3171
mevcut federasyon yüzünden herkesin sorun yaşadığı ve kimseye faydası olmayan uygulama.
öncelikle türk oyuncular bu sistemde ülke dışına çıkmıyor. yurtdışına çıkmakla takımını tehdit edip huzursuzluk çıkaran oyuncuların haketmedikleri yüklü sözleşmeler almalarının önü açılıyor. yurtiçinden avrupaya ihraç azaldığı gibi yurtdışında bir şekilde tutunan, bizi orada temsil eden avrupa futbolu seviyesindeki oyuncular da bir bir ülkeye dönüyor. kaan ayhan, mert müldür, cengiz ünder gibi oyuncular son örnekler. bu oyuncuları normal şartlarda avrupada bir başka takıma üç kuruşa satacak olan kulüpleri de bu durumu bildiği için takımlarımıza fahiş fiyatlar çekiyor. cengiz ünder için bugün avrupada 8 milyon euronun üzerinde bir teklif bulmak neredeyse imkansızken fenerbahçe'nin mecburiyetini bilen marsilya kapıyı 20 milyondan açıyor, pazarlıkla 15 milyona ancak bırakıyor. geçen sene topa ayağı değmemiş mert müldür için bonuslarıyla 4 milyon euronun üzerinde bonservis harcanıyor. keza benzer bir harcama bizim kaan ayhan transferinde de var. hem oyuncular avrupadaki yarışmacı kimlikten uzaklaşıyor, hem vizyonu daralıyor hem de nasıl olsa türkiye'de her daim değerli olacağını bildiği için kendini kasmadan hayatına devam ediyor ve milli takım da bundan olumsuz etkileniyor. yarın kaan ayhan bizden ayrılsa beşiktaş'a çok rahat imza atar. bu rahatlık oyuncu için gelişime kendisini kapatmaya yeter de artar bile. benzer şekilde elde kalan çürük türklerle 11 tamamlamaya çalışan anadolu kulüpleri iyice yarışmacılıktan uzaklaştılar.
türk futbolu kaybetti,
kulüplerin kasası kaybetti.
oyuncu kalitesi kaybetti,
menajerlerin ve türk oyuncuların cepleri doldu.
bu basit hesaplamaları yapamayanlar, herkesin çalışarak kendini göstermek zorunda olduğu zor ama doğru olan sistemi kolaya ve basite değişenler, milli takımın giderek daha basit bir takım haline geldiğini göremeyenler hala futbolumuzu yönetiyor. şenol güneş de ilk 11'e dizdiği evlatları mert, salih ve cenk ile birlikte her maç türk futbolunun başına musallat ettiği sınırdaki tek kurtuluş reçetesi olan abubakar'ın ayağına bakıyor. trajikomik bir hikaye.
öncelikle türk oyuncular bu sistemde ülke dışına çıkmıyor. yurtdışına çıkmakla takımını tehdit edip huzursuzluk çıkaran oyuncuların haketmedikleri yüklü sözleşmeler almalarının önü açılıyor. yurtiçinden avrupaya ihraç azaldığı gibi yurtdışında bir şekilde tutunan, bizi orada temsil eden avrupa futbolu seviyesindeki oyuncular da bir bir ülkeye dönüyor. kaan ayhan, mert müldür, cengiz ünder gibi oyuncular son örnekler. bu oyuncuları normal şartlarda avrupada bir başka takıma üç kuruşa satacak olan kulüpleri de bu durumu bildiği için takımlarımıza fahiş fiyatlar çekiyor. cengiz ünder için bugün avrupada 8 milyon euronun üzerinde bir teklif bulmak neredeyse imkansızken fenerbahçe'nin mecburiyetini bilen marsilya kapıyı 20 milyondan açıyor, pazarlıkla 15 milyona ancak bırakıyor. geçen sene topa ayağı değmemiş mert müldür için bonuslarıyla 4 milyon euronun üzerinde bonservis harcanıyor. keza benzer bir harcama bizim kaan ayhan transferinde de var. hem oyuncular avrupadaki yarışmacı kimlikten uzaklaşıyor, hem vizyonu daralıyor hem de nasıl olsa türkiye'de her daim değerli olacağını bildiği için kendini kasmadan hayatına devam ediyor ve milli takım da bundan olumsuz etkileniyor. yarın kaan ayhan bizden ayrılsa beşiktaş'a çok rahat imza atar. bu rahatlık oyuncu için gelişime kendisini kapatmaya yeter de artar bile. benzer şekilde elde kalan çürük türklerle 11 tamamlamaya çalışan anadolu kulüpleri iyice yarışmacılıktan uzaklaştılar.
türk futbolu kaybetti,
kulüplerin kasası kaybetti.
oyuncu kalitesi kaybetti,
menajerlerin ve türk oyuncuların cepleri doldu.
bu basit hesaplamaları yapamayanlar, herkesin çalışarak kendini göstermek zorunda olduğu zor ama doğru olan sistemi kolaya ve basite değişenler, milli takımın giderek daha basit bir takım haline geldiğini göremeyenler hala futbolumuzu yönetiyor. şenol güneş de ilk 11'e dizdiği evlatları mert, salih ve cenk ile birlikte her maç türk futbolunun başına musallat ettiği sınırdaki tek kurtuluş reçetesi olan abubakar'ın ayağına bakıyor. trajikomik bir hikaye.