84
futbol var olduğu sürece yaşanmış ve yaşanacak olaydır.
ülkemizde de çok rağbet gören transfer türüdür.
yeri gelir kulüpler ihtiyacını bırakıp rakibinin alacağı oyuncunun peşine düşer.
transfer çalımı bir meziyetse kabul edelim ki yıllarca bu işin ağababalığını fenerbahçe yapmıştır.
ama neye yaradı? fenerbahçe'nin yıllardır attığı transfer çalımlarıyla elde ettiği bir başarı var mı?
benim bildiğim kadarıyla yok.
mesela alex bir transfer çalımı olsaydı, ''helal olsun fb çalımı attı, başarıyı getirdi'' derdim.
fenerbahçe bu işin ağababası dedim ama bunu övmek için söylemedim.
böbürlenerek kimleri aldı fenerbahçe ve bu çalımları atarken ne gibi uçuk maliyetlere girdi?
hepimiz biliyoruz, bunları saymaya gerek yok.
burada asıl mesele fenerbahçe transfer çalımı attığında yaşananlar ve yediğinde yaşananlar.
çok yedik bu çalımı, takımım transfer çalımı yediği için hiçbir zaman bir gram gocunmadım,
bir gram zoruma gitmedi, bir gram kompleks yapmadım.
buna eminim ki galatasaray taraftarının %75-80'i transfer çalımıyla sarsılmaz.
hatta transfer çalımı yediğimiz gün galatasaraylı arkadaşlarımla makaraya başlarız, iyi oldu be deriz çünkü biliriz ki fenerbahçe çalım için devreye girdiyse ve oyuncu orayı tercih ettiyse ellerinde patladı demektir.
bir güne bir gün sırf çalımla fenerbahçe aldı diye bir oyuncuyu kötülemedim, kötülemem.
hatta acı bir itiraftır; mhy transferinde kızmıştım takıma, bizim ihtiyacımız olan bölgeye neden alınmadı diye ama zaman yine fenerbahçe'yi üzdü bizi sevindirdi.
gelgelelim fenerbahçe transfer çalımı yediğinde olanlara.
bir kere şunu gördük ki fenerbahçe camiası ve yönetimi transfer çalımı yediği zaman hazmedemiyor, hırçınlaşıyor, saldırganlaşıyor ve olayı bir türlü kabullenemiyor.
fenerbahçeli arkadaşlar, bir sakin olun.
futbol devam ettiği sürece bu olay yaşanacak, zaha-tete transfer çalımları ne yediğiniz ilk ne de son transfer çalımı olacak.
biz de hiçbir zaman transfer çalımı yemeyeceğiz diye bir şey olmayacak, gün gelecek siz de tekrardan bize transfer çalımı atacaksınız.
bu kadar kompleks yapmanın, gerçekleri bu kadar inkar etmenin bir manası yok.
fenerbahçe şu yaptığı basın toplantısıyla, galatasaray'ın tete'yle anlaştığını öğrenir öğrenmez kamuoyuna bilgilendirme tweeti atmasıyla küçüldükçe küçülüyor.
bizim neslin bildiği ve zamanında sokak kavgalarında sıklıkla kullandığı bir söz vardır;
''yiyemeyeceğin yaprağın altına yatmayacaksın!''
madem bu kadar zoruna gidiyor, bu işlere hiç girmeyeceksin.
yöneticin çıkıp ''florya'nın kalbinden oyuncu alırız.'' gibi çakma racon sözleri söylediğinde kıs kıs gülüp, zevke gelmeyeceksin.
ister kabul etsinler ister etmesinler, tete-zaha transferleri çalımdır ve fenerbahçe'nin verdiği paralardan daha uyguna galatasaray'ı tercih ettiler.
neden diye sorgulamaya başladıkları zaman, bu komplekslerden ve ezikliklerden kurtulacaklardır.
ama sorgulama yeteneğine sahip olmadıkları için bir iki nedeni ben belirtmek istiyorum;
1- futbolcuların fenerbahçe'yi tercih etmeleri için bir neden kalmadı artık.
fenerbahçe cazibesini kaybetti, türkiye'de cazibe merkezi şu an galatasaray'dır.
2- 10 yıldır türkiye gibi dandik bir ligde şampiyon olamayan, 15 yıldır şampiyonlar ligine gidemeyen bir takım, hedefleri olan hangi oyuncunun ilk tercihi olur ki?
3- eskiden yıldız transferi yaparken x faktör güçlü ekonomiydi.
fenerbahçeli iş adamları bir araya gelip 3 sen at 5 sen koy diyerek yıldız oyuncu getirebiliyordu.
fenerbahçe, artık o birlikteliğe ve ekonomik güce sahip bir camia değildir.
ve önemli bir husus da şu ki arap piyasası gerçeği var.
para için büyük liglerden uzaklaşmayı göze alan oyuncular, artık gözüne arap yarımadasını kestiriyor.
ve şu nidayı atıyor; ''menajerler ilk hedefiniz ceziretü'l – arap!''
seni bu arap kulüplerinden ayıran fazla özelliğin kalmadı.
senin onlardan tek farklılığın istanbul gibi bir metropolde bulunman ve batı dünyasına daha yakın bir ülkede var olman.
yani bunlar da senle alakalı özellikler değil, bulunduğun toprakların özellikleri.
bu nedenle avrupa'dan bir oyuncu transferinde savaşa girdiğinde galatasaray'ı bırak, ekonomik şartlar eşitse beşiktaş'tan bile geridesin artık.
ülkemizde de çok rağbet gören transfer türüdür.
yeri gelir kulüpler ihtiyacını bırakıp rakibinin alacağı oyuncunun peşine düşer.
transfer çalımı bir meziyetse kabul edelim ki yıllarca bu işin ağababalığını fenerbahçe yapmıştır.
ama neye yaradı? fenerbahçe'nin yıllardır attığı transfer çalımlarıyla elde ettiği bir başarı var mı?
benim bildiğim kadarıyla yok.
mesela alex bir transfer çalımı olsaydı, ''helal olsun fb çalımı attı, başarıyı getirdi'' derdim.
fenerbahçe bu işin ağababası dedim ama bunu övmek için söylemedim.
böbürlenerek kimleri aldı fenerbahçe ve bu çalımları atarken ne gibi uçuk maliyetlere girdi?
hepimiz biliyoruz, bunları saymaya gerek yok.
burada asıl mesele fenerbahçe transfer çalımı attığında yaşananlar ve yediğinde yaşananlar.
çok yedik bu çalımı, takımım transfer çalımı yediği için hiçbir zaman bir gram gocunmadım,
bir gram zoruma gitmedi, bir gram kompleks yapmadım.
buna eminim ki galatasaray taraftarının %75-80'i transfer çalımıyla sarsılmaz.
hatta transfer çalımı yediğimiz gün galatasaraylı arkadaşlarımla makaraya başlarız, iyi oldu be deriz çünkü biliriz ki fenerbahçe çalım için devreye girdiyse ve oyuncu orayı tercih ettiyse ellerinde patladı demektir.
bir güne bir gün sırf çalımla fenerbahçe aldı diye bir oyuncuyu kötülemedim, kötülemem.
hatta acı bir itiraftır; mhy transferinde kızmıştım takıma, bizim ihtiyacımız olan bölgeye neden alınmadı diye ama zaman yine fenerbahçe'yi üzdü bizi sevindirdi.
gelgelelim fenerbahçe transfer çalımı yediğinde olanlara.
bir kere şunu gördük ki fenerbahçe camiası ve yönetimi transfer çalımı yediği zaman hazmedemiyor, hırçınlaşıyor, saldırganlaşıyor ve olayı bir türlü kabullenemiyor.
fenerbahçeli arkadaşlar, bir sakin olun.
futbol devam ettiği sürece bu olay yaşanacak, zaha-tete transfer çalımları ne yediğiniz ilk ne de son transfer çalımı olacak.
biz de hiçbir zaman transfer çalımı yemeyeceğiz diye bir şey olmayacak, gün gelecek siz de tekrardan bize transfer çalımı atacaksınız.
bu kadar kompleks yapmanın, gerçekleri bu kadar inkar etmenin bir manası yok.
fenerbahçe şu yaptığı basın toplantısıyla, galatasaray'ın tete'yle anlaştığını öğrenir öğrenmez kamuoyuna bilgilendirme tweeti atmasıyla küçüldükçe küçülüyor.
bizim neslin bildiği ve zamanında sokak kavgalarında sıklıkla kullandığı bir söz vardır;
''yiyemeyeceğin yaprağın altına yatmayacaksın!''
madem bu kadar zoruna gidiyor, bu işlere hiç girmeyeceksin.
yöneticin çıkıp ''florya'nın kalbinden oyuncu alırız.'' gibi çakma racon sözleri söylediğinde kıs kıs gülüp, zevke gelmeyeceksin.
ister kabul etsinler ister etmesinler, tete-zaha transferleri çalımdır ve fenerbahçe'nin verdiği paralardan daha uyguna galatasaray'ı tercih ettiler.
neden diye sorgulamaya başladıkları zaman, bu komplekslerden ve ezikliklerden kurtulacaklardır.
ama sorgulama yeteneğine sahip olmadıkları için bir iki nedeni ben belirtmek istiyorum;
1- futbolcuların fenerbahçe'yi tercih etmeleri için bir neden kalmadı artık.
fenerbahçe cazibesini kaybetti, türkiye'de cazibe merkezi şu an galatasaray'dır.
2- 10 yıldır türkiye gibi dandik bir ligde şampiyon olamayan, 15 yıldır şampiyonlar ligine gidemeyen bir takım, hedefleri olan hangi oyuncunun ilk tercihi olur ki?
3- eskiden yıldız transferi yaparken x faktör güçlü ekonomiydi.
fenerbahçeli iş adamları bir araya gelip 3 sen at 5 sen koy diyerek yıldız oyuncu getirebiliyordu.
fenerbahçe, artık o birlikteliğe ve ekonomik güce sahip bir camia değildir.
ve önemli bir husus da şu ki arap piyasası gerçeği var.
para için büyük liglerden uzaklaşmayı göze alan oyuncular, artık gözüne arap yarımadasını kestiriyor.
ve şu nidayı atıyor; ''menajerler ilk hedefiniz ceziretü'l – arap!''
seni bu arap kulüplerinden ayıran fazla özelliğin kalmadı.
senin onlardan tek farklılığın istanbul gibi bir metropolde bulunman ve batı dünyasına daha yakın bir ülkede var olman.
yani bunlar da senle alakalı özellikler değil, bulunduğun toprakların özellikleri.
bu nedenle avrupa'dan bir oyuncu transferinde savaşa girdiğinde galatasaray'ı bırak, ekonomik şartlar eşitse beşiktaş'tan bile geridesin artık.