2735
babamdan bana kalan miras.
babamla çok dalgalı bir ilişkimiz vardı. futbolu babam seviyor diye sevdim bence. galatasaray’da babamdan kaldı bana. işte bu adamı bana sevdiren adam da aynı şekilde babamdır.
‘giovanni trapattoni’, ‘ottmar hitzfeld’, sven goran erikson, ve jose mourinho.
porto’dan başlayan enfes kariyerine, ingiltere’yi fethedişine, inter zirvesine (bence en zirve olduğu yer orasıdır), real ile gol rekorlu şampiyonluğuna, 2. defa ingiltere fetihine kadar bütün zirvelerinde izledim hocayı.
zirveler bu ya düşüşleri de getiriyor beraberinde chelsea’den kovulmasına, united’da her gün eleştirilmesine ve sonunda kovulmasına, tottenham’la her sene umut edip yine kovulmasına, roma ile bu sefer olur mu dercesine düşünürken (konferans ve uefa finali tabii ki güzeldi) en sonunda kovulmasına tekrar şahit oldum.
her gittiği takımda izledim. her gittiği takımı az çok destekledim. onunla ilgili nick de aldım. kitabını da okudum. daha 1-2 yıl önceye kadar duygusallıktan mourinho en iyisi diyordum.
ilk açıklandığı an çok şaşkındım aslında. çünkü mourinho hep galatasaray çalıştıracak gibi geliyordu. ama hep. onunla tekrar avrupa kupası alacağız diye hayal ediyordum ne yalan söyleyeyim.
o şaşkınlık üzgünlük belki kızgınlığa bıraktı. şimdi suyun karşı tarafına gitti ya. yakın bir arkadaşım bıçaklamış gibi hissettim. (futbol bu kadar anlam ifade etmiyor aynen (:::swh) ) beni bilen arkadaşlarım kızdırmak için ee bu sene de fenerli olursun diyorlar. yaram deşiliyor anlayacağınız.
babam bu günleri göremedi. bence onun da içi biraz burkulurdu. 20-25 yıl hiç görmediğin birisini destekledikten sonra ilk defa desteklememek, başarısız olsun istemek de hayatın ayrı bir cilvesi.
umarım bize yine yenilir ve parçalının gerisinde kalırsın mou.
babamla çok dalgalı bir ilişkimiz vardı. futbolu babam seviyor diye sevdim bence. galatasaray’da babamdan kaldı bana. işte bu adamı bana sevdiren adam da aynı şekilde babamdır.
‘giovanni trapattoni’, ‘ottmar hitzfeld’, sven goran erikson, ve jose mourinho.
porto’dan başlayan enfes kariyerine, ingiltere’yi fethedişine, inter zirvesine (bence en zirve olduğu yer orasıdır), real ile gol rekorlu şampiyonluğuna, 2. defa ingiltere fetihine kadar bütün zirvelerinde izledim hocayı.
zirveler bu ya düşüşleri de getiriyor beraberinde chelsea’den kovulmasına, united’da her gün eleştirilmesine ve sonunda kovulmasına, tottenham’la her sene umut edip yine kovulmasına, roma ile bu sefer olur mu dercesine düşünürken (konferans ve uefa finali tabii ki güzeldi) en sonunda kovulmasına tekrar şahit oldum.
her gittiği takımda izledim. her gittiği takımı az çok destekledim. onunla ilgili nick de aldım. kitabını da okudum. daha 1-2 yıl önceye kadar duygusallıktan mourinho en iyisi diyordum.
ilk açıklandığı an çok şaşkındım aslında. çünkü mourinho hep galatasaray çalıştıracak gibi geliyordu. ama hep. onunla tekrar avrupa kupası alacağız diye hayal ediyordum ne yalan söyleyeyim.
o şaşkınlık üzgünlük belki kızgınlığa bıraktı. şimdi suyun karşı tarafına gitti ya. yakın bir arkadaşım bıçaklamış gibi hissettim. (futbol bu kadar anlam ifade etmiyor aynen (:::swh) ) beni bilen arkadaşlarım kızdırmak için ee bu sene de fenerli olursun diyorlar. yaram deşiliyor anlayacağınız.
babam bu günleri göremedi. bence onun da içi biraz burkulurdu. 20-25 yıl hiç görmediğin birisini destekledikten sonra ilk defa desteklememek, başarısız olsun istemek de hayatın ayrı bir cilvesi.
umarım bize yine yenilir ve parçalının gerisinde kalırsın mou.