2221
arda turan. efsanevi 87 jenerasyonunun yıldızı. daha altyapıdayken keşfettik onu. beğenerek izledik. manisa'ya gitti takip ettik. gelmesini bekledik. gelişi de tam oldu. bu formayı istediğini gösterdi ve kısa sürede formayı kaptı. o kötü kadrodaki tek temsilcimizdi. galatasaray'lı gibi oynayan tek isimdi. milli takıma da gitti. çok da başarılı oldu. yurtdışından teklifler gelmeye başladı. bu dönemde galatasaray taraftarlarının sevgilisi oldu. bazı fotoğrafları sızdırılsa da taraftar ona sahip çıktı. giderek kendini geliştirdi. onun üzerine çeşitli oyunlar oynandı ama bu camia hep arkasındaydı.
bu sezon başı kendisine kaptanlık verilip sırtına 10 numara geçirildi. çok da sevindik buna. artık kaptanımız bizden birisiydi. metin oktay, cüneyt tanman, bülent korkmaz, gündüz kılıç olacağını düşünüyorduk. modern dönemden de örnek verirsek ; totti, lucarelli, gerard olmasını bekliyorduk. sezon başladı. kaptan bomba gibi de girdi sezona. daha yaşı gençti. yapması gereken şeyler vardı ve biz de buna karşı çıkmıyorduk. geri kafalı basına inat ona destek oluyorduk. çünkü o hagi'nin golüne sevinen bir ikondu. yalancı, para sevdalısı futbolculardan değildi. gözünü bile kırpmadan milyonlarca doları reddediyordu. çocuklarımıza anlatacaktık biz onu. elano'ya pas atmıyor, gio'yu sevmiyor dedikoduları da bizi ilgilendirmiyordu. çünkü çamurlu forması olan bir isimdi o. bacağında krampon izi oluşmasına rağmen mücadele ediyordu. kendisine verilen görevi yapıyor, ligde asist kralı oluyordu. ailesinden tutun abi-kardeş yaşantısına kadar 10 numaraydı.
işin bir de diğer kısmı vardı. medyatik bayanla seviyeli bir ilişkisi vardı. bunu da aslanlar gibi söylüyordu. ama bizim için önemli olan sahadaki işiydi. galatasaray kaptanına yakışır davransın yeterdi. takımın şampiyonluktan uzaklaşması sonucunda ultraslan bir protesto hazırladı. haklılardı, galatasaray nice böyle topçular görmüştü. ama kazanma inancı, takım ruhu olmayınca olmuyordu. taraftar da bunu istiyordu. evet iyi futbolcular önemliydi. gelmeleri gerekirdi. iyi futbolunu oynadığı sürece istediği gibi de yaşardı rüya şehirde. ama yenilgiye isyan etmeyen, umursamaz kişiler bu şehirde istediği gibi yaşayamazdı. taraftar o kişiye bu şehri rüyalıktan çıkarıp kabusa dönüştürürdü. protesto hazırlandı. ama bir kafiye uğruna, 3 haftadır oynamayan kaptanına kıymıştı. onun olmadığı takım özelliğini kaybetmiş ve yeniligiye isyan etmiyordu. mevcut durumda bunu haketmeyen tek kişi arda'ydı. çok büyük bir hata yapıldı ve ultraslan kendisine de kaptanına da yazık etti.
yine de gol atıldıktan sonra baros'u tribüne göndermemesi hoş değildi. tam sular duruldu derken manisa'da onu 1 yıl bekleyen ve yanına çağıran taraftarına koşmadı kaptan. galatasaray kaptanına yakışmayan bir hareket yaptı. galatasaray'da küsmek olmazdı. konuşarak anlaşılır, barışılırdı. ama kaptan bunu husumete çevirdiğini gösterdi. bugün ise yapılan antrenmanda takım arkadaşı caner'le tartıştığı ortaya çıktı. basına açık antrenmanda bunun olması ilginçi. halbuki aynı arda uefa kupası maçı sonrası arkadaşı caner'i koruyordu. bu çocuk şanssızdı. daha sonra barıştıklarını açıklasalar da, kanayan dudak kabuk tutsa da söylenen sözler hep kafanın bir yerinde duracaktı.
galatasaray gibi çok büyük bir camianın kaptanlığını kaldıracak bir isim olan arda artık bu vasıfından uzaklaşıyordu. bir an önce özel yaşamını uzakta yaşaması gerekirdi. çeşitli dedikoduların çıkmasına izin vermemeliydi. taraftarla barışmalı, futboluna daha fazla konsantre olmalıydı. mutlaka profesyonel bir destek almalıydı. yoksa bu yaşananları kimse kaldıramazdı. ayrıca biraz da kilo verip güçlenirse bu ligin tozunu atar ve bizim için bir efsane olduktan sonra avrupa'da bizi gururla temsil ederdi. tabiki dili de öğrenmeliydi. ama öncelikle kendisine model olarak emre abisini değil, cüneyt kaptanını almalıydı.
http://armaninpesindeyiz.blogspot.com/...10/04/wrong-way.html
bu sezon başı kendisine kaptanlık verilip sırtına 10 numara geçirildi. çok da sevindik buna. artık kaptanımız bizden birisiydi. metin oktay, cüneyt tanman, bülent korkmaz, gündüz kılıç olacağını düşünüyorduk. modern dönemden de örnek verirsek ; totti, lucarelli, gerard olmasını bekliyorduk. sezon başladı. kaptan bomba gibi de girdi sezona. daha yaşı gençti. yapması gereken şeyler vardı ve biz de buna karşı çıkmıyorduk. geri kafalı basına inat ona destek oluyorduk. çünkü o hagi'nin golüne sevinen bir ikondu. yalancı, para sevdalısı futbolculardan değildi. gözünü bile kırpmadan milyonlarca doları reddediyordu. çocuklarımıza anlatacaktık biz onu. elano'ya pas atmıyor, gio'yu sevmiyor dedikoduları da bizi ilgilendirmiyordu. çünkü çamurlu forması olan bir isimdi o. bacağında krampon izi oluşmasına rağmen mücadele ediyordu. kendisine verilen görevi yapıyor, ligde asist kralı oluyordu. ailesinden tutun abi-kardeş yaşantısına kadar 10 numaraydı.
işin bir de diğer kısmı vardı. medyatik bayanla seviyeli bir ilişkisi vardı. bunu da aslanlar gibi söylüyordu. ama bizim için önemli olan sahadaki işiydi. galatasaray kaptanına yakışır davransın yeterdi. takımın şampiyonluktan uzaklaşması sonucunda ultraslan bir protesto hazırladı. haklılardı, galatasaray nice böyle topçular görmüştü. ama kazanma inancı, takım ruhu olmayınca olmuyordu. taraftar da bunu istiyordu. evet iyi futbolcular önemliydi. gelmeleri gerekirdi. iyi futbolunu oynadığı sürece istediği gibi de yaşardı rüya şehirde. ama yenilgiye isyan etmeyen, umursamaz kişiler bu şehirde istediği gibi yaşayamazdı. taraftar o kişiye bu şehri rüyalıktan çıkarıp kabusa dönüştürürdü. protesto hazırlandı. ama bir kafiye uğruna, 3 haftadır oynamayan kaptanına kıymıştı. onun olmadığı takım özelliğini kaybetmiş ve yeniligiye isyan etmiyordu. mevcut durumda bunu haketmeyen tek kişi arda'ydı. çok büyük bir hata yapıldı ve ultraslan kendisine de kaptanına da yazık etti.
yine de gol atıldıktan sonra baros'u tribüne göndermemesi hoş değildi. tam sular duruldu derken manisa'da onu 1 yıl bekleyen ve yanına çağıran taraftarına koşmadı kaptan. galatasaray kaptanına yakışmayan bir hareket yaptı. galatasaray'da küsmek olmazdı. konuşarak anlaşılır, barışılırdı. ama kaptan bunu husumete çevirdiğini gösterdi. bugün ise yapılan antrenmanda takım arkadaşı caner'le tartıştığı ortaya çıktı. basına açık antrenmanda bunun olması ilginçi. halbuki aynı arda uefa kupası maçı sonrası arkadaşı caner'i koruyordu. bu çocuk şanssızdı. daha sonra barıştıklarını açıklasalar da, kanayan dudak kabuk tutsa da söylenen sözler hep kafanın bir yerinde duracaktı.
galatasaray gibi çok büyük bir camianın kaptanlığını kaldıracak bir isim olan arda artık bu vasıfından uzaklaşıyordu. bir an önce özel yaşamını uzakta yaşaması gerekirdi. çeşitli dedikoduların çıkmasına izin vermemeliydi. taraftarla barışmalı, futboluna daha fazla konsantre olmalıydı. mutlaka profesyonel bir destek almalıydı. yoksa bu yaşananları kimse kaldıramazdı. ayrıca biraz da kilo verip güçlenirse bu ligin tozunu atar ve bizim için bir efsane olduktan sonra avrupa'da bizi gururla temsil ederdi. tabiki dili de öğrenmeliydi. ama öncelikle kendisine model olarak emre abisini değil, cüneyt kaptanını almalıydı.
http://armaninpesindeyiz.blogspot.com/...10/04/wrong-way.html