılığa olan merakıyla da tanınırdı. armitage ve nikolof'un ardından takım kaptanlığına yükselen emin bülend, aynı zaman da bu görevi üstlenen ilk türk vatandaşıydı. yaşadığı dönemde 3 numaralı kurucu üye olarak kabul edilmesine karşın, vasiyetinde, "beni ali sami yen'in ardından 2 numaralı kurucu üyeliğe getirmenizi rica ediyorum" demiş ve ali semi yen'in önerisiyle 2 numaralı üyelik asım tevfik'le birlikte kendisine verilmiştir. galatasaray'ın kuruluşundaki öncelik hakkına hayatı boyunca büyük önem veren emin bülend, yaşadığı kırgınlığın duygusallığından hiç kopmadı. sırf bu nedenle futbolla olan ilişkisini kesmiş ve kendini avcılğa vermişti.

    ---ruşen eşref ünaydın'ın anılarından---

    yetişilmez hızdaki koşucu emin bülend...

    "şair emin bülend'in kızıl saçları ile o saçların rengine yakın allaşmış allı yüzüyle, pulat pazılı kollarını sert ve çevik sallaya sallaya, pazıları çelik gibi ve dalgalı bacaklarını yetişilmez hızda koşusu ile, burnundan soluya soluya topa saldırışları ve coşkun coşkun haykırışları, şimdi elli yılın bu vak'ası, daha hala yeni görünüyormuşum gibi gözlerimin önüne geliyor ve sesi kulaklarımda çınlıyor.

    galatasaray kulübünün ilk türk kaptanı ve sol açığı emin bülend öyle çekimi yerinde bir atlet yapılı koşucu ve çalımı yerinde bir sert oyuncuydu ki, onun varlığı ile hepimiz övünç duyardık. birinde, "yedi evliya kuvveti vardır" dedikleri sözün manasını, emin'in maçlarda oyun oynar gibi değil, futuhat devrinde kaleye akın eden bir gaza arslanı gibi imanlı saldırışında görürdük.

    geçenlerde bir defa bekir bircan'dan duydumdu. emin bülend o vakitler bir gün kadıköy kulübünün meşhur beki ve "tahtaperde" dedikleri aleko'ya demiş ki: "ulan aleko, ben bugün mezarımı kazdırdım da buraya geldim. sen de öyle yaptınsa çık karşıma."

    bu gözdağı, emin bülend'in ne fedakarlıkla kendini oyuna vererek öne atıldığını ve ilk yılın, kadıköy ile ilk maçta yediğimiz 10-11 golün acısını ne derinden duyduğumu, o utancın hıncını çıkararak emelini, tıpkı "kin"deki ateşli mısralarından birinde haykırıyormuş gibi beslediğini, benim burada yazacağım bin kelimeden daha belagatlı tasvir eder.

    ---ruşen eşref ünaydın'ın anılarından---

    galatasaray dergisi, ekim 2004, sayı 26.
App Store'dan indirin Google Play'den alın