• 1958
    doğum günü, ölüm günü, filtrelenmiş karizmatik mavi gözlü fotoğrafları, ata’m sen kalk ben yatam şiirleri, çocuklara bilinçsizce ezberletilen andımız ve kendisi için yazılan bayıcı şiirler, vs vs. atatürk denilen insan evladı öyle bir insan değil. bunların hiçbiri beni ilgilendirmiyor. biraz akıl mantık sahibi bir türk insanını da ilgilendirmemeli.

    ben atatürk’ün farklı yönlerinden bahsedeceğim sadece. bize lazım olan şeylerinden. boşverin anma törenlerini, saygı duruşlarını vs. kendisi yaşasa eminim bunları istemezdi.

    bir yerde okuduğuma ya da dinlediğime eminim ama şu an bulamadım kaynağını, o yüzden doğru düzgün aktaramayacağım ama aşağı yukarı kendisi hakkında şöyle söylenmişti; siroz, sadece atatürk’ün ölüm sebeplerinden biriymiş. son yıllarında zaten başka hastalıklarla da boğuşuyormuş. harapmış bedeni yani.

    bakın sene olmuş 2023, artık türlü teknik imkanlar var, bilim ilerlemiş gitmiş ama covid gibi bir salgın yüzünden bile neredeyse dünya 1,5 sene greve girip kepenk kapatmışken, o dönemin imkansızlıklarına rağmen birçok ciddi hastalıkla savaşan bir adam düşünün. e geri kalan ömrü de cephelerde geçmiş adamın. trablusgarp, filistin, çanakkale, sakarya vs vs. şu yılda bile oralara uçakla gitsek “ayy jet lag” oldum deyip iki gün kendimize gelemeyiz ama adam o dönemin imkanlarıyla oralara gitmiş, cepheden cepheye koşmuş, savaş denilen dünyanın en korkunç şeyini bizzat yaşamış. bakın, biz filmlerden izlediğimiz ya da kitaplardan okuduğumuz için savaş o kadar korkunç gelmeyebilir ama düşünün ki cephedesiniz, ya öleceksiniz, ya da yaşamak için öldüreceksiniz. tüfek, bomba, top sesleriyle kulağınızın sağır olmasını geçtim, bir saat önce beraber yemek yediğiniz adam yanınızda vuruluyor. bildiğimiz ceset gibi de görünmüyor arkadaşınız, vücudu parçalanıyor, iç organları dışarı fırlıyor. yaralananlar feryat figan çığlık atıyor. hiçbir vicdan emaresiyle karşılaşmıyorsunuz. bi düşünün artık ortamın ne kadar korkunç olduğunu ve bir de düşünün ki siz bu savaşa önderlik ediyorsunuz. yıllarca bu illetin içerisindesiniz. öyle, “tamam çanakkale’de savaştım yetti, artık behlül kaçar” deme şansınız yok. çanakkale bitti mi, yallah filistin’e. ordan anadolu’ya. bitmiyor yani, yıllarınızı alıyor. hadi diyelim bir şekilde o savaşlardan dolayı psikolojiniz bozulmadı, bu kez de o savaş ortamının ve imkansızlıkların sebep olduğu salgın hastalıklarla uğraşıyor bedeniniz. atatürk’ün de zaten ölüm sebeplerinden biri de cephelerde savaştığı yıllar boyunca kaptığı salgın hastalıklar sebebiyle bedeninin artık harap olması. öyle “çok rakı içmiş, siroz olmuş işte” değil yani durum. yaşamış olduğu o yorgun hayatın perde arkasında neler var tahmin etmek bile istemiyorum. rütbesinin vermiş yüksek sorumluluk, askeri disiplin, savaş, kan, nefret, zaferler, yenilgiler, çaresizlik, ümitsizlik, ümit, yeniden hayata tutunma vs vs. ya allah aşkına söyleyin, hangimiz böyle bir hayatı yaşadı? erkekler için soruyorum, atatürk ile kıyaslayalım kendimizi, ne kadar erkeğiz sizce?

    yukarda anlattığım şey de hikaye aslında, filmi yapılsa izlenir en fazla, asıl önemli kısma deyinmek istiyorum ben. işte yukarıda bahsettiğim hasta, harap olan beden son günlerinde canıyla uğraşırken napıyor biliyor musunuz? son günlerinde bile hatay’ı ana vatan’a katmak için uğraşlar veriyor. son nefesini verinceye kadar takipçisi oluyor konunun. ya düşünün ki dönemin kanser hastalığı gibi türlü hastalıklarla uğraşıyorsunuz, artık yorgunluktan ne doğru düzgün uyuyabiliyorsunuz, ne de uyanıksınız. bilinciniz bir geliyor bir gidiyor. ayağı kırılan luyindama’ya verilen ağrı kesici bile o döneme göre ileri teknolojidir ve o döneme baktığımızda bir sürü bulaşıcı hastalık, siroz gibi şeylerle mahvolmuşsunuz, ya hepimiz “ya koskoca ülkeyi yeniden kurdum, kim takar hatay’ı” deyip derdimizle uğraşırız ama bu adam bunu yapmıyor, neredeyse son nefesinde hatay diyecek kadar konuyu kafaya takıyor. kendisi belki göremedi ama aylar sonra çok şükür hatay ana vatan’a katıldı ve belki de kendisinin son isteği yerine geldi.

    o yüzden, anma törenleri, çelenk, ağlama, andımız vs gibi şeyler zırva şeyler gibi geliyor bana. atatürk bir beden değil fikirdir arkadaşlar. fikirleri de öldüremezsiniz. kimse öldüremez. o yüzden ben kendisinin öldüğünü kabul etmiyorum. isteyen devam edebilir kendisini anmaya…
App Store'dan indirin Google Play'den alın