2453
https://twitter.com/...RDwDXNz1q1w&s=19
20 saniyeden tespit çıkar mı? bazen çıkar. affınıza sığınarak ben de çıkartacağım. kendisini bir süre yakından takip ettiğim için bu sekansı tanıyorum çünkü ben.
(bkz: #3769959)
moderatör arkadaşla başlayalım. “uzun cümlelerle yabancı hakemi kabul edebileceğini” belirtmiş erden timur.
uzun cümleler ifadesiyle kast edilen küçümseme çabasını aldım ben burdan.
adı socrates olan bir kanalda uzun cümleler diye geçiştirdiğin cümleler her gün yerden yere vurulan türk futboluna yön gösteriyor sevgili moderatör. ben de farklı uzun cümlelerle anlatayım belki okursun.
yabancı hakem isterük blöfünde oluşan çiğ hamaset, analitik bir düşünce akışıyla çürütülüyor orda. erden abi (tanıdığımdan abi demiyorum sevdiğimden diyorum) belki de ekonomi eğitimi almasının da etkisiyle ceterus paribustan bahsediyor aslında. ceteris paribus iki değişken arasındaki ilişkiyi ölçerken “diğer herşey eşit olduğunda” ortaya çıkan farklılığın ölçülmesidir. tamamen aynı spor ortamında, sadece yerli hakem yerine yabancı hakem değiştiğinde herşeyin düzeleceğine mi inanıyorsunuz? diyor spor medyasına, yöneticilerine. o zaman dünyada ceteris paribuslar arayalım.
örneğin, dünyanın en iyi yönetilen futbol organizasyonu olan ingiltere premier lig’de önümüzdeki yıl sadece türk hakemler görev alacak dediklerini varsayalım. ilgili spor ortamında 5 yıl sonra premier lig mi değer kaybeder türk hakemlerinin mi seviyesi yükselir?
örneğin, dünyanın en iyi yönetilen spor organizasyonlarından biri olan nba’de hakemler tam bir felaket. ancak külüpler ya da spor medyası neredeyse hiç konuşmuyor bu konuyu. hatta bazen çıldırtacak seviyede konuşmuyor. sürekli konuşulursa hakemler çok mu gelişir? organizasyonun marka değeri yıllar içerisinde düşer mi yoksa?
gelelim sevgili demirkol’a. dalga geçiyor robot hakem falan diyor baksana dedi kendisi. yok dalga geçmiyor. kayığına bindiğiniz başkanlar dahil hepinizi aklı selime davet ediyor. robot hakem gelse 3 ay sonra hepiniz yapay zeka uzmanı olursunuz robota akıl verirsiniz diyor. sizden gelen veriyi işleyen robot bile 1 sene içinde eyyam yapmaya başlar diyor.
sonra da diyor ki ama o da gelsin sorun değil. bir yönetici olarak kendime güveniyorum. doğru planlamayla yine en başarılı takımı kurarım. hatta diyor ben olmasam bile bağlı bulunduğum camianın kültürüne inanıyorum. göreve kim gelirse gelsin biz daha başarılı oluruz. çünkü sayın demirkol, sizin de yakinen deneyimlediğiniz ve kariyerinizi şekillendiren mekteb-i sultani kültürü hamasetten beslenmez. başarı gelmediğinde öcüler yüzünden şampiyon olamadım falan gibi açıklamalar yapmana izin vermeden seni kapının önüne koyar.
o suratınızda yıllar içinde büyüyen kibiri aynada görüyor musunuz sayın demirkol? hani tanınmış ailelerin başarısız evlatlarında da vardır aynı kibirden? işte o kibir 2004 yılında kurduğu şirketiyle türkiye’nin en kısa sürede milyar tl ciroya ulaşan iş insanı erden timur’da da olmalı dimi? ama o adam diyor ki “ başarıya çok anlam yüklememek gerekir. başarısızlıkta çok anlamlıdır. ben şuna inanıyorum, hırsla bağlandığınız şeyleri gerçekleştirmiyorsunuz. “
erden timur’u anlamıyorsunuz sevgili demirkol. çünkü,
aynı yoldan yürümemişsiniz, benzer başarılarınız da benzer dünyalarınızda yok. insan kendisine benzeyeni seçer içgüdüsel olarak. siz kendinize benzeyen kibir denizinde boğulmuş, hırslı ve başarısız bir adamı seçmişsiniz. şu an içinde bulunduğunuz durum, zaten çok acı. erden timur’da daha fazla konuşarak acıyı artırmak istemiyor muhtemelen. allah, size önce vicdan rahatlığı sonra da huzur versin. *
20 saniyeden tespit çıkar mı? bazen çıkar. affınıza sığınarak ben de çıkartacağım. kendisini bir süre yakından takip ettiğim için bu sekansı tanıyorum çünkü ben.
(bkz: #3769959)
moderatör arkadaşla başlayalım. “uzun cümlelerle yabancı hakemi kabul edebileceğini” belirtmiş erden timur.
uzun cümleler ifadesiyle kast edilen küçümseme çabasını aldım ben burdan.
adı socrates olan bir kanalda uzun cümleler diye geçiştirdiğin cümleler her gün yerden yere vurulan türk futboluna yön gösteriyor sevgili moderatör. ben de farklı uzun cümlelerle anlatayım belki okursun.
yabancı hakem isterük blöfünde oluşan çiğ hamaset, analitik bir düşünce akışıyla çürütülüyor orda. erden abi (tanıdığımdan abi demiyorum sevdiğimden diyorum) belki de ekonomi eğitimi almasının da etkisiyle ceterus paribustan bahsediyor aslında. ceteris paribus iki değişken arasındaki ilişkiyi ölçerken “diğer herşey eşit olduğunda” ortaya çıkan farklılığın ölçülmesidir. tamamen aynı spor ortamında, sadece yerli hakem yerine yabancı hakem değiştiğinde herşeyin düzeleceğine mi inanıyorsunuz? diyor spor medyasına, yöneticilerine. o zaman dünyada ceteris paribuslar arayalım.
örneğin, dünyanın en iyi yönetilen futbol organizasyonu olan ingiltere premier lig’de önümüzdeki yıl sadece türk hakemler görev alacak dediklerini varsayalım. ilgili spor ortamında 5 yıl sonra premier lig mi değer kaybeder türk hakemlerinin mi seviyesi yükselir?
örneğin, dünyanın en iyi yönetilen spor organizasyonlarından biri olan nba’de hakemler tam bir felaket. ancak külüpler ya da spor medyası neredeyse hiç konuşmuyor bu konuyu. hatta bazen çıldırtacak seviyede konuşmuyor. sürekli konuşulursa hakemler çok mu gelişir? organizasyonun marka değeri yıllar içerisinde düşer mi yoksa?
gelelim sevgili demirkol’a. dalga geçiyor robot hakem falan diyor baksana dedi kendisi. yok dalga geçmiyor. kayığına bindiğiniz başkanlar dahil hepinizi aklı selime davet ediyor. robot hakem gelse 3 ay sonra hepiniz yapay zeka uzmanı olursunuz robota akıl verirsiniz diyor. sizden gelen veriyi işleyen robot bile 1 sene içinde eyyam yapmaya başlar diyor.
sonra da diyor ki ama o da gelsin sorun değil. bir yönetici olarak kendime güveniyorum. doğru planlamayla yine en başarılı takımı kurarım. hatta diyor ben olmasam bile bağlı bulunduğum camianın kültürüne inanıyorum. göreve kim gelirse gelsin biz daha başarılı oluruz. çünkü sayın demirkol, sizin de yakinen deneyimlediğiniz ve kariyerinizi şekillendiren mekteb-i sultani kültürü hamasetten beslenmez. başarı gelmediğinde öcüler yüzünden şampiyon olamadım falan gibi açıklamalar yapmana izin vermeden seni kapının önüne koyar.
o suratınızda yıllar içinde büyüyen kibiri aynada görüyor musunuz sayın demirkol? hani tanınmış ailelerin başarısız evlatlarında da vardır aynı kibirden? işte o kibir 2004 yılında kurduğu şirketiyle türkiye’nin en kısa sürede milyar tl ciroya ulaşan iş insanı erden timur’da da olmalı dimi? ama o adam diyor ki “ başarıya çok anlam yüklememek gerekir. başarısızlıkta çok anlamlıdır. ben şuna inanıyorum, hırsla bağlandığınız şeyleri gerçekleştirmiyorsunuz. “
erden timur’u anlamıyorsunuz sevgili demirkol. çünkü,
aynı yoldan yürümemişsiniz, benzer başarılarınız da benzer dünyalarınızda yok. insan kendisine benzeyeni seçer içgüdüsel olarak. siz kendinize benzeyen kibir denizinde boğulmuş, hırslı ve başarısız bir adamı seçmişsiniz. şu an içinde bulunduğunuz durum, zaten çok acı. erden timur’da daha fazla konuşarak acıyı artırmak istemiyor muhtemelen. allah, size önce vicdan rahatlığı sonra da huzur versin. *