2702
milli takımın en büyük sorunlarından birisi net bir ofansif orta saha oyuncusu'nun olmaması.
bir klişe, rakip önde basıyor ve alan kapatıyor.
bizim oyuncular sürekli beklere ya da liberoya oynuyor, sonra onlar da geriye dönüyor.
galatasaray futbol takımı'nda izlediğimiz lucas torreira, kerem demirbay yaratıcılığı yok maalesef milli takımda.
bu iki oyuncumuzun da en sevdiğim özelliği sırtı rakibe dönük iken pas aldıklarında topu krampon altındaki çivi ile kontrol edip durdurduktan sonra topu hareket ettirmeden hızlıca, direkt tüm vücudunu çevirip yüzünü rakibe dönmeleri.*
bu bahsettiğim şey belki dinlerken kulağa, izlerken göze basit geliyor olabilir ama oyunun hızına saniyeler katıyor.
bu saniyeler içinde ya hat kıran pas atıyorlar ya da dikine ilerliyorlar, böylelikle rakip sahaya çok daha hızlı giriyorsun.
oysa milli takımda bakıyorum hakan çalhanoğlu dahil her oyuncu aldığı topu ya geriye oynuyor ya da kontrol etmeden önce bir kere dürtüyor, sonra aheste aheste yüzünü rakip sahaya dönüyor.
aklıma direkt selçuk inan geliyor.
bu kısır döngü içinde asla merkezden ilerleyemiyoruz.
ayrıca milli takımda gezinen ofansif orta saha oyuncusu da yok.
bizde mesela dries mertens bunu çok iyi yapıyor, baskı altında pas yapmaya zorlanırken bir boşluğa sızıyor.
daha da önemlisi o boşluğa topu atan, popüler ifade ile yani hat kıran pas yapan kerem demirbay ya da lucas torreira oluyor işte.
ben bunları 4 haziran 2024 italya türkiye maçı'nda hiç göremedim.
elbette hazırlık maçı, eksiklikler var vs diyeceğim ama şu çok açık ki milli takımımız hep beklere ya da kanada oynuyor bu rakip baskısı yüzünden.
merkezden oynamak için yukarıda bahsettiğim hızlıca top kontrolü yapıp yüzünü rakip kaleye dönüp boşluğa dikine pas atacak 6 numara, 8 numara ve bu dikine pası alacak gezgin bir 10 numara göremedim maalesef milli takımda.
diğer maçları da bu şekilde oynarsak bizim skor bulmak için tek ümidimiz duran toptan gol atmak olur sanırım.
bir klişe, rakip önde basıyor ve alan kapatıyor.
bizim oyuncular sürekli beklere ya da liberoya oynuyor, sonra onlar da geriye dönüyor.
galatasaray futbol takımı'nda izlediğimiz lucas torreira, kerem demirbay yaratıcılığı yok maalesef milli takımda.
bu iki oyuncumuzun da en sevdiğim özelliği sırtı rakibe dönük iken pas aldıklarında topu krampon altındaki çivi ile kontrol edip durdurduktan sonra topu hareket ettirmeden hızlıca, direkt tüm vücudunu çevirip yüzünü rakibe dönmeleri.*
bu bahsettiğim şey belki dinlerken kulağa, izlerken göze basit geliyor olabilir ama oyunun hızına saniyeler katıyor.
bu saniyeler içinde ya hat kıran pas atıyorlar ya da dikine ilerliyorlar, böylelikle rakip sahaya çok daha hızlı giriyorsun.
oysa milli takımda bakıyorum hakan çalhanoğlu dahil her oyuncu aldığı topu ya geriye oynuyor ya da kontrol etmeden önce bir kere dürtüyor, sonra aheste aheste yüzünü rakip sahaya dönüyor.
aklıma direkt selçuk inan geliyor.
bu kısır döngü içinde asla merkezden ilerleyemiyoruz.
ayrıca milli takımda gezinen ofansif orta saha oyuncusu da yok.
bizde mesela dries mertens bunu çok iyi yapıyor, baskı altında pas yapmaya zorlanırken bir boşluğa sızıyor.
daha da önemlisi o boşluğa topu atan, popüler ifade ile yani hat kıran pas yapan kerem demirbay ya da lucas torreira oluyor işte.
ben bunları 4 haziran 2024 italya türkiye maçı'nda hiç göremedim.
elbette hazırlık maçı, eksiklikler var vs diyeceğim ama şu çok açık ki milli takımımız hep beklere ya da kanada oynuyor bu rakip baskısı yüzünden.
merkezden oynamak için yukarıda bahsettiğim hızlıca top kontrolü yapıp yüzünü rakip kaleye dönüp boşluğa dikine pas atacak 6 numara, 8 numara ve bu dikine pası alacak gezgin bir 10 numara göremedim maalesef milli takımda.
diğer maçları da bu şekilde oynarsak bizim skor bulmak için tek ümidimiz duran toptan gol atmak olur sanırım.
