2362
2017-18 sezonunda ilk 8 haftada 7 galibiyet ve 1 de beraberlik almıştık. o dönem ilgili ''gazeteci'', ''efendim, galatasaray henüz zorlu bir maç oynamadı. şu anki alınan skorları ve puan farkını suni görüyorum'' minvalinde bir açıklama yapmıştı.
detay bilgi olarak ilgili fikstürde antalya, osmanlı, bursa ve konya gibi 4 tane deplasmana çıktığımızı belirtmiş olalım. kaldı ki bursa deplasmanında tudor'un yaptığı değişiklikler ve akabinde oyunun dönmesi gibi olaylar var.
yani sezon başı travmasına rağmen hem oyun hem de antrenör bazlı pozitif bir süreçten geçiyordu takım. burada yapacağı maksimum kritik, ''galatasaray sezonu erken açtı, ilerleyen dönemlerde bunun olumsuz etkilerini görebilirler'' üzerine olabilirdi.
fakat gel gör ki galatasaray eksenli konular üzerine olan yorumlarının büyük bir çoğunluğu manipülatif ve görmek istediğini aktarmak üzerine.
benzer başlangıcı fenerbahçe yaptı ve trabzonspor karşılaşmasına kadar da zorlu bir müsabaka oynamamışlardı. geçtiğimiz sezon bütün derbilerde takılan bir takım ortada dururken, ''fenerbahçe'nin giderek güçlü bir oyununun olması, galatasaray'a karşın harika bir futbolla ligin zirvesinde olması'' tadında yorumlarıyla olayları kişi ve durumlara göre yorumladığına bir başka örnek olmuş oldu.
taraf olunan hemen hiçbir alanda objektif olunması beklenemez. günün sonunda elbette subjektif bir davranış benimseyeceksin. fakat burada kendinle çelişmeme çaban da olmalı. ülkemizde sorgulama kültürü yeteri kadar gelişmediğinden ötürü balık hafızalı olma durumu giderek olağan hale geldiği için insanlar yorumlarını fütursuzca dile getiriyorlar. ''nasıl olsa kimse hatırlamayacak, kim kendimle çeliştiğimi bilecek'' gibilerinden bir davranış söz konusu. o yüzden türk spor medyası bir kara mizah şöleni.
bu nedenle kendisinin geçtiğimiz sezon ki sivasspor deplasmanı sonrası yaptığı açıklamalar ile bugün ki trabzonspor hakem hatalarına karşı göstermiş olduğu tavır, eleştiri tonu ve yoğunluğu gibi konularda ki farklılıkların; ''adrenalin hali canım ya, olur o kadar'' ifadelerinin arasındaki tutarsızlığı hiç yadırgamadım.
detay bilgi olarak ilgili fikstürde antalya, osmanlı, bursa ve konya gibi 4 tane deplasmana çıktığımızı belirtmiş olalım. kaldı ki bursa deplasmanında tudor'un yaptığı değişiklikler ve akabinde oyunun dönmesi gibi olaylar var.
yani sezon başı travmasına rağmen hem oyun hem de antrenör bazlı pozitif bir süreçten geçiyordu takım. burada yapacağı maksimum kritik, ''galatasaray sezonu erken açtı, ilerleyen dönemlerde bunun olumsuz etkilerini görebilirler'' üzerine olabilirdi.
fakat gel gör ki galatasaray eksenli konular üzerine olan yorumlarının büyük bir çoğunluğu manipülatif ve görmek istediğini aktarmak üzerine.
benzer başlangıcı fenerbahçe yaptı ve trabzonspor karşılaşmasına kadar da zorlu bir müsabaka oynamamışlardı. geçtiğimiz sezon bütün derbilerde takılan bir takım ortada dururken, ''fenerbahçe'nin giderek güçlü bir oyununun olması, galatasaray'a karşın harika bir futbolla ligin zirvesinde olması'' tadında yorumlarıyla olayları kişi ve durumlara göre yorumladığına bir başka örnek olmuş oldu.
taraf olunan hemen hiçbir alanda objektif olunması beklenemez. günün sonunda elbette subjektif bir davranış benimseyeceksin. fakat burada kendinle çelişmeme çaban da olmalı. ülkemizde sorgulama kültürü yeteri kadar gelişmediğinden ötürü balık hafızalı olma durumu giderek olağan hale geldiği için insanlar yorumlarını fütursuzca dile getiriyorlar. ''nasıl olsa kimse hatırlamayacak, kim kendimle çeliştiğimi bilecek'' gibilerinden bir davranış söz konusu. o yüzden türk spor medyası bir kara mizah şöleni.
bu nedenle kendisinin geçtiğimiz sezon ki sivasspor deplasmanı sonrası yaptığı açıklamalar ile bugün ki trabzonspor hakem hatalarına karşı göstermiş olduğu tavır, eleştiri tonu ve yoğunluğu gibi konularda ki farklılıkların; ''adrenalin hali canım ya, olur o kadar'' ifadelerinin arasındaki tutarsızlığı hiç yadırgamadım.