208
imparator’un çok sevdiğim bir sözü var “sen güçlüysen kimse sana dokunamaz” der. sonuna kadar haklı bir söylemdir.
misal, şu süper kupa maçını real madrid oynasa, istiklal marşını geçiyorum bak, maç öncesi boğa güreşi düzenlenirdi o stadyumda. kimse de ağzını açamazdı. açsın da göreyim.
yahut 2000 yılındaki galatasaray olsa, şu olayın lafı bile geçmezdi, kimse konuşmaya cesaret edemezdi.
olay, türklük, atatürk vs değil. sen ne kadar güçlüysen o kadar borun öter.
bir takım insanlar oraya gitti, rica minnet orada maç oynanmasını, kulüplerin gelir elde etmesini kabul ettirdi. rica minnet hafif bir tabir bu arada. söz konusu ülkem olduğu için daha ağır ifadeler kullanmak istemiyorum. bunun sonucunda da bir takım şımarıklıklara maruz kalıyoruz. yayın ihalesi nasıl tl’ye çevrilip kulüplerin gelirleri kuşa döndüyse aynı hesap işte. bunun ülkemizle alakası yok. bir türlü anlayamadı insanlar.
futbol olarak iyi yerde değiliz. kimse takip etmiyor ligi. rica minnet yayın ihalesine adam sokarsan, paran kuşa da döner, geç de ödenir. ağzını açamazsın çünkü alternatifin yok.
güçlü değilsen, neredeyse 50 milyon taraftarı bulan, avrupa’nın en fanatik taraftar gruplarına sahip ve derbi olarak akla ilk gelen derbilerden biri olan bu maçı işte rica minnet, ülkenden binlerce km ötede yayınlatırsın. yayınlatırken de bir sürü şeye eyvallah çekmek zorunda kalırsın.
maça çıkmamak olmaz. oraya kadar geldiysen çıkacaksın. bunun kaidesi var kuralı var. uluslararası anlaşması var, otu var boku var. orda pkk lehine slogan atılsa bile, önce maça çıkacaksın, sonra tepkini koyacaksın. 2000’de leeds deplasmanına çıktı bu takım. daha düşmanca bir atmosfer görmedim, duymadım, izlemedim. o yüzden güldürmeyin beni.
dediğim gibi benim burdan çıkaracağım tek ders güçlü olmamız. yeniden güçlü olursak, adımız şampiyonlar liginde sürekli anılırsa, bütün ülkeler bu maçı yayınlamak için sıraya girer. gerisi boş kelam…
misal, şu süper kupa maçını real madrid oynasa, istiklal marşını geçiyorum bak, maç öncesi boğa güreşi düzenlenirdi o stadyumda. kimse de ağzını açamazdı. açsın da göreyim.
yahut 2000 yılındaki galatasaray olsa, şu olayın lafı bile geçmezdi, kimse konuşmaya cesaret edemezdi.
olay, türklük, atatürk vs değil. sen ne kadar güçlüysen o kadar borun öter.
bir takım insanlar oraya gitti, rica minnet orada maç oynanmasını, kulüplerin gelir elde etmesini kabul ettirdi. rica minnet hafif bir tabir bu arada. söz konusu ülkem olduğu için daha ağır ifadeler kullanmak istemiyorum. bunun sonucunda da bir takım şımarıklıklara maruz kalıyoruz. yayın ihalesi nasıl tl’ye çevrilip kulüplerin gelirleri kuşa döndüyse aynı hesap işte. bunun ülkemizle alakası yok. bir türlü anlayamadı insanlar.
futbol olarak iyi yerde değiliz. kimse takip etmiyor ligi. rica minnet yayın ihalesine adam sokarsan, paran kuşa da döner, geç de ödenir. ağzını açamazsın çünkü alternatifin yok.
güçlü değilsen, neredeyse 50 milyon taraftarı bulan, avrupa’nın en fanatik taraftar gruplarına sahip ve derbi olarak akla ilk gelen derbilerden biri olan bu maçı işte rica minnet, ülkenden binlerce km ötede yayınlatırsın. yayınlatırken de bir sürü şeye eyvallah çekmek zorunda kalırsın.
maça çıkmamak olmaz. oraya kadar geldiysen çıkacaksın. bunun kaidesi var kuralı var. uluslararası anlaşması var, otu var boku var. orda pkk lehine slogan atılsa bile, önce maça çıkacaksın, sonra tepkini koyacaksın. 2000’de leeds deplasmanına çıktı bu takım. daha düşmanca bir atmosfer görmedim, duymadım, izlemedim. o yüzden güldürmeyin beni.
dediğim gibi benim burdan çıkaracağım tek ders güçlü olmamız. yeniden güçlü olursak, adımız şampiyonlar liginde sürekli anılırsa, bütün ülkeler bu maçı yayınlamak için sıraya girer. gerisi boş kelam…
