581
florya projesi üzerinden dillendirilenler, kulüp ayağa kalkacak derken ortaya çıkan mamacılar, ben futboldan anlamam diyen aysal'ın sportif a.ş üzerinden tekrar kulüpten içeri sızma iddiaları, son 6 ayında yokları oynayıp chelsea deplasmanındaki hal ve hareketlerinden ötürü en azından benim için sıradan bir isme dönüşmüş drogba'nın sportif direktörlük iddiaları derken ne şampiyonluğun ne de gelecek sezonun heyecanı kalmamaya başladı.
rakibinin senelerdir denediği, kurumsallık martavallarıyla dolu sportif direktörler, ceo'lar, yöneticiler ile futbolun bu coğrafyada yönetilemeyeceğini görmemek için ya art niyetli ya kör olmak gerekir. en yakın rakibin bunun bedelini öderken onlara özenmeye kalkmayız umarım. kaldı ki bizler de bülent tulun, adnan sezgin, lütfi arıboğan, pasquale sensibilie, cenk ergün gibi zaman içindeki değişik hamleler neticesinde pek dişe dokunur bir sonuç elde edemedik.
kulübün genlerini bilen, camiasının ne istediğini bilen, üstelik içinden yetişmiş ve nitelikli bir teknik direktör ile o camiayı gönülden seven, hocaya, takıma ve kulübe yeri geldiğinde gerekli desteği gösterebilecek kalitede bir veya birkaç yönetici. tek istediğimiz bu. ötesine gerek yok. çeşitlendirme peşinde koşacaksak hocanın teknik heyetinde bunu yapabiliriz. yardımcı antrenör sayısını arttırabiliriz. scout veya altyapı ağında büyüme yapabiliriz.
türkiye için sevdiğim bir söz var. dünyanın en iyi ve en kötü insanları bu topraklarda denir. bazen umut dolu olursun, bazen de öyle bir haber duyarsın ki kapıkule'den koşarak uzaklaşmalı dersin. sanırım galatasaray da türkiye'nin bu açıdan bir yansıması.
burası galatasaray. burada hiçbir başarı cezasız kalmaz.
rakibinin senelerdir denediği, kurumsallık martavallarıyla dolu sportif direktörler, ceo'lar, yöneticiler ile futbolun bu coğrafyada yönetilemeyeceğini görmemek için ya art niyetli ya kör olmak gerekir. en yakın rakibin bunun bedelini öderken onlara özenmeye kalkmayız umarım. kaldı ki bizler de bülent tulun, adnan sezgin, lütfi arıboğan, pasquale sensibilie, cenk ergün gibi zaman içindeki değişik hamleler neticesinde pek dişe dokunur bir sonuç elde edemedik.
kulübün genlerini bilen, camiasının ne istediğini bilen, üstelik içinden yetişmiş ve nitelikli bir teknik direktör ile o camiayı gönülden seven, hocaya, takıma ve kulübe yeri geldiğinde gerekli desteği gösterebilecek kalitede bir veya birkaç yönetici. tek istediğimiz bu. ötesine gerek yok. çeşitlendirme peşinde koşacaksak hocanın teknik heyetinde bunu yapabiliriz. yardımcı antrenör sayısını arttırabiliriz. scout veya altyapı ağında büyüme yapabiliriz.
türkiye için sevdiğim bir söz var. dünyanın en iyi ve en kötü insanları bu topraklarda denir. bazen umut dolu olursun, bazen de öyle bir haber duyarsın ki kapıkule'den koşarak uzaklaşmalı dersin. sanırım galatasaray da türkiye'nin bu açıdan bir yansıması.
burası galatasaray. burada hiçbir başarı cezasız kalmaz.