828
kağıt üzerinde inanılmaz isimleri aldığımız ve sonuç olarak da türkiye tarihinin malum siteye göre en değerli kadrosunu kurduğumuz transfer dönemi.
gelenleriyle gidenleriyle benzersiz oldu.
herşeyden önce bir taraftar olarak sağlığını kaybetme pahasına durmaksızın çalışan erden timur’a teşekkür ederim.
transferler tutar tutmaz, nolursa olsun erden beyin arkasında durmalı ve vizyonunu gerçekleştirmesi için ona zaman vermeliyiz, unutulmamalı ki kendisi genç bir insan ve tecrübesiz bir futbol yöneticisi, yani hata yapma hakkı tabi ki var.
transferlere gelirsek de, şahsım adına içime sinmeyen bir şeyler var. isimler büyük olsa da önemli bir kısmı medyada pek çok takıma yazılmış yani menajer elinde kulüp arayan isimlerdi, gözlemci transferine gitmedik. bu bana seri lemina nzonzi transferlerini hatırlatıyor, umarım benzemez.
ikincisi çok fazla acabalı oyuncu aldık, hani deniyor ya mesela ‘ne olacak 3ü tutmasın diğer 5’i tutarsa acayip olur’ işte o tutmayan kısmın takım bütünlüğüne zarar vermesi durumu da gözümü korkutuyor.
üçüncüsü de profil olarak da üst düzey olsa da elimizde iyisi olan futbolcuların daha iyilerini aldık. mesela kerem yeterli bir oyuncu galatasaray için, benim görüşüme göre, zaha ile orayı daha da iyi yapmak takımı takım olarak gerçekten ileri taşıyacak mı şüphelerim var.
dördüncüsü, eylül ayının ortasına yaklaşıyoruz ve ‘yıldız’ isimler henüz hazır değil, maç tempolarını yakalayacaklar vs, hazır olmaları belki de kasım-aralığı bulacak ki yarım sezon demek oluyor.
beşincisi, avrupada da geniş kadro kuruluyor evet ama altyapıdan parlayan futbolculara süre verilmesi üzerine de planlama yapılıyor. barcelona psg bayern 16-17 yaşında birini sahaya atabiliyor. bizde genç oyuncuların oynayabileceği bir yapıya hiç gidilmedi, mesela efe akman çok potansiyelli deniyor ama muhtemelen dakika bile alamayacak bu takımda bu sene.
iyi yanı ise riskli olduğu düşünülen isimlerle kontratların sınırlayıcı yapılmış olması, yani performans vermeyen devre arası bilemedin sene sonu gider. (bkz: erdem timur vizyonu)
toplam olarak, bu transferlere gidilme mantığını anlıyorum hatta seviyorum ama geçmiş tecrübelerden de yola çıkınca taraftarlarımız arasında biraz daha karamsar tarafta kalıyorum.
şahsen adım adım büyüme bana daha mantıklı geliyor, yani her sene eksikleri kapat biraz da güçlendirme yap şeklinde. şu anki durum okan buruk üzerinde inanılmaz bir baskı oluşturma potansiyeline sahip şöyle ki kerem’i oynatsa neden zaha oynamadı, nelsson hata yaparsa neden davinson oynamıyor denecek. bunlar hep takım psikolojisini etkileme potansiyeli olan şeyler.
olumsuz yazmayı sevmiyorum, umarım yanılırım, daha doğrusu okan buruk ekstra işler yapar ve futbolcular gerçekten de takımın seviyesini yükseltir.
tekrar söylüyorum, nolursa olsun hem okan buruk hem de erden timur desteklenmeli. hayatımda gördüğüm en iyi galatasaray organizasyonu kuruldu bu durum bozulmamalı.
gelenleriyle gidenleriyle benzersiz oldu.
herşeyden önce bir taraftar olarak sağlığını kaybetme pahasına durmaksızın çalışan erden timur’a teşekkür ederim.
transferler tutar tutmaz, nolursa olsun erden beyin arkasında durmalı ve vizyonunu gerçekleştirmesi için ona zaman vermeliyiz, unutulmamalı ki kendisi genç bir insan ve tecrübesiz bir futbol yöneticisi, yani hata yapma hakkı tabi ki var.
transferlere gelirsek de, şahsım adına içime sinmeyen bir şeyler var. isimler büyük olsa da önemli bir kısmı medyada pek çok takıma yazılmış yani menajer elinde kulüp arayan isimlerdi, gözlemci transferine gitmedik. bu bana seri lemina nzonzi transferlerini hatırlatıyor, umarım benzemez.
ikincisi çok fazla acabalı oyuncu aldık, hani deniyor ya mesela ‘ne olacak 3ü tutmasın diğer 5’i tutarsa acayip olur’ işte o tutmayan kısmın takım bütünlüğüne zarar vermesi durumu da gözümü korkutuyor.
üçüncüsü de profil olarak da üst düzey olsa da elimizde iyisi olan futbolcuların daha iyilerini aldık. mesela kerem yeterli bir oyuncu galatasaray için, benim görüşüme göre, zaha ile orayı daha da iyi yapmak takımı takım olarak gerçekten ileri taşıyacak mı şüphelerim var.
dördüncüsü, eylül ayının ortasına yaklaşıyoruz ve ‘yıldız’ isimler henüz hazır değil, maç tempolarını yakalayacaklar vs, hazır olmaları belki de kasım-aralığı bulacak ki yarım sezon demek oluyor.
beşincisi, avrupada da geniş kadro kuruluyor evet ama altyapıdan parlayan futbolculara süre verilmesi üzerine de planlama yapılıyor. barcelona psg bayern 16-17 yaşında birini sahaya atabiliyor. bizde genç oyuncuların oynayabileceği bir yapıya hiç gidilmedi, mesela efe akman çok potansiyelli deniyor ama muhtemelen dakika bile alamayacak bu takımda bu sene.
iyi yanı ise riskli olduğu düşünülen isimlerle kontratların sınırlayıcı yapılmış olması, yani performans vermeyen devre arası bilemedin sene sonu gider. (bkz: erdem timur vizyonu)
toplam olarak, bu transferlere gidilme mantığını anlıyorum hatta seviyorum ama geçmiş tecrübelerden de yola çıkınca taraftarlarımız arasında biraz daha karamsar tarafta kalıyorum.
şahsen adım adım büyüme bana daha mantıklı geliyor, yani her sene eksikleri kapat biraz da güçlendirme yap şeklinde. şu anki durum okan buruk üzerinde inanılmaz bir baskı oluşturma potansiyeline sahip şöyle ki kerem’i oynatsa neden zaha oynamadı, nelsson hata yaparsa neden davinson oynamıyor denecek. bunlar hep takım psikolojisini etkileme potansiyeli olan şeyler.
olumsuz yazmayı sevmiyorum, umarım yanılırım, daha doğrusu okan buruk ekstra işler yapar ve futbolcular gerçekten de takımın seviyesini yükseltir.
tekrar söylüyorum, nolursa olsun hem okan buruk hem de erden timur desteklenmeli. hayatımda gördüğüm en iyi galatasaray organizasyonu kuruldu bu durum bozulmamalı.