344
iyi polis-kötü polis taktiğinin türk futbolunda görülen bir varyantıdır.
çoğu kişi bjk denen küçüğü genelde sempatik, halkın takımı olarak görür.
bu da hikayemizdeki iyi polise tekabül eder.
kötü polis ise zaten belli, bunlar her zaman bütün dünyanın kendilerine karşı olduğunu iddia eder.
bu ikilinin amaçları ise yarışmacı olup daha çok başarıya ulaşmak değil, kendilerinden daha üstün gördükleri ama bir türlü sindiremedikleri galatasaray'ı aşağı çekmektir.
normal bir avrupa ülkesinde falan olsak spor bakanlığı gibi resmi bir kurum şu ikisine birer şamar koyar, ''adam olun, siz de işinize bakın!'' der.
ama ne olduğumuz ortada.
filmin sonunda bu ikiliyi üst üste koyup dümbelek gibi çalan bir karakter vardır.
çünkü bu düşük zekalı arkadaşlarımızın ana motivasyon kaynağı kendilerini geliştirmek değil, rakip olarak gördükleri karakterin huzurunu kaçırmaktır.
galatasaray'ın bu art niyetli birlikteliğe karşı yapması gereken şey gayet ortadadır.
1-2 şampiyonluk farkı daha atıp, üzerine bir avrupa başarısı daha koyup, en sonunda ikisine de diktir çekip ''artık bizim rakibimiz değilsiniz!'' demelidir.
çünkü kendilerini ne kadar rakip olarak görürsek o kadar şımarmaya devam edecekler.
bu yazı üzerinden bazı taraftar arkadaşlarımıza da farklı bir konu özelinde seslenmek istiyorum.
şu iki eziğin küçük olanının ellerinde 2 tane koz var.
sabah akşam bu kozu oynamayı düstur haline getirmişler.
rashica-gedson.
bu saçma sapan gereksiz fırsatı verip de mide bulandırıcı seviyesindeki küçüğün taraftarlarını şımartmayın.
yaptıklarına çanak tutmayın.
saygılarımla...
çoğu kişi bjk denen küçüğü genelde sempatik, halkın takımı olarak görür.
bu da hikayemizdeki iyi polise tekabül eder.
kötü polis ise zaten belli, bunlar her zaman bütün dünyanın kendilerine karşı olduğunu iddia eder.
bu ikilinin amaçları ise yarışmacı olup daha çok başarıya ulaşmak değil, kendilerinden daha üstün gördükleri ama bir türlü sindiremedikleri galatasaray'ı aşağı çekmektir.
normal bir avrupa ülkesinde falan olsak spor bakanlığı gibi resmi bir kurum şu ikisine birer şamar koyar, ''adam olun, siz de işinize bakın!'' der.
ama ne olduğumuz ortada.
filmin sonunda bu ikiliyi üst üste koyup dümbelek gibi çalan bir karakter vardır.
çünkü bu düşük zekalı arkadaşlarımızın ana motivasyon kaynağı kendilerini geliştirmek değil, rakip olarak gördükleri karakterin huzurunu kaçırmaktır.
galatasaray'ın bu art niyetli birlikteliğe karşı yapması gereken şey gayet ortadadır.
1-2 şampiyonluk farkı daha atıp, üzerine bir avrupa başarısı daha koyup, en sonunda ikisine de diktir çekip ''artık bizim rakibimiz değilsiniz!'' demelidir.
çünkü kendilerini ne kadar rakip olarak görürsek o kadar şımarmaya devam edecekler.
bu yazı üzerinden bazı taraftar arkadaşlarımıza da farklı bir konu özelinde seslenmek istiyorum.
şu iki eziğin küçük olanının ellerinde 2 tane koz var.
sabah akşam bu kozu oynamayı düstur haline getirmişler.
rashica-gedson.
bu saçma sapan gereksiz fırsatı verip de mide bulandırıcı seviyesindeki küçüğün taraftarlarını şımartmayın.
yaptıklarına çanak tutmayın.
saygılarımla...