2640
galatasaray ile fenerbahçe arasındaki yegane fark olan yönetimdir.
taraftar kitle ve tepkilerine bakarsak iki kulüp arasında neredeyse hiçbir fark yok. verilen tepkiler, gaza geliş biçimleri ve sağduyudan uzak duygusal reaksiyonlar birebir aynı. zaten iki taraftar kitlesi de aynı toplumdan, sosyokültürel ve sosyoekonomik çevrelerden çıktığı için bir fark olmasını beklemek de hayalcilik olur. yabancı ülkelerdeki gibi sosyokültürel veya sosyoekonomik bir çatışma olmadığı için bu iki kulüp arasında, haliyle sportif sidik yarışı üstünden dönüyor bütün muhabbet. mesela biz onları 6-0 yensek veya o topçular fb'de oynamış olsa falan biz onlara fetö diyecektik 6-0 diyecektik, onlar da bize şikeci diyecekti muhtemelen aynısı bizim başımıza gelmiş olsaydı.
ama burda fark, camia yapısında ortaya çıkıyor. fenerbahçe neredeyse birebir bu taraftar kafasıyla yönetilip, silbaştan her sene hoca her sene kadro değişimi ve duygusal anlık tepkilere göre yönetilen bir kulüp olduğu için içinde bulunduğu buhrandan bir türlü çıkamıyor. galatasaray ise, daha içine dönük bir kulüp olduğu için lise eliyle çıkan yönetim kadroları, o kadar bu tepkilerin tesirinde kalmıyor. daha sağduyulu daha akılcı yaklaşıyor olaya yönetimler ve haliyle de verilen karar ve alınan sonuçlar daha başarılı ve isabetli oluyor. kesinlikle popülizme kapılıp kulüp yapısını bozmamalı galatasaray. her başarısız geçen sezondan sonra burada deniyor işte liseciler dinazorlar vb. ama iniş çıkış hayatın olağan akışı, hiçbir kulüp her sene başarılı olamaz şampiyon olamaz. hep düştüğü çukurdan çıkmasını bildi galatasaray. böyle anlık tepkilerle kulüp yapısında radikal değişiklikler yapmak gibi bir hataya asla düşülmemeli. aksi takdirde sonumuzun ne olacağının fragmanını görmek isteyen suyun karşı tarafına bakabilir.
taraftar kitle ve tepkilerine bakarsak iki kulüp arasında neredeyse hiçbir fark yok. verilen tepkiler, gaza geliş biçimleri ve sağduyudan uzak duygusal reaksiyonlar birebir aynı. zaten iki taraftar kitlesi de aynı toplumdan, sosyokültürel ve sosyoekonomik çevrelerden çıktığı için bir fark olmasını beklemek de hayalcilik olur. yabancı ülkelerdeki gibi sosyokültürel veya sosyoekonomik bir çatışma olmadığı için bu iki kulüp arasında, haliyle sportif sidik yarışı üstünden dönüyor bütün muhabbet. mesela biz onları 6-0 yensek veya o topçular fb'de oynamış olsa falan biz onlara fetö diyecektik 6-0 diyecektik, onlar da bize şikeci diyecekti muhtemelen aynısı bizim başımıza gelmiş olsaydı.
ama burda fark, camia yapısında ortaya çıkıyor. fenerbahçe neredeyse birebir bu taraftar kafasıyla yönetilip, silbaştan her sene hoca her sene kadro değişimi ve duygusal anlık tepkilere göre yönetilen bir kulüp olduğu için içinde bulunduğu buhrandan bir türlü çıkamıyor. galatasaray ise, daha içine dönük bir kulüp olduğu için lise eliyle çıkan yönetim kadroları, o kadar bu tepkilerin tesirinde kalmıyor. daha sağduyulu daha akılcı yaklaşıyor olaya yönetimler ve haliyle de verilen karar ve alınan sonuçlar daha başarılı ve isabetli oluyor. kesinlikle popülizme kapılıp kulüp yapısını bozmamalı galatasaray. her başarısız geçen sezondan sonra burada deniyor işte liseciler dinazorlar vb. ama iniş çıkış hayatın olağan akışı, hiçbir kulüp her sene başarılı olamaz şampiyon olamaz. hep düştüğü çukurdan çıkmasını bildi galatasaray. böyle anlık tepkilerle kulüp yapısında radikal değişiklikler yapmak gibi bir hataya asla düşülmemeli. aksi takdirde sonumuzun ne olacağının fragmanını görmek isteyen suyun karşı tarafına bakabilir.
