898
futbol takımımızın geleceğini temin etmeye başlaması için yatırımlarının artırılması ve eğitiminin kapsamının genişletilmesi gereken yapı. şöyle ki, standart bir futbol altyapısı içinde bulunan tüm oyuncuların ve gerekirse çekirdek ailelerinin temel tüm ihtiyaçlarını karşılamalıdır.
içimizden ergenliğinde ve belki sonrasında bir kulüp altyapısında veya okul takımında vs. futbol oynamaya çalışan arkadaşlarımız olmuştur. bir yerden sonra hep bir okul vs. spor çatışması başlar ve genellikle bu çatışmadan ailelerin baskınlığı ile okul hayatı galip ayrılır. mesela kendi ailemden örnek vereyim. abim benim amatör düzeyde gördüğüm en yetenekli oyuncuydu. top tekniği, oyun aklı falan müthişti, girdiği okul takımlarında falan hep fark yaratırdı. ailem de işte spordur der, derslerini etkilemediği müddetçe pek karışmazdı. bir gün, spor hocasının yanında tanımadığımız insanlarla bir teklif iletildi. fenerbahçe, ki yaşadığımız şehirde bir futbol okulu bile yoktu o kulübün, altyapısı için istiyordu. bir iki yıl yerel altyapılarda değerlendirilip lise çağından itibaren ciddi ciddi samandıraya istiyorlardı adamı. kendisi de 3. ligde top koşturan beden eğitimi öğretmeni konunun ciddi olduğunu farkedince ailemi görüşmeye okula çağırdılar ve küçük bir toplantı yapıldı. o toplantıdan da komik bir sonuç çıktı. bizimkiler bakıyor ki çocuk iyi, bu şimdi gider top peşinde gençliğini heba eder okulu salar diyerek kararlı bir tavırla adamın lisansını yırtıyorlar. böylece kendisi de iyi bir galatasaraylı olan ağabeyim, fenerbahçe ilgilenince futbolu bırakan oyuncular kervanına katıldı* ama konu bu değil elbette. milyar euroların döndüğü ama amatör düzeyinde vefasızlığın hakim olduğu bir endüstriye karşı, orta halli bir ailenin kendince haklı olan tavrına bakın. bilin ki anadolu böyle örneklerle dolu. bu arada bahsettiğim abim bugün anadolu'nun tenha nüfuslu bir kentinde devlet memuru bir veteriner olarak hayatını kazanıyor. oynamaya devam etse ve futbol kariyerinde hiçbir şey olamasa bile yine yapamaz mıydı bunu? bu paragrafın sözü getireceği yer şurası: aileler basit düşünür ve çocuğunun güvence altında olmasını ister.
altyapısından sürdürülebilir verim almak isteyen kulüpler öncelikle çocuğun ve çekirdek ailenin yaşam giderine katkıda bulunmalı, gerekirse evinin kirasına kadar ödemeli. bunun yanında kulüpler ailelerin diğer çekincelerini gidermek için çocuğun kültürel ve akademik hayatıyla da ilgilenmeliler. altyapı bir özel okul gibi kurgulanıp, antrenmanların yanında okul dersleri de verilse ve başarılı olamayan oyuncu adayı kendisini aynı zamanda alternatif bir geleceğe hazırlasa fena mı olurdu? bu dediğimin çok zor bir şey olduğunu biliyorum, hatta türkiye şartlarında bunu yapabilecek tek kulüp belki galatasaraydır ama her şey ince düşünülmüş bir projeye bakar. çok bilinmez ama 4 milyon nüfuslu uruguay'ın futbol milli takımının 2010'lu yıllardaki başarısında o jenerasyonu iyi bir kültürel eğitimden geçirmelerinin de payı vardır. hem bakarsınız sporcumuzu erken yaşlardan itibaren kültürel olarak geliştirerek zeki, çevik ve ahlaklı sporcular yetiştirirsek belki şu silahla hastane basan, otobüs şoförüyle kavga eden, sevgilisini döven cahil futbolcu klişesinden de kurtuluruz.
normalde bu yazdıklarımın devlet eliyle ilkokullardan itibaren işlenmesi gerekiyor ancak biz beden eğitimi derslerinde test çözdürülen veya serbest bırakılan bir ülkede yaşıyoruz. sağımızdaki solumuzdaki basiretsizlerle bir arpa boyu yol ilerlenebileceğini sanmam. bu yüzden galatasaray burada da öncü olmalıdır.
sözün özü, bugünkü haliyle verimsiz görünen galatasaray altyapısının devrim niteliğinde bir yapılanmaya girmesi ve tüm ülkeye yeniden yol göstermesi gerekiyor.
sondan ekleme: girdi içerisine yazmayı unuttuğum için, anlam akışı gereği buraya eklemeyi uygun buldum. yukarıda yazılan ütopik fikirlere ek olarak, altyapılarda futbol eğitiminin de sağlam verilmesi gerekiyor. kondisyon ve oyun bilgisi açısından çok eksik oyuncular üretiyoruz. altyapıda bir şey görmeyen çocuk üstyapıda koşmuyor, oyunu, sahayı, taktiği bilmiyor ve a takımdaki çaylaklığından itibaren çoğunlukla tekniği kadar varolabiliyor. o andan itibaren saha tecrübesiyle kendisini belki biraz geliştirebiliyor. oyunun incelikleri daha erken ve daha sağlam öğretilse mental olarak daha olgun genç yeteneklerimiz olurdu. başarılı altyapı sistemlerinden en önemli eksikliğimiz bu eğitim zaafiyetidir.
içimizden ergenliğinde ve belki sonrasında bir kulüp altyapısında veya okul takımında vs. futbol oynamaya çalışan arkadaşlarımız olmuştur. bir yerden sonra hep bir okul vs. spor çatışması başlar ve genellikle bu çatışmadan ailelerin baskınlığı ile okul hayatı galip ayrılır. mesela kendi ailemden örnek vereyim. abim benim amatör düzeyde gördüğüm en yetenekli oyuncuydu. top tekniği, oyun aklı falan müthişti, girdiği okul takımlarında falan hep fark yaratırdı. ailem de işte spordur der, derslerini etkilemediği müddetçe pek karışmazdı. bir gün, spor hocasının yanında tanımadığımız insanlarla bir teklif iletildi. fenerbahçe, ki yaşadığımız şehirde bir futbol okulu bile yoktu o kulübün, altyapısı için istiyordu. bir iki yıl yerel altyapılarda değerlendirilip lise çağından itibaren ciddi ciddi samandıraya istiyorlardı adamı. kendisi de 3. ligde top koşturan beden eğitimi öğretmeni konunun ciddi olduğunu farkedince ailemi görüşmeye okula çağırdılar ve küçük bir toplantı yapıldı. o toplantıdan da komik bir sonuç çıktı. bizimkiler bakıyor ki çocuk iyi, bu şimdi gider top peşinde gençliğini heba eder okulu salar diyerek kararlı bir tavırla adamın lisansını yırtıyorlar. böylece kendisi de iyi bir galatasaraylı olan ağabeyim, fenerbahçe ilgilenince futbolu bırakan oyuncular kervanına katıldı* ama konu bu değil elbette. milyar euroların döndüğü ama amatör düzeyinde vefasızlığın hakim olduğu bir endüstriye karşı, orta halli bir ailenin kendince haklı olan tavrına bakın. bilin ki anadolu böyle örneklerle dolu. bu arada bahsettiğim abim bugün anadolu'nun tenha nüfuslu bir kentinde devlet memuru bir veteriner olarak hayatını kazanıyor. oynamaya devam etse ve futbol kariyerinde hiçbir şey olamasa bile yine yapamaz mıydı bunu? bu paragrafın sözü getireceği yer şurası: aileler basit düşünür ve çocuğunun güvence altında olmasını ister.
altyapısından sürdürülebilir verim almak isteyen kulüpler öncelikle çocuğun ve çekirdek ailenin yaşam giderine katkıda bulunmalı, gerekirse evinin kirasına kadar ödemeli. bunun yanında kulüpler ailelerin diğer çekincelerini gidermek için çocuğun kültürel ve akademik hayatıyla da ilgilenmeliler. altyapı bir özel okul gibi kurgulanıp, antrenmanların yanında okul dersleri de verilse ve başarılı olamayan oyuncu adayı kendisini aynı zamanda alternatif bir geleceğe hazırlasa fena mı olurdu? bu dediğimin çok zor bir şey olduğunu biliyorum, hatta türkiye şartlarında bunu yapabilecek tek kulüp belki galatasaraydır ama her şey ince düşünülmüş bir projeye bakar. çok bilinmez ama 4 milyon nüfuslu uruguay'ın futbol milli takımının 2010'lu yıllardaki başarısında o jenerasyonu iyi bir kültürel eğitimden geçirmelerinin de payı vardır. hem bakarsınız sporcumuzu erken yaşlardan itibaren kültürel olarak geliştirerek zeki, çevik ve ahlaklı sporcular yetiştirirsek belki şu silahla hastane basan, otobüs şoförüyle kavga eden, sevgilisini döven cahil futbolcu klişesinden de kurtuluruz.
normalde bu yazdıklarımın devlet eliyle ilkokullardan itibaren işlenmesi gerekiyor ancak biz beden eğitimi derslerinde test çözdürülen veya serbest bırakılan bir ülkede yaşıyoruz. sağımızdaki solumuzdaki basiretsizlerle bir arpa boyu yol ilerlenebileceğini sanmam. bu yüzden galatasaray burada da öncü olmalıdır.
sözün özü, bugünkü haliyle verimsiz görünen galatasaray altyapısının devrim niteliğinde bir yapılanmaya girmesi ve tüm ülkeye yeniden yol göstermesi gerekiyor.
sondan ekleme: girdi içerisine yazmayı unuttuğum için, anlam akışı gereği buraya eklemeyi uygun buldum. yukarıda yazılan ütopik fikirlere ek olarak, altyapılarda futbol eğitiminin de sağlam verilmesi gerekiyor. kondisyon ve oyun bilgisi açısından çok eksik oyuncular üretiyoruz. altyapıda bir şey görmeyen çocuk üstyapıda koşmuyor, oyunu, sahayı, taktiği bilmiyor ve a takımdaki çaylaklığından itibaren çoğunlukla tekniği kadar varolabiliyor. o andan itibaren saha tecrübesiyle kendisini belki biraz geliştirebiliyor. oyunun incelikleri daha erken ve daha sağlam öğretilse mental olarak daha olgun genç yeteneklerimiz olurdu. başarılı altyapı sistemlerinden en önemli eksikliğimiz bu eğitim zaafiyetidir.