• 2896
    ikinci dünya savaşı başlamadan önce ingiltere başbakanı chamberlain denilen bir adamdı. nahif bir adamdı, hitler'e karşı sürekli yumuşak davranarak, ona sürekli taviz vererek büyük savaşı önleyebileceğini zannetmişti ama yanılıyordu. çünkü karşısındaki adam hitler'di. yumuşakbaşlılığı karşı tarafın zaafı olarak algılıyordu. pragmatistti, acımasızdı, aç gözlüydü ve istediği tavizlerin sonu yoktu. neticede o gün geldi ve büyük savaş çıktı. ingiltere başbakanı istifa etmek zorunda kaldı, yeni başbakan da churchill oldu. churchill ise hitler'i iyi tanıyordu. ona hiçbir zaman taviz vermedi. ingiltere kafasına kafasına bombalar yemesine rağmen almanya'nın istediği şartlarda bir barışa evet demedi. ingiltere güçlü koalisyonlar kurdu, amerika'yı savaşa çekti ve bu savaşı nihayet kendi koalisyonuyla kazandı. tarihçilere göre savaşı kazandıran temel etmenlerden birisi churchill'in tavrıydı.

    biz de galatasaray olarak bazı paradigmalarımızı değiştirmek zorundayız. maalesef karşımızda kafayı yemiş, aşırı saldırgan ve başarı uğruna her şeyi yapacak bir fenerbahçe gerçeği var. adamlar topuyla tüfeğiyle türk futboluna ateş ediyor. bu savaşı yürütürken de galatasaray'ın adını yok edilmesi gereken bir düşman olarak sunuyorlar. yine maalesef gerekli tavrı zamanında göstermediğimizden kaybettiğimiz birçok cephe var. adamların ne şikesini engelleyebiliyoruz, ne de terör örgütünün ismini anarak bize adice saldırmalarına karşı koyabiliyoruz. üstüne mağdur edebiyatını bile onlar yapabiliyor. sırf futbol takımımız her türlü engele rağmen bu adamların takımına kafa tutuyor diye galatasaray yönetimi sürekli eleştirilmiyor. ama bugünün yarını da var. galatasaray mevcut yönetim anlayışıyla bu arsızlığa, bu tecavüzlere, bu emek hırsızlığına dur diyemez. galatasaray yönetiminin trabzonspor yönetimi kadar bile ağırlığı yoksa, asalet-centilmenlik adı altında galatasaray'ın hakkını bu yönetimler yediriyorsa ortada bir problem var demektir. kısacası galatasaray camiası büyük bir acziyet içerisindedir. bunun sorumlusu da galatasaray yönetimleridir.

    dursun aydın özbek'i severim. erden timur'u daha çok severim. bu ikisi yoluna devam etsin de isterim ama tek bir şartla. dursun özbek yeni yönetimini savaş kabinesi oluşturur gibi oluşturacak. bunu yapmıyorsa bir dakika bile durmasın o koltukta. bir dakika bile düşünmesin artık galatasaray başkanlığını. bize savaş verecek bir yönetim lazım. karşımızda böyle bir fenerbahçe olduğu sürece bu savaş verecek yönetim galatasaray'ın bekası için şarttır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın