18
playoff eşleşmelerini değerlendirecek olursak;
batıdan başlıyalım. los angeles lakers-oklahoma city thunders eşleşmesi hakkında daha önce bir yazı yazmıştım (bkz: #362445). thunders takımının iyi bir çekirdeği var. durant-harden-westbrook-green dörtlüsü bence çok büyük bir potansiyele sahip ve de lakers'la olan mücadelelerinde oyunun bazı bölümlerinde rakiplerine üstünlük kurabilirler. ancak krstic-collison ikilisi hiç bir şekilde gasol-bynum-odom üçlüsüne karşı koyamaz. thunders koçu, serge ıbaka'nın performansına çok ihtiyaç duyacak çünkü chigago'da noah'ın yarattığı etkiyi ıbaka oklahoma'da yaratıyor. ancak hem sayı hem de ribaund konusunda prodüktif olan lakers front court'u tüm seri boyunca rakibini pota altında ezecektir. thunders rakibinden bir maç çalabilir ama lakers çok yorulmadan seriyi alacaktır...
utah jazz-denver nuggets eşleşmesinde gelen son sakatlık haberleriyle ibre tamamen denver nuggets'ın lehine dönmüş durumda. kırilenko maçlarda kesin olarak yok, boozer'ın ve mehmet'in durumları da şüpheli. utah rotasyon'un bu haberlerle gerçekten çok sıkıntılı bir şekil alacağı şüphe götürmez. ayrıca karşılarında oynayacak olan takım genel anlamda birbirlerini iyi tamamlayan oyunculardan kurulu bir takım. özellikle billups ve carmelo anthony ikilisinin nba'de kendi bölgelerinde en iyi olarak nitelendirilebilecek oyunculardan. billups'un karşısında deron williams olacak fakat utah takımda anthony'i savunabilecek en iyi oyuncu olan kırilenko'nun sakatlanması melo'nun seri boyunca çılgın atmasına sebep olabilir. mehmet ve boozer sakat olarak oynamasalardı kenyon martin'e ve nene'ye üstünlük kurabilirlerdi. ancak sakatlıklarıyla performanslarının ne olacağı net değil. bu yüzden denver mevcut durumda rakibine nazaran daha avantajlı durumda. bu yüzden turu geçen denver olacaktır...
phoenix suns-portland trail blazers eşleşmesi keyifli olacağına inandığım bir seri. phoenix son dönemlerde yakaladığı ivme ile batıda 3. sıaya kadar yükselmeyi başardı. bu ivmede amar'e stoudemire'ın ve 2009-2010 nba sezonu asist lideri steve nash'in liderlikleri büyük bir faktör oldu. nash-amar'e phoenix'te küçük bir stockton-malone ortaklığı yaptılar ve onlara yardım eden richardson*-grant ve barbosa ile beraber batıda yarı final hatta final için iddaalı bir ekipler. phoenix'in en büyük sıkıntısı 5 numaralarında oynayan robin lopez'in çok yetersiz olması. portland'a bakacak olursak 2009-2019 yılında dünyanın en cenabet takımı olmayı başardılar. son olarak brandon roy'un sakatlanması ve artroskopi geçirmesi ile beraber büyük oranda portland'ın umutları söndü. takımın skor yükünü bu noktada lamarcus aldridge çekmeye çalışacaktır ancak amar'e karşısında ne kadar effektif olacaktır, bilinmez. bence portland bu turda phoenix'ten bir belki iki maç çalabilir ancak phoneix portlandı geçecektir...
son ama en zevkli olacak olan eşleşme ise dallas mavericks-san antonio spurs eşleşmesi. bence bütün karşılaşmalar arasında en keyifli olacak olanlar bu iki takım arasında oynanacak olanlar olacak. dallas caron butler ve brandan haywood'u aldıktan sonra belki de ikinci yarının en başarılı takımı olmayı başardı. nowitzki-kidd-marion-terry dörtlüsü zaten iyi bir dörtlüydü ama butler'ın ve haywood'un eklenmesiyle beraber komple bir takım haline geldiler. san antonio'da ise manu ginobili'nin son dönemlerde gösterdiği olağan üstü performans san antonio'yu taşımayı başardı. parker'ın sakatlığından yeni yeni dönüyor olması ve duncan'ın eskiye nazaran daha sönük* ve ayaklarının daha yavaş oluşu san antonio'nun 3. viteste takılıp kalmasına neden oluyor. özellikle nowitzki ve kidd'in seriye oldukça formda girmeleri san antonio'nun başını çok ağrıtacaktır. eğer ginobili'nin yanına parker ve duncan eklenirse, bu 3'lünün yardımına richard jefferson-roger mason-antonio mcdyess ve dejuan blair'den biri ya da ikisi gelirse baş başa gidebilecek bir seri izleyebiliriz. kanımca 7 maça uzayabilecek tek seri bu eşleşme olabilir ama bu tamamen parker'ın ve duncan'ın durumlarına bağlı. ancak dallas rakibine nazaran biraz daha önde gibi...
doğuyu da bulls-cavaliers maçından önce yazarız...
batıdan başlıyalım. los angeles lakers-oklahoma city thunders eşleşmesi hakkında daha önce bir yazı yazmıştım (bkz: #362445). thunders takımının iyi bir çekirdeği var. durant-harden-westbrook-green dörtlüsü bence çok büyük bir potansiyele sahip ve de lakers'la olan mücadelelerinde oyunun bazı bölümlerinde rakiplerine üstünlük kurabilirler. ancak krstic-collison ikilisi hiç bir şekilde gasol-bynum-odom üçlüsüne karşı koyamaz. thunders koçu, serge ıbaka'nın performansına çok ihtiyaç duyacak çünkü chigago'da noah'ın yarattığı etkiyi ıbaka oklahoma'da yaratıyor. ancak hem sayı hem de ribaund konusunda prodüktif olan lakers front court'u tüm seri boyunca rakibini pota altında ezecektir. thunders rakibinden bir maç çalabilir ama lakers çok yorulmadan seriyi alacaktır...
utah jazz-denver nuggets eşleşmesinde gelen son sakatlık haberleriyle ibre tamamen denver nuggets'ın lehine dönmüş durumda. kırilenko maçlarda kesin olarak yok, boozer'ın ve mehmet'in durumları da şüpheli. utah rotasyon'un bu haberlerle gerçekten çok sıkıntılı bir şekil alacağı şüphe götürmez. ayrıca karşılarında oynayacak olan takım genel anlamda birbirlerini iyi tamamlayan oyunculardan kurulu bir takım. özellikle billups ve carmelo anthony ikilisinin nba'de kendi bölgelerinde en iyi olarak nitelendirilebilecek oyunculardan. billups'un karşısında deron williams olacak fakat utah takımda anthony'i savunabilecek en iyi oyuncu olan kırilenko'nun sakatlanması melo'nun seri boyunca çılgın atmasına sebep olabilir. mehmet ve boozer sakat olarak oynamasalardı kenyon martin'e ve nene'ye üstünlük kurabilirlerdi. ancak sakatlıklarıyla performanslarının ne olacağı net değil. bu yüzden denver mevcut durumda rakibine nazaran daha avantajlı durumda. bu yüzden turu geçen denver olacaktır...
phoenix suns-portland trail blazers eşleşmesi keyifli olacağına inandığım bir seri. phoenix son dönemlerde yakaladığı ivme ile batıda 3. sıaya kadar yükselmeyi başardı. bu ivmede amar'e stoudemire'ın ve 2009-2010 nba sezonu asist lideri steve nash'in liderlikleri büyük bir faktör oldu. nash-amar'e phoenix'te küçük bir stockton-malone ortaklığı yaptılar ve onlara yardım eden richardson*-grant ve barbosa ile beraber batıda yarı final hatta final için iddaalı bir ekipler. phoenix'in en büyük sıkıntısı 5 numaralarında oynayan robin lopez'in çok yetersiz olması. portland'a bakacak olursak 2009-2019 yılında dünyanın en cenabet takımı olmayı başardılar. son olarak brandon roy'un sakatlanması ve artroskopi geçirmesi ile beraber büyük oranda portland'ın umutları söndü. takımın skor yükünü bu noktada lamarcus aldridge çekmeye çalışacaktır ancak amar'e karşısında ne kadar effektif olacaktır, bilinmez. bence portland bu turda phoenix'ten bir belki iki maç çalabilir ancak phoneix portlandı geçecektir...
son ama en zevkli olacak olan eşleşme ise dallas mavericks-san antonio spurs eşleşmesi. bence bütün karşılaşmalar arasında en keyifli olacak olanlar bu iki takım arasında oynanacak olanlar olacak. dallas caron butler ve brandan haywood'u aldıktan sonra belki de ikinci yarının en başarılı takımı olmayı başardı. nowitzki-kidd-marion-terry dörtlüsü zaten iyi bir dörtlüydü ama butler'ın ve haywood'un eklenmesiyle beraber komple bir takım haline geldiler. san antonio'da ise manu ginobili'nin son dönemlerde gösterdiği olağan üstü performans san antonio'yu taşımayı başardı. parker'ın sakatlığından yeni yeni dönüyor olması ve duncan'ın eskiye nazaran daha sönük* ve ayaklarının daha yavaş oluşu san antonio'nun 3. viteste takılıp kalmasına neden oluyor. özellikle nowitzki ve kidd'in seriye oldukça formda girmeleri san antonio'nun başını çok ağrıtacaktır. eğer ginobili'nin yanına parker ve duncan eklenirse, bu 3'lünün yardımına richard jefferson-roger mason-antonio mcdyess ve dejuan blair'den biri ya da ikisi gelirse baş başa gidebilecek bir seri izleyebiliriz. kanımca 7 maça uzayabilecek tek seri bu eşleşme olabilir ama bu tamamen parker'ın ve duncan'ın durumlarına bağlı. ancak dallas rakibine nazaran biraz daha önde gibi...
doğuyu da bulls-cavaliers maçından önce yazarız...