1269
--- alıntı ---
en büyük amacım messi'yi dünyanın en iyi futbolcusu yapmaktı, ama o beni dünyanın en iyi hocası yaptı.
--- alıntı ---
buyurmuş hocadır. şimdi bir soru sormak istiyorum: bir hocanın futbolcunun kariyerini belli bir yere evirmesi ve o futbolcunun da zaman zaman teknik direktörünün hatalı ya da takımın gününde olmadığı maçları çıkıp alması abes bir durum mu? bir futbolcu düşünün ki bütün avrupa tarafından bileti kesilsin özel hayatı nedeniyle. bütün yaz kimse onu istemesin ve en sonunda türkiye'ye kadar düşsün ama burada tekrar dirilsin. ömrü boyunca oynadığı rolden farklı bir rolde oynatsın onu hocası ve beraber başarılı da olsunlar. hocası ile o kadar özel bir ilişki kursunlar ki oyuncu şampiyon olduktan sonra hocasını sırtında taşısın. mesela yani. bu hikaye belki de size tanıdık gelmiştir. şimdi bu oyuncu arkadaş çıkıp maç aldığında teknik direktör futbolculuk kariyerinde altyapısından yetiştiği, yıllarca formasını giydiği, avrupa şampiyonlukları ve yerel başarılar kazandığı ülkenin en önemli takımının başına senelerce emek harcayarak geçtiği başarılı kariyerini bu oyuncuya mı borçlu? hatta bu ikiliyi uzun vadede de değerlendirmeyelim. bu ilişkide hoca ve kulüp mü oyuncuya daha çok şey borçlu yoksa oyuncu mu hoca ve kulübe daha çok şey borçlu? guardiola elinde messi olmasa kötü hoca olurmuş, o kadar para harcamasa iyi hoca değilmiş, sıkıyorsa bir de bütçesi olmayan zayıf takımlarla başarılı olsunmuş, bütün başarısını iyi oyunculara borcluymuş. arkadaşlar, bu adam messi'yi sahte 9 oynatmayı akıl edebildiği için, kevin de bruyne'ü kanattan dünyanın en iyi merkez oyuncusuna evirebildiği için, kimmich'i bekten dünya çapında bir merkez oyuncusuna dönüştürebildiği için sivasspor'u değil de dünyanın en büyük takımlarını çalıştırıyor. üstüne bir de bu oyuncuları idare ediyor hatta idare etmesini geçtim oyuncuların her birisi kendisinin askeri olacak kadar pep'i seviyor. bu oyuncular da öyle basit adamlar değil. messi, de bruyne, kimmich, bernardo silva falan. bu durum size birisini hatırlatıyor mu? hani inter'in ikonik poacherını komple forvete, napoli tarihinin en çok gol atan oyuncusu olan sahte 9 ve kanat forvet oyuncusunu çalışkan bir ofansif oyun kurucuya dönüştüren üstüne de bu ülke için bu kadar yüksek profilli oyuncuların asla suratını düşürmeden kendisini ve oyun planını bir kez bile sorgulattırmadan onlara kabul ettiren birisini? icardi kariyerini kurtarmış okan buruk'un. vah vah vah öyle mi olmuş futboldan zerre anlamayan canım kardeşim benim? aydınlat bizleri ya. adam challenge olarak bir de bakambu ile çıksın mı molde deplasmanına? maksat sen tatmin ol.
uzun lafın kısası. tarihin en iyi hocalarından birisidir. mucittir, futbolu temelinden değiştirmiştir. en önemlisi de insan ilişkileri üst düzeydir.
en büyük amacım messi'yi dünyanın en iyi futbolcusu yapmaktı, ama o beni dünyanın en iyi hocası yaptı.
--- alıntı ---
buyurmuş hocadır. şimdi bir soru sormak istiyorum: bir hocanın futbolcunun kariyerini belli bir yere evirmesi ve o futbolcunun da zaman zaman teknik direktörünün hatalı ya da takımın gününde olmadığı maçları çıkıp alması abes bir durum mu? bir futbolcu düşünün ki bütün avrupa tarafından bileti kesilsin özel hayatı nedeniyle. bütün yaz kimse onu istemesin ve en sonunda türkiye'ye kadar düşsün ama burada tekrar dirilsin. ömrü boyunca oynadığı rolden farklı bir rolde oynatsın onu hocası ve beraber başarılı da olsunlar. hocası ile o kadar özel bir ilişki kursunlar ki oyuncu şampiyon olduktan sonra hocasını sırtında taşısın. mesela yani. bu hikaye belki de size tanıdık gelmiştir. şimdi bu oyuncu arkadaş çıkıp maç aldığında teknik direktör futbolculuk kariyerinde altyapısından yetiştiği, yıllarca formasını giydiği, avrupa şampiyonlukları ve yerel başarılar kazandığı ülkenin en önemli takımının başına senelerce emek harcayarak geçtiği başarılı kariyerini bu oyuncuya mı borçlu? hatta bu ikiliyi uzun vadede de değerlendirmeyelim. bu ilişkide hoca ve kulüp mü oyuncuya daha çok şey borçlu yoksa oyuncu mu hoca ve kulübe daha çok şey borçlu? guardiola elinde messi olmasa kötü hoca olurmuş, o kadar para harcamasa iyi hoca değilmiş, sıkıyorsa bir de bütçesi olmayan zayıf takımlarla başarılı olsunmuş, bütün başarısını iyi oyunculara borcluymuş. arkadaşlar, bu adam messi'yi sahte 9 oynatmayı akıl edebildiği için, kevin de bruyne'ü kanattan dünyanın en iyi merkez oyuncusuna evirebildiği için, kimmich'i bekten dünya çapında bir merkez oyuncusuna dönüştürebildiği için sivasspor'u değil de dünyanın en büyük takımlarını çalıştırıyor. üstüne bir de bu oyuncuları idare ediyor hatta idare etmesini geçtim oyuncuların her birisi kendisinin askeri olacak kadar pep'i seviyor. bu oyuncular da öyle basit adamlar değil. messi, de bruyne, kimmich, bernardo silva falan. bu durum size birisini hatırlatıyor mu? hani inter'in ikonik poacherını komple forvete, napoli tarihinin en çok gol atan oyuncusu olan sahte 9 ve kanat forvet oyuncusunu çalışkan bir ofansif oyun kurucuya dönüştüren üstüne de bu ülke için bu kadar yüksek profilli oyuncuların asla suratını düşürmeden kendisini ve oyun planını bir kez bile sorgulattırmadan onlara kabul ettiren birisini? icardi kariyerini kurtarmış okan buruk'un. vah vah vah öyle mi olmuş futboldan zerre anlamayan canım kardeşim benim? aydınlat bizleri ya. adam challenge olarak bir de bakambu ile çıksın mı molde deplasmanına? maksat sen tatmin ol.
uzun lafın kısası. tarihin en iyi hocalarından birisidir. mucittir, futbolu temelinden değiştirmiştir. en önemlisi de insan ilişkileri üst düzeydir.