16
aynı başlığa neredeyse peş peşe ikinci entrym olacak. 1.entryde düzeltme yapmak istemedim. çünkü, ondan farklı bir konuya değinmek istedim.
50milyon euro'ya şaşıran ya da kızan arkadaşlar olabilir ama ligin ederi bu kadar. aynı şekilde yayın ihalesine girecek olan ve parayı verecek olan biz olsak 150-200 milyon eurolari verir miyiz! bence hayır. üç aşağı beş yukarı vereceğimiz para bu kadar olacaktır. dün izlediğim 22 ocak 2024 napoli inter maçında öyle güzel, öyle çatır çatır bir futbol oynandi ki ekrana ekmek bandım. oyuncular kendisini yere atmaya çalışmıyor. hespi sadece top oynamaya odaklanmış. adete 90'lar ve 2000'lerin başında ki gibi bir futbol vardı. hakemlerin eyyamla işi yoktu. yayıncı pozisyon tekrarlarını işine geldigi gibi değil, olması gerektiği gibi gösteriyordu. bakin bugün oynanan 23 ocak 2024 beşiktaş adana demirspor maçında kırmızı kart pozisyonunu dahi anlayamadik. hakem sarhoş olsa anca bu kadar olurdu. bana kizabilirsiniz belki ama doğru olduğuna inandığım şeyi söylemekten geri de kalmayacağım. bizim topcularimiz da dahil kendisini çok çabuk yere bırakıyor oyuncular. hemen hakeme bakıyorlar. tabii bunda hakemlerim çifte standardı, yayıncı kuruluşun yanlı yayını ve ülke futbol atmosferinin de etkisi var. ama ben kendisini yere bırakmayan, çatır çatır top oynamaya çalışan futbolcular görmek istiyorum. bugün güzel bir ankete denk geldim (bkz: #3827857). direk ilk şıkka yapıştırıp geçtim. buton olsa, butonu cokertirdim muhtemelen. 90'larin o eric cantonasını, roy keanenini, gennaro gattusosunu reenkarne edip sahaya atsanız, bugün bizim ligde faul çalınan ya da faul beklenen pozisyonlarda, hakemi de oyuncuyu da geldiği yere kadar kovalarlar.
futbolcu geçmişi olanlar ya da halı saha oynayanlar bilir ki teknik, gösterişli bir golden/pastan sonra en fazla zevk veren şey temaslı oyundan top ile birlikte ayakta cikabilmektir.
o yüzdendir ki zeminler, kurullar, kulüp yöneticileri, hakemler, yalı çocuğu, futbolcu zihniyeti ve bir sürü faktorun içerisinde bizim ligin ederi budur. bir önceki entrymde çözüm önerisi sundum. amacim da, kulubumu ayakta tutabilmek.
50milyon euro'ya şaşıran ya da kızan arkadaşlar olabilir ama ligin ederi bu kadar. aynı şekilde yayın ihalesine girecek olan ve parayı verecek olan biz olsak 150-200 milyon eurolari verir miyiz! bence hayır. üç aşağı beş yukarı vereceğimiz para bu kadar olacaktır. dün izlediğim 22 ocak 2024 napoli inter maçında öyle güzel, öyle çatır çatır bir futbol oynandi ki ekrana ekmek bandım. oyuncular kendisini yere atmaya çalışmıyor. hespi sadece top oynamaya odaklanmış. adete 90'lar ve 2000'lerin başında ki gibi bir futbol vardı. hakemlerin eyyamla işi yoktu. yayıncı pozisyon tekrarlarını işine geldigi gibi değil, olması gerektiği gibi gösteriyordu. bakin bugün oynanan 23 ocak 2024 beşiktaş adana demirspor maçında kırmızı kart pozisyonunu dahi anlayamadik. hakem sarhoş olsa anca bu kadar olurdu. bana kizabilirsiniz belki ama doğru olduğuna inandığım şeyi söylemekten geri de kalmayacağım. bizim topcularimiz da dahil kendisini çok çabuk yere bırakıyor oyuncular. hemen hakeme bakıyorlar. tabii bunda hakemlerim çifte standardı, yayıncı kuruluşun yanlı yayını ve ülke futbol atmosferinin de etkisi var. ama ben kendisini yere bırakmayan, çatır çatır top oynamaya çalışan futbolcular görmek istiyorum. bugün güzel bir ankete denk geldim (bkz: #3827857). direk ilk şıkka yapıştırıp geçtim. buton olsa, butonu cokertirdim muhtemelen. 90'larin o eric cantonasını, roy keanenini, gennaro gattusosunu reenkarne edip sahaya atsanız, bugün bizim ligde faul çalınan ya da faul beklenen pozisyonlarda, hakemi de oyuncuyu da geldiği yere kadar kovalarlar.
futbolcu geçmişi olanlar ya da halı saha oynayanlar bilir ki teknik, gösterişli bir golden/pastan sonra en fazla zevk veren şey temaslı oyundan top ile birlikte ayakta cikabilmektir.
o yüzdendir ki zeminler, kurullar, kulüp yöneticileri, hakemler, yalı çocuğu, futbolcu zihniyeti ve bir sürü faktorun içerisinde bizim ligin ederi budur. bir önceki entrymde çözüm önerisi sundum. amacim da, kulubumu ayakta tutabilmek.