8131
kendisini çok seviyorum. hatta muslera'dan sonra kendisi gelir benim için. nasıl gelmesin ki? 25 ocak 2024 galatasaray istanbulspor maçından sonra röportajında şöyle bir demeç vermişti:
"iki haftadır sadece kendimi açıklamaya çalışırken kart görüyorum. tamam hakemlerin de gergin olduğunu, baskı altında olduklarını biliyorum ama bizde onlara yardımcı olmaya çalışıyoruz. maçın verdiği adrenalin ile bazen haliyle reaksiyon gösterebiliyorum bende hakeme ama bunlara tolerans gösteremezlerse onlarla iletişim kuramayız ki. nasıl bir çözüm buluruz buna bilmiyorum ama inşallah daha iyi iletişim kurabiliriz. böylece her iki tarafta kazanır. sonuçta ne onların kötü olmasını biz isteriz ne de onların bizim canımızı yakmalarını isteriz. o yüzden umarım iki taraf için de bir çözüm yolu bulunur."
açıklamasında ki ince düşünceye, karaktere, kelime kullanımına ve efendiliğe bakar mısınız?
sorarım size kerem aktürkoğlu, baba gündüz'ün meşhur “bilirsiniz ki her insanın ayrı bir huyu, ayrı bir karakteri olduğu gibi, her futbol takımının da kendine has bir karakteri vardır. biz sizlere burada galatasaray’ımızın huyunu suyunu açıkça ve iyice anlatabilirsek, onu adamakıllı tanıyıp, inşallah senelerce dost geçinirsiniz. galatasaray, bir his takımıdır. renklerine âşık birbirlerine seven futbolcuların takımıdır. galatasaray feragat ve fedakârlıklarla çalışacak futbolcuların takımıdır. galatasaray şımarıkları, kendini beğenmişleri, yalnız kendini düşünenleri sevmez. kısacası galatasaray, bir halatı hep birlikte çekenlerin, hep birlikte üzülüp, hep beraber sevinmesini bilenlerin takımıdır.” sözlerinin hangisine uymuyor? hepsine uyuyor. bu da onu gerçek bir galatasaray'lı yapar. gerçek bir galatasaray'lıyı ıslıklamak ise ancak ve ancak aciz kendini bilmez taraftarların işidir.
"iki haftadır sadece kendimi açıklamaya çalışırken kart görüyorum. tamam hakemlerin de gergin olduğunu, baskı altında olduklarını biliyorum ama bizde onlara yardımcı olmaya çalışıyoruz. maçın verdiği adrenalin ile bazen haliyle reaksiyon gösterebiliyorum bende hakeme ama bunlara tolerans gösteremezlerse onlarla iletişim kuramayız ki. nasıl bir çözüm buluruz buna bilmiyorum ama inşallah daha iyi iletişim kurabiliriz. böylece her iki tarafta kazanır. sonuçta ne onların kötü olmasını biz isteriz ne de onların bizim canımızı yakmalarını isteriz. o yüzden umarım iki taraf için de bir çözüm yolu bulunur."
açıklamasında ki ince düşünceye, karaktere, kelime kullanımına ve efendiliğe bakar mısınız?
sorarım size kerem aktürkoğlu, baba gündüz'ün meşhur “bilirsiniz ki her insanın ayrı bir huyu, ayrı bir karakteri olduğu gibi, her futbol takımının da kendine has bir karakteri vardır. biz sizlere burada galatasaray’ımızın huyunu suyunu açıkça ve iyice anlatabilirsek, onu adamakıllı tanıyıp, inşallah senelerce dost geçinirsiniz. galatasaray, bir his takımıdır. renklerine âşık birbirlerine seven futbolcuların takımıdır. galatasaray feragat ve fedakârlıklarla çalışacak futbolcuların takımıdır. galatasaray şımarıkları, kendini beğenmişleri, yalnız kendini düşünenleri sevmez. kısacası galatasaray, bir halatı hep birlikte çekenlerin, hep birlikte üzülüp, hep beraber sevinmesini bilenlerin takımıdır.” sözlerinin hangisine uymuyor? hepsine uyuyor. bu da onu gerçek bir galatasaray'lı yapar. gerçek bir galatasaray'lıyı ıslıklamak ise ancak ve ancak aciz kendini bilmez taraftarların işidir.
