26
(bkz: 18 şubat 2024 ankaragücü galatasaray maçı)nı kayıpsız, hatta mis gibi atlattığımıza göre konsantre olmamız gereken tarihimizin en önemli maçı.
aynı zamanda benim için çok duygusal bir maç olacak. sebebini biraz anlattığım entry için; (bkz: #3799234)
ilgili entry'de de belirttiğim gibi, 2023 mart-temmuz arasını erasmus sebebiyle prag'da geçirdim. gittiğimin onuncu gününde geçirdiğim ani işitme kaybı sebebiyle benim için kabus gibi bir süreç oldu orası ayrı fakat, konumuz bu değil.
öncelikle prag'da benden daha uzun süredir yaşayan sözlük yazarlarımız illaki vardır, yanlış veya eksiğim olduğu yerlerde beni düzeltirlerse sevinir, gerekli düzenlemeleri yaparım. bu entry daha çok prag'a deplasmana gidecek sözlük okurlarına yönelik olacak.
ilk olarak belirtmem gerekir ki, prag dünyanın en güzel şehirlerinden biri. eğer benim gibi mimari sever biriyseniz şimdiden kas gevşeticinizi tedarik edin; zira şehrin tamamını oluşturan birbirinden güzel binalara bakmaktan boynunuz tutulacak *
prag gezmek isteyenler için büyük görünümlü küçük bir şehir. şehrin tüm önemli turistik atraksiyonlarını gezmek, yürüyerek iyi bir rota planıyla bir gününüzü ve aşağı yukarı 20 bin adımınızı alıyor. onun dışında bu şehri güzel yapan, turistik atraksiyonlarından ziyade şehrin kendisi diye düşünüyorum.
kesinlikle görülmesi gereken yerleri şöyle sıralayabilirim, pražský hrad, diğer adıyla prag kalesi sizi kesinlikle büyüleyecektir. kaleye ve bölgedeki çeşitli yapılara girebilmek için çeşitli bilet paketleri var, bütçenize göre bilet alabilirsiniz. hiç almasanız da olur, dışardan görmek de yeter. toplu taşımayla ilk olarak buraya gelip, turunuzu buradan başlatıp kalan yerlere yürüyebilirsiniz. yürürken gördüğünüz her şey pure güzellik olacak, bu yüzden bana kalırsa kesinlikle şehri yürüyerek gezin.
karlův most, prag kalesinden aşağı sallanarak varacağınız sıradaki durağınız olsun. tabii yol üstünde denk geleceğiniz kiliselere girmeyi, dünyanın en güzel manzaralı starbucks'ına kafa selamı vermeyi de unutmayın. bu köprüden her geçtiğimde kesinlikle türkçe konuşan birini duyuyordum; hatta "can you take our picture" diyerek yanıma gelen birinin telefonunu elime aldığımda telefonun türkçe olduğunu görmüştüm, çok fazla türk turist var bu bölgede, seviyoruz köprü gezmeyi *
sıradaki durağınız tabii ki pražský orloj, diğer adıyla astronomik saat kulesi ve meydanı. buraya saat başına yakın varırsanız çok daha iyi olur fakat yetişemezseniz biraz meydanı seyredin, oturun bir bira için, sex machines museum'a gidip bedava libido ölçme makinesine oturun (bilet alıp daha da içeriye girmenizi pek tavsiye etmem parasına değmiyor fakat özellikle agalarla gidilirse güzel makara dönebilir) ve saat başının gelmesini bekleyin. saat başı yaklaştığında neden böyle dediğimi anlayacaksınız, saat kulesinin karşısında dizilen kalabalığa katılın ve saat başının gelmesini bekleyin.
buradan sonra rotayı kendiniz belirleyin, zaten her yer birbirine yakın.
můstek bölgesine de kesinlikle uğrayın. václavské náměstí ismiyle geçen meydandan bahsediyorum. bu uzun caddenin tepesinde tüm görkemiyle dikilen bina ulusal müze'ye bilet alarak (národní muzeum) girip gezebilirsiniz.
yine buralara yakın franz kafka'nın dönen kafası (rotating head by david cerny) var, 15 dakikada bir kafka'nın kafası dönüyor falan gayet hoş. hemen dibinde minik bir avm var oradan da gereken ihtiyaçlarınızı alabilirsiniz.
tančící dům, prag'da benim en sevdiğim binalardan biri. zaten gittiğinizde "aa ben burayı bi yerde görmüştüm" diyeceğinize eminim. trafik ışıklarının kadraja girmesi dolayısıyla temiz bir fotoğraf alması zor bir yer ancak kesinlikle gidip görün.
národní divadlo, ulusal tiyatro binası, prag'ın bana göre en güzel binası. neden bilmiyorum ama bayılıyorum bu binaya. sebebini önünden geçtiğinizde anlayacaksınız. ayrıca binanın hemen karşısında cafe slavia var, gidilebilir güzel bir cafe. fiyatları cafenin güzelliğini düşündüğünüzde çok tuzlu değil. ben öğrenci halimle burs parasından başka param olmamasına rağmen arada bir gidiyordum arkadaşlarımla. sadece çok kalabalık ve çok sesli, uyarayım önden.
náměstí republiky güzel bir avmsi olan güzel bir cadde. buraya geldiğinizde divadlo hybernia ve prašná brána güzelliğiyle sizleri hayran bırakacaktır.
turistik atraksiyon olarak tek çırpıda aklıma gelen yerler buralar. unuttuğum bir yer olduysa veya internette görüp gitmeye değer mi diye sormak istediğiniz bir yer olursa mesaj atabilirsiniz.
şimdi nacizane bazı hayat kurtaran trick ve tavsiyelerim;
-ilk olarak en önemli konu para. avrupanın tüm büyük şehirlerinde olduğu gibi burada da paranızı yerel para birimine dönüştürürken dolandırılma ihtimaliniz çok yüksek. bu yüzden kimseye inanmayın, güvenmeyin. çok iyi kur veriyor diyerek euro'nuzu bozdurduğunuz adam size belarus parası çakabilir, uyanık olun. bu konuyla ilgili benim tavsiyem; türkiye'den parayı yanınızda euro olarak getirin ve capital exchange s.r.o'da paranızı çek kronuna çevirin. benim görebildiğim en iyi rate buradaydı. daha iyisini bilen varsa burayı editlerim.
-bol bol bira için. çekya, dünyanın en çok bira tüketilen ülkesi. mükemmel biraları var. binlerce yerel bira markası, binlerce craft bira görebilirsiniz ve biralar tabii ki aşırı ucuz. 7 türk lirasına bira içebileceğiniz bir şehir prag. beer point: craft beer pub gibi karta para yükleyip kendin doldurmalı bira pubları var, gerçi hangi mekana gittiğiniz farketmez, bu şehirde kötü bira içmeniz imkansız.
-yeme içme: geçen sene fiyatları türkiye ile karşılaştırdığınızda dışarda yeme içme bana çok pahalı geliyordu o yüzden dışarda hiç yemek yemedim. pek tavsiye verebileceğim bir alan değil yemeğimi hep kendim yurtta yaptım. (strahov dormitory, bilenlere selamlar) meşhur olduğunu söyledikleri sarımsak çorbasını bir arkadaşımın evinde içtim, hayatımda ilk defa önüme konmuş bir tabağı bitiremedim. prag'ın yöresel yemekleri pek bana göre değil.
-silkelenmekten olabildiğince kaçınma: dünyadaki tüm turistik yerler gibi burada da bir sürü turist silkeleme şekli var. bunların en popüleri; çekya halkının dalga geçtiği ama tüm turistlerin geleneksel tatlı sandığı trdelník. zaten şehrin her yerinde göreceksiniz. bir kere denemeye değer, bir tane alıp iki kişi yiyebilirsiniz ama geleneksel bir yerel tatlı yemiş olmayacaksınız onu söyleyeyim. turistik yerlerdeki fiyatlar hep daha yüksek. bir iki sokak uzaklaştığınızda her şey ucuzluyor. turistik yerlerden ziyade böyle yerlerde harcamalarınızı yapın.
-içki ve sigara: sigara fiyatları tahmin edebildiğiniz gibi çok pahalı. kesinlikle ve kesinlikle sigaranızı yanınızda getirin. tütün sarmaktan parmaklarım sapsarı olmuştu benim. boşuna para vermeye gerek yok türkiye'den bolca alın yanınıza.
içki konusu ise tam bir cennet. getirebildiğiniz kadar içki getirin fiyatlar çok ucuz. ama özellikle becherovka'yı deneyin derim. sert ama çok özgün bir tad. václavské náměstí'de bir satış mağazası var. şişenizi buradan değil marketten alın ama bu mağazaya gelip tadım yapabilirsiniz. üstelik bedava.
-alışveriş: market alışverişi için billa, albert, tesco ve lidl şehrin her yerinde mevcut. buralarda her hafta bazı ürünler indirime giriyor, kesinlikle göz atın. içki alacağınız zaman buralardan alırsanız çok daha ucuza geliyor, hele ki indirimdelerse. kinder'in maxi king adında bir çikolatası var, bunu kesin bir deneyin. sanırım türkiye'de de satılıyormuş hiç denk gelmedim ama aşırı özlemini çekiyorum. tesco'nun da pringles benzeri bir cipsi var o da çok güzel.
-giyim kuşam: pek giyim kuşam alışverişi yapmadığım için fazla tavsiye veremem ama verebileceğim çok güzel bir tavsiye var: new yorker. václavské náměstí'de kocaman bir mağazası var. burada çok ucuza kaliteli ve çok güzel görünen bir sürü ürün var. tabii biraz daha gençlere yönelik. buradan 400 krona aldığım hırka için türkiye'de 10.000 lira teklif ettiler öyle söyleyeyim. her görenin bayıldığı bir hırkayı çok ucuza aldım. tabii ucuz kıyafet denince avrupa'da ilk akla gelenlerden primark da aynı caddede büyük bir mağazaya sahip. buraya da kesinlikle göz atın.
-hediyelik: tavsiye verebilirim ama isim veremiyorum hatırlamadığım için. astronomik saatin olduğu meydanla václavské náměstí arasında bir yerde halk pazarı gibi bir yer var. burada magnet anahtarlık vs her şeyi piyasaya göre çok ucuza alabilirsiniz. (magnet ve anahtarlık 20 krona bile bulabileceğiniz bir yer) benim bulduğum en ucuz yer burasıydı. sora sora bulursunuz.
-toplu taşıma: en kritik konulardan biri de bu. toplu taşıma şöyle işliyor, 30-90 dakika, 24 saat, 72 saatlik biletler var. bu biletlerden alıyorsunuz ve istediğiniz toplu taşıma aracına biniyorsunuz. pid lítačka adında bir uygulama var, onun üzerinden online da alabilirsiniz, çoğu durakta bilet alma makinelerinden de alabilirsiniz, ticket satan yerlerden de alabilirsiniz. fakat kesinlikle ve kesinlikle unutulmaması gereken şey, aldığınız bileti bindiğiniz aracın içindeki makineye okutarak "validate" etmeniz. ben bu aşamayı bilmediğim için havaalanından inip 90 dakikalık bilet almama rağmen okutmadığım için 1250 lira ceza yemiştim. güzel bir karşılama olmuştu benim için. toplu taşımaya maalesef çok para gidiyor, hiç para vermeden de tüm araçlara binebilirsiniz, kimse binerken bilet sormuyor ancak şansınıza bilet kontrol eden müfettişler denk gelirse cezayı yersiniz. ben uyarmış olayım riskinizi ona göre alın. şehrin nerdeyse her yerine 24 saat metro otobüs tramvay var. özellikle tramvay turistik yerlerin hemen hepsinin içinden geçiyor yorulduysanız binebilirsiniz. ayrıca bir yerden bir yere giderken neye bineceğinizi bilmiyorsanız google maps çok güzel çalışıyor. neye binip nerde aktarma yapacağınızı, nerede ineceğinizi, ne kadar süreceğini ve hangi araca bineceğinizi söylüyor. eğer taksi kullanacaksınız bolt üzerinden çağırın. normal taksiciler turistleri tokatlamaya bayılıyor. indirin boltu, tokatlanma riski olmadan daha ucuza taksinizi çağırın.
çok uzun bir entry oldu, şimdilik aklıma gelenler bunlar. umarım yardımcı olabildiğim konular olmuştur ve umarım tur atlayarak döneriz. bir de, lütfen çevreyi temiz tutun. şehir genel olarak çok temiz, kirletildiğinde direkt olarak tepki çekiyor. oradayken ben bile sinirlenmiştim. (bkz: #3627298)
aynı zamanda benim için çok duygusal bir maç olacak. sebebini biraz anlattığım entry için; (bkz: #3799234)
ilgili entry'de de belirttiğim gibi, 2023 mart-temmuz arasını erasmus sebebiyle prag'da geçirdim. gittiğimin onuncu gününde geçirdiğim ani işitme kaybı sebebiyle benim için kabus gibi bir süreç oldu orası ayrı fakat, konumuz bu değil.
öncelikle prag'da benden daha uzun süredir yaşayan sözlük yazarlarımız illaki vardır, yanlış veya eksiğim olduğu yerlerde beni düzeltirlerse sevinir, gerekli düzenlemeleri yaparım. bu entry daha çok prag'a deplasmana gidecek sözlük okurlarına yönelik olacak.
ilk olarak belirtmem gerekir ki, prag dünyanın en güzel şehirlerinden biri. eğer benim gibi mimari sever biriyseniz şimdiden kas gevşeticinizi tedarik edin; zira şehrin tamamını oluşturan birbirinden güzel binalara bakmaktan boynunuz tutulacak *
prag gezmek isteyenler için büyük görünümlü küçük bir şehir. şehrin tüm önemli turistik atraksiyonlarını gezmek, yürüyerek iyi bir rota planıyla bir gününüzü ve aşağı yukarı 20 bin adımınızı alıyor. onun dışında bu şehri güzel yapan, turistik atraksiyonlarından ziyade şehrin kendisi diye düşünüyorum.
kesinlikle görülmesi gereken yerleri şöyle sıralayabilirim, pražský hrad, diğer adıyla prag kalesi sizi kesinlikle büyüleyecektir. kaleye ve bölgedeki çeşitli yapılara girebilmek için çeşitli bilet paketleri var, bütçenize göre bilet alabilirsiniz. hiç almasanız da olur, dışardan görmek de yeter. toplu taşımayla ilk olarak buraya gelip, turunuzu buradan başlatıp kalan yerlere yürüyebilirsiniz. yürürken gördüğünüz her şey pure güzellik olacak, bu yüzden bana kalırsa kesinlikle şehri yürüyerek gezin.
karlův most, prag kalesinden aşağı sallanarak varacağınız sıradaki durağınız olsun. tabii yol üstünde denk geleceğiniz kiliselere girmeyi, dünyanın en güzel manzaralı starbucks'ına kafa selamı vermeyi de unutmayın. bu köprüden her geçtiğimde kesinlikle türkçe konuşan birini duyuyordum; hatta "can you take our picture" diyerek yanıma gelen birinin telefonunu elime aldığımda telefonun türkçe olduğunu görmüştüm, çok fazla türk turist var bu bölgede, seviyoruz köprü gezmeyi *
sıradaki durağınız tabii ki pražský orloj, diğer adıyla astronomik saat kulesi ve meydanı. buraya saat başına yakın varırsanız çok daha iyi olur fakat yetişemezseniz biraz meydanı seyredin, oturun bir bira için, sex machines museum'a gidip bedava libido ölçme makinesine oturun (bilet alıp daha da içeriye girmenizi pek tavsiye etmem parasına değmiyor fakat özellikle agalarla gidilirse güzel makara dönebilir) ve saat başının gelmesini bekleyin. saat başı yaklaştığında neden böyle dediğimi anlayacaksınız, saat kulesinin karşısında dizilen kalabalığa katılın ve saat başının gelmesini bekleyin.
buradan sonra rotayı kendiniz belirleyin, zaten her yer birbirine yakın.
můstek bölgesine de kesinlikle uğrayın. václavské náměstí ismiyle geçen meydandan bahsediyorum. bu uzun caddenin tepesinde tüm görkemiyle dikilen bina ulusal müze'ye bilet alarak (národní muzeum) girip gezebilirsiniz.
yine buralara yakın franz kafka'nın dönen kafası (rotating head by david cerny) var, 15 dakikada bir kafka'nın kafası dönüyor falan gayet hoş. hemen dibinde minik bir avm var oradan da gereken ihtiyaçlarınızı alabilirsiniz.
tančící dům, prag'da benim en sevdiğim binalardan biri. zaten gittiğinizde "aa ben burayı bi yerde görmüştüm" diyeceğinize eminim. trafik ışıklarının kadraja girmesi dolayısıyla temiz bir fotoğraf alması zor bir yer ancak kesinlikle gidip görün.
národní divadlo, ulusal tiyatro binası, prag'ın bana göre en güzel binası. neden bilmiyorum ama bayılıyorum bu binaya. sebebini önünden geçtiğinizde anlayacaksınız. ayrıca binanın hemen karşısında cafe slavia var, gidilebilir güzel bir cafe. fiyatları cafenin güzelliğini düşündüğünüzde çok tuzlu değil. ben öğrenci halimle burs parasından başka param olmamasına rağmen arada bir gidiyordum arkadaşlarımla. sadece çok kalabalık ve çok sesli, uyarayım önden.
náměstí republiky güzel bir avmsi olan güzel bir cadde. buraya geldiğinizde divadlo hybernia ve prašná brána güzelliğiyle sizleri hayran bırakacaktır.
turistik atraksiyon olarak tek çırpıda aklıma gelen yerler buralar. unuttuğum bir yer olduysa veya internette görüp gitmeye değer mi diye sormak istediğiniz bir yer olursa mesaj atabilirsiniz.
şimdi nacizane bazı hayat kurtaran trick ve tavsiyelerim;
-ilk olarak en önemli konu para. avrupanın tüm büyük şehirlerinde olduğu gibi burada da paranızı yerel para birimine dönüştürürken dolandırılma ihtimaliniz çok yüksek. bu yüzden kimseye inanmayın, güvenmeyin. çok iyi kur veriyor diyerek euro'nuzu bozdurduğunuz adam size belarus parası çakabilir, uyanık olun. bu konuyla ilgili benim tavsiyem; türkiye'den parayı yanınızda euro olarak getirin ve capital exchange s.r.o'da paranızı çek kronuna çevirin. benim görebildiğim en iyi rate buradaydı. daha iyisini bilen varsa burayı editlerim.
-bol bol bira için. çekya, dünyanın en çok bira tüketilen ülkesi. mükemmel biraları var. binlerce yerel bira markası, binlerce craft bira görebilirsiniz ve biralar tabii ki aşırı ucuz. 7 türk lirasına bira içebileceğiniz bir şehir prag. beer point: craft beer pub gibi karta para yükleyip kendin doldurmalı bira pubları var, gerçi hangi mekana gittiğiniz farketmez, bu şehirde kötü bira içmeniz imkansız.
-yeme içme: geçen sene fiyatları türkiye ile karşılaştırdığınızda dışarda yeme içme bana çok pahalı geliyordu o yüzden dışarda hiç yemek yemedim. pek tavsiye verebileceğim bir alan değil yemeğimi hep kendim yurtta yaptım. (strahov dormitory, bilenlere selamlar) meşhur olduğunu söyledikleri sarımsak çorbasını bir arkadaşımın evinde içtim, hayatımda ilk defa önüme konmuş bir tabağı bitiremedim. prag'ın yöresel yemekleri pek bana göre değil.
-silkelenmekten olabildiğince kaçınma: dünyadaki tüm turistik yerler gibi burada da bir sürü turist silkeleme şekli var. bunların en popüleri; çekya halkının dalga geçtiği ama tüm turistlerin geleneksel tatlı sandığı trdelník. zaten şehrin her yerinde göreceksiniz. bir kere denemeye değer, bir tane alıp iki kişi yiyebilirsiniz ama geleneksel bir yerel tatlı yemiş olmayacaksınız onu söyleyeyim. turistik yerlerdeki fiyatlar hep daha yüksek. bir iki sokak uzaklaştığınızda her şey ucuzluyor. turistik yerlerden ziyade böyle yerlerde harcamalarınızı yapın.
-içki ve sigara: sigara fiyatları tahmin edebildiğiniz gibi çok pahalı. kesinlikle ve kesinlikle sigaranızı yanınızda getirin. tütün sarmaktan parmaklarım sapsarı olmuştu benim. boşuna para vermeye gerek yok türkiye'den bolca alın yanınıza.
içki konusu ise tam bir cennet. getirebildiğiniz kadar içki getirin fiyatlar çok ucuz. ama özellikle becherovka'yı deneyin derim. sert ama çok özgün bir tad. václavské náměstí'de bir satış mağazası var. şişenizi buradan değil marketten alın ama bu mağazaya gelip tadım yapabilirsiniz. üstelik bedava.
-alışveriş: market alışverişi için billa, albert, tesco ve lidl şehrin her yerinde mevcut. buralarda her hafta bazı ürünler indirime giriyor, kesinlikle göz atın. içki alacağınız zaman buralardan alırsanız çok daha ucuza geliyor, hele ki indirimdelerse. kinder'in maxi king adında bir çikolatası var, bunu kesin bir deneyin. sanırım türkiye'de de satılıyormuş hiç denk gelmedim ama aşırı özlemini çekiyorum. tesco'nun da pringles benzeri bir cipsi var o da çok güzel.
-giyim kuşam: pek giyim kuşam alışverişi yapmadığım için fazla tavsiye veremem ama verebileceğim çok güzel bir tavsiye var: new yorker. václavské náměstí'de kocaman bir mağazası var. burada çok ucuza kaliteli ve çok güzel görünen bir sürü ürün var. tabii biraz daha gençlere yönelik. buradan 400 krona aldığım hırka için türkiye'de 10.000 lira teklif ettiler öyle söyleyeyim. her görenin bayıldığı bir hırkayı çok ucuza aldım. tabii ucuz kıyafet denince avrupa'da ilk akla gelenlerden primark da aynı caddede büyük bir mağazaya sahip. buraya da kesinlikle göz atın.
-hediyelik: tavsiye verebilirim ama isim veremiyorum hatırlamadığım için. astronomik saatin olduğu meydanla václavské náměstí arasında bir yerde halk pazarı gibi bir yer var. burada magnet anahtarlık vs her şeyi piyasaya göre çok ucuza alabilirsiniz. (magnet ve anahtarlık 20 krona bile bulabileceğiniz bir yer) benim bulduğum en ucuz yer burasıydı. sora sora bulursunuz.
-toplu taşıma: en kritik konulardan biri de bu. toplu taşıma şöyle işliyor, 30-90 dakika, 24 saat, 72 saatlik biletler var. bu biletlerden alıyorsunuz ve istediğiniz toplu taşıma aracına biniyorsunuz. pid lítačka adında bir uygulama var, onun üzerinden online da alabilirsiniz, çoğu durakta bilet alma makinelerinden de alabilirsiniz, ticket satan yerlerden de alabilirsiniz. fakat kesinlikle ve kesinlikle unutulmaması gereken şey, aldığınız bileti bindiğiniz aracın içindeki makineye okutarak "validate" etmeniz. ben bu aşamayı bilmediğim için havaalanından inip 90 dakikalık bilet almama rağmen okutmadığım için 1250 lira ceza yemiştim. güzel bir karşılama olmuştu benim için. toplu taşımaya maalesef çok para gidiyor, hiç para vermeden de tüm araçlara binebilirsiniz, kimse binerken bilet sormuyor ancak şansınıza bilet kontrol eden müfettişler denk gelirse cezayı yersiniz. ben uyarmış olayım riskinizi ona göre alın. şehrin nerdeyse her yerine 24 saat metro otobüs tramvay var. özellikle tramvay turistik yerlerin hemen hepsinin içinden geçiyor yorulduysanız binebilirsiniz. ayrıca bir yerden bir yere giderken neye bineceğinizi bilmiyorsanız google maps çok güzel çalışıyor. neye binip nerde aktarma yapacağınızı, nerede ineceğinizi, ne kadar süreceğini ve hangi araca bineceğinizi söylüyor. eğer taksi kullanacaksınız bolt üzerinden çağırın. normal taksiciler turistleri tokatlamaya bayılıyor. indirin boltu, tokatlanma riski olmadan daha ucuza taksinizi çağırın.
çok uzun bir entry oldu, şimdilik aklıma gelenler bunlar. umarım yardımcı olabildiğim konular olmuştur ve umarım tur atlayarak döneriz. bir de, lütfen çevreyi temiz tutun. şehir genel olarak çok temiz, kirletildiğinde direkt olarak tepki çekiyor. oradayken ben bile sinirlenmiştim. (bkz: #3627298)