1265
bana göre tüm zamanların en iyi teknik direktörü.
oyuna çağ atlatan bir isim, mevkiler onunla yeniden tanımlandı adeta ve bunun ötesinde tüm futbol dünyası bu adamı yenmek, bu adamın taktiklerine çözüm üretmek için uğraştı, uğraşıyor. ya onu taklit ettiler ya da ona panzehir üretmeye çalıştılar. bu yüzden oyunun taktiksel yönü açısından çok beğeniyorum kendisini. burada bahsettiğim en iyi futbolu oynatıyor gibi bir şey değil, oyunu geliştirip değiştiriyor yaptıkları ile. ancak hayranı olma sebebim bu değil, bu da nedenlerden biri ama sadece bu değil. bu adamın soyunma odası konuşmalarına bayılıyorum. biz hep fatih terim'i izledik ki bence müthiş bir motivasyon ustası fatih terim. ama işte o üslup ve tarzı ben sadece fatih terim'e yakıştırıyorum. zaman zaman sözlükte de paylaşılan ve beğenilen motivasyon konuşmaları benim hiç ilgimi çekmiyor, hepsi birer fatih terim kopyası gibi. ümit özat, arda turan, nuri şahin... bu isimlerin paylaşılan konuşmaları benim için hiçbir şey ifade etmiyor. defalarca duyduğumuz şeyleri üstelik de fatih terim'e kıyasla çok kötü tonlamalarla söylüyorlar.
okan buruk son şampiyonlar ligi maçı öncesinde soyunma odası konuşmasında tutkuya vurgu yaptı ki hoşuma gitmişti, farklı bir yerden yaklaştı, vatan millet edebiyatına, tribüne vs. değinmedi oyuna ve şampiyonlar ligine vurgu yaptı. umarım böyle devam eder, orijinal olur. guardiola'ya dönersek çok marjinal bir hoca. çok hoş konuşmaları var.
mesela bir keresinde tam sahaya çıkılacakken sadece hareket edilmesinden, sahada hareketli olmaları gerektiğinden bahsediyor. biliyorum zor, gerçekten biliyorum ama iyi oynamak için kazanmak için sürekli topa bakmak ve pozisyon değiştirmek zorundasınız diyor, durmadan bunu yapmalısınız. bir başka konuşmasında ben mükemmel değilim, hata yapıyorum ama siz 4 5 sene sonra menajer olabilirsiniz şimdi ise menajer benim ve benim dediklerimi yapacaksınız diyor.
bir toplantıda oyuncularını onore ediyor; ''13 yaşında bir çocuk düşünün, bir akademiye giriyor, o kulüpte oynuyor, kendi ülkesinde, kendi evinde ve sonra 37 yaşında menajer olup 4 yıl içinde futbolu yok ediyor. sonra bunu premier lig'de de yapıyor. evet o benim. herkes bana en iyisisin diyor, hayır. o sizsiniz. bunu siz yaptınız, futbol sizin.''
ayrıca julia roberts ile ilgili yaptığı konuşma da muazzamdı. ''uefa şampiyonlar ligi'ni kazansam bile başarısızım, hatta 3 sene üst üste kazansam da başarısızım çünkü benim hayatta 3 idolüm var; michael jordan, tiger woods ve julia roberts. julia roberts manchester şehrine geldi, ve nereyi ziyaret etti biliyor musunuz? manchester united'ı. bizi değil.''
oyuna çağ atlatan bir isim, mevkiler onunla yeniden tanımlandı adeta ve bunun ötesinde tüm futbol dünyası bu adamı yenmek, bu adamın taktiklerine çözüm üretmek için uğraştı, uğraşıyor. ya onu taklit ettiler ya da ona panzehir üretmeye çalıştılar. bu yüzden oyunun taktiksel yönü açısından çok beğeniyorum kendisini. burada bahsettiğim en iyi futbolu oynatıyor gibi bir şey değil, oyunu geliştirip değiştiriyor yaptıkları ile. ancak hayranı olma sebebim bu değil, bu da nedenlerden biri ama sadece bu değil. bu adamın soyunma odası konuşmalarına bayılıyorum. biz hep fatih terim'i izledik ki bence müthiş bir motivasyon ustası fatih terim. ama işte o üslup ve tarzı ben sadece fatih terim'e yakıştırıyorum. zaman zaman sözlükte de paylaşılan ve beğenilen motivasyon konuşmaları benim hiç ilgimi çekmiyor, hepsi birer fatih terim kopyası gibi. ümit özat, arda turan, nuri şahin... bu isimlerin paylaşılan konuşmaları benim için hiçbir şey ifade etmiyor. defalarca duyduğumuz şeyleri üstelik de fatih terim'e kıyasla çok kötü tonlamalarla söylüyorlar.
okan buruk son şampiyonlar ligi maçı öncesinde soyunma odası konuşmasında tutkuya vurgu yaptı ki hoşuma gitmişti, farklı bir yerden yaklaştı, vatan millet edebiyatına, tribüne vs. değinmedi oyuna ve şampiyonlar ligine vurgu yaptı. umarım böyle devam eder, orijinal olur. guardiola'ya dönersek çok marjinal bir hoca. çok hoş konuşmaları var.
mesela bir keresinde tam sahaya çıkılacakken sadece hareket edilmesinden, sahada hareketli olmaları gerektiğinden bahsediyor. biliyorum zor, gerçekten biliyorum ama iyi oynamak için kazanmak için sürekli topa bakmak ve pozisyon değiştirmek zorundasınız diyor, durmadan bunu yapmalısınız. bir başka konuşmasında ben mükemmel değilim, hata yapıyorum ama siz 4 5 sene sonra menajer olabilirsiniz şimdi ise menajer benim ve benim dediklerimi yapacaksınız diyor.
bir toplantıda oyuncularını onore ediyor; ''13 yaşında bir çocuk düşünün, bir akademiye giriyor, o kulüpte oynuyor, kendi ülkesinde, kendi evinde ve sonra 37 yaşında menajer olup 4 yıl içinde futbolu yok ediyor. sonra bunu premier lig'de de yapıyor. evet o benim. herkes bana en iyisisin diyor, hayır. o sizsiniz. bunu siz yaptınız, futbol sizin.''
ayrıca julia roberts ile ilgili yaptığı konuşma da muazzamdı. ''uefa şampiyonlar ligi'ni kazansam bile başarısızım, hatta 3 sene üst üste kazansam da başarısızım çünkü benim hayatta 3 idolüm var; michael jordan, tiger woods ve julia roberts. julia roberts manchester şehrine geldi, ve nereyi ziyaret etti biliyor musunuz? manchester united'ı. bizi değil.''
