21302
arda güler'e yapılan muameleyi gördükçe kendisi için üzüldüğüm efsane.
türk milli takımının genç süper yıldızı olarak modriç'in önündeydi. isviçre'yi son dakika yıkan adamdı. hakkında sürekli sinem kobal'la ilgili haberler çıktı. sinem ve arda'nın resmini koyup "arda çok fazla seks yaptığı için pubis sakatlığı geçiriyor dendi." bunlar yaşandığında arda 20-21 yaşında bir gençti. galatasaray kaptanlık görevi kendisine çok erken verilmişti, bu baskıyı bence gayet iyi kaldırdı fakat psikolojik olarak çok yıprandı. bugün arda güler fenerbahçe'de oynarken rakip taraftarlar "arda çok genç üstüne gitmeyin, o bizim değerimiz." diyor. rakiplerde oynayan topçular çocuğu destekliyor. arda turan 20 yaşında galatasaray kaptanıyken şükrü saraçoğlu'nda 40 bin kişi annesine, sevgilisine, babasına küfür ediyor, ısınma esnasında fenerli topçulara karşı tek başına kavgaya giriyordu. çocuğun üstüne ısınmada 10 kişi geldiler de tek geri adım atmadan daldı içlerine be.
her şeyden sıkılıp ispanya'ya gitti. falcao'yla müthiş uyum yakaladı, uefa kupasına uzandı, sonraları atletico ile şampiyon olma başarısı gösterdi. şampiyonlar ligi yarı finalinde kendisinin attığı tek golle finale çıktı atletico. bu seviyede bu etkiyi yaratan başka bir türk futbolcu yok.
o dönemler herkes hatırlar arda turan türk milli takımının %60'ı falandı. genelde serbest 10 numara oynardı, takım kaptanıydı. topu alır milleti çalımla geçer, şut çeker, ince paslar atar asistler yapardı. çok etkin bir oyuna sahipti ve futbolu prime dönemdeydi. fakat türk basını arda'nın ispanya'daki gece hayatı, sinem ile olan ayrılığı, reyna'da burak yılmaz'la görülmesi gibi şeyleri konuştu. asla ama asla şaşırtmadılar. bugün arda güler'in sevgilisiyle çok fazla seks yaptığı için sakatlandığı haberi çıksa ve habere duru nayman'ın fotoğrafı konulsa o medya kuruluşunu yıkarlar. bunlar az şeyler değil.
sonrasında arda şampiyonlar ligi finalini kaçırdı. oynasa bence atletico kazanacaktı. simeone onun için takımın beyni diyordu. 10 numaralı forma birkaç sezondur sırtındaydı. şampiyonluk maçında sakatlanıp oyundan çıktığı zaman hüngür hüngür ağlayan bir taraftarı vardı. (aynı taraftar birkaç ay önce atletico maçı izlemeye giden arda'yı çok güzel onurlandırıp bağrına bastı ayrıca.)
barcelona'dan teklif geldiğinde arda asla hayır diyemedi. haklıydı da, tarihin en iyi barça takımlarından biri la liga'dan alınacak tek oyuncu olarak kendisini istedi. takımın resmen 12. adamı oldu ilk sezonda. epey bir gol attı ve attırdı. sanırım 50 maçta 15 gol 10 asist gibi bir istatistiği var ki 11 oynamayan biri için harika rakamlar bunlar. neymar çıkınca sol kanat, iniesta çıkınca sağ iç, rakitiç çıkınca sol iç, messi olmadığında sağ kanat, zaman zaman on numara. 5 mevki yedekleyen oldukça versatil bir oyuncuydu. ayrıca futbolu prime dönemdeydi. ilk sezonu çok iyi geçirdi barça'da. takımın 12. adamı olmuş, taraftarlar tarafından sevilmişti. sıradaki hedefim ilk 11'de yer bulmak diyordu. aynı şekilde 1 sezon daha geçirse bence kesinlikle 11'e oturacaktı fakat hoca değişimleri sonrası bence biraz da türk olduğu için kadroda tercih edilmedi. ardından arda kiralık olarak birçok avrupa takımını reddedip başakşehir'e geldi. bu arda'nın hayatındaki en büyük hata olabilir. gerisi zaten skandallar, hastane basma, futbolda çöküş vs.
yalnız, arda barça'da bu topu oynarken, biri şampiyonlar ligi olmak üzere iki kez hatt-trick yaparken basın ne konuşuyordu? ben söyleyeyim: "arda turan türk hava yollarının sponsor transferi!", "arda turan'ın yeni sevgilisi barça sokaklarında görüntülendi!", "sinem'den ayrılan arda ayrılığı bir türlü atlatamıyor!" vs. vs.
özel hayatının milletin ağzına sakız olmasından daha çok onu rahatsız eden belki de tek şey şu sponsorluk meselesiydi. kendini yıllarca kanıtlamış, barça'ya da iyi bir bonservisle gidip (bonuslarla 44m euro) gayet iyi oynadıktan sonra spor basınında bulunan dinozorlar tarafından "sponsor transferi yeaaa" lafları duymak sinirden çıldırtır adamı.
sonuç olarak, kendi hataları olsa da, gerekli ilgi ve desteği görse kesinlikle olduğundan çok daha büyük topçu olacak bir adamdı. kendisi kadar versatil bir türk topçu görme ihtimalimiz sıfıra yakın. umarm arda güler kendisini geçer fakat yarın öbür gün arda güler kendisini kariyer olarak geçince "arda turan balonunu tarihe gömdü!" ve ya "güler daha yetenekli yaaa" gibi şeyler görürsem çıldırırım. hayır kardeşim daha yetenekli falan değil, ayrıca arda turan'daki liderlik özelliği kendisinde yok. benzer bir yeteneğe sahip ve taraflı tarafsız neredeyse herkesten destek görüyor. bütün mevzu bu.
türk milli takımının genç süper yıldızı olarak modriç'in önündeydi. isviçre'yi son dakika yıkan adamdı. hakkında sürekli sinem kobal'la ilgili haberler çıktı. sinem ve arda'nın resmini koyup "arda çok fazla seks yaptığı için pubis sakatlığı geçiriyor dendi." bunlar yaşandığında arda 20-21 yaşında bir gençti. galatasaray kaptanlık görevi kendisine çok erken verilmişti, bu baskıyı bence gayet iyi kaldırdı fakat psikolojik olarak çok yıprandı. bugün arda güler fenerbahçe'de oynarken rakip taraftarlar "arda çok genç üstüne gitmeyin, o bizim değerimiz." diyor. rakiplerde oynayan topçular çocuğu destekliyor. arda turan 20 yaşında galatasaray kaptanıyken şükrü saraçoğlu'nda 40 bin kişi annesine, sevgilisine, babasına küfür ediyor, ısınma esnasında fenerli topçulara karşı tek başına kavgaya giriyordu. çocuğun üstüne ısınmada 10 kişi geldiler de tek geri adım atmadan daldı içlerine be.
her şeyden sıkılıp ispanya'ya gitti. falcao'yla müthiş uyum yakaladı, uefa kupasına uzandı, sonraları atletico ile şampiyon olma başarısı gösterdi. şampiyonlar ligi yarı finalinde kendisinin attığı tek golle finale çıktı atletico. bu seviyede bu etkiyi yaratan başka bir türk futbolcu yok.
o dönemler herkes hatırlar arda turan türk milli takımının %60'ı falandı. genelde serbest 10 numara oynardı, takım kaptanıydı. topu alır milleti çalımla geçer, şut çeker, ince paslar atar asistler yapardı. çok etkin bir oyuna sahipti ve futbolu prime dönemdeydi. fakat türk basını arda'nın ispanya'daki gece hayatı, sinem ile olan ayrılığı, reyna'da burak yılmaz'la görülmesi gibi şeyleri konuştu. asla ama asla şaşırtmadılar. bugün arda güler'in sevgilisiyle çok fazla seks yaptığı için sakatlandığı haberi çıksa ve habere duru nayman'ın fotoğrafı konulsa o medya kuruluşunu yıkarlar. bunlar az şeyler değil.
sonrasında arda şampiyonlar ligi finalini kaçırdı. oynasa bence atletico kazanacaktı. simeone onun için takımın beyni diyordu. 10 numaralı forma birkaç sezondur sırtındaydı. şampiyonluk maçında sakatlanıp oyundan çıktığı zaman hüngür hüngür ağlayan bir taraftarı vardı. (aynı taraftar birkaç ay önce atletico maçı izlemeye giden arda'yı çok güzel onurlandırıp bağrına bastı ayrıca.)
barcelona'dan teklif geldiğinde arda asla hayır diyemedi. haklıydı da, tarihin en iyi barça takımlarından biri la liga'dan alınacak tek oyuncu olarak kendisini istedi. takımın resmen 12. adamı oldu ilk sezonda. epey bir gol attı ve attırdı. sanırım 50 maçta 15 gol 10 asist gibi bir istatistiği var ki 11 oynamayan biri için harika rakamlar bunlar. neymar çıkınca sol kanat, iniesta çıkınca sağ iç, rakitiç çıkınca sol iç, messi olmadığında sağ kanat, zaman zaman on numara. 5 mevki yedekleyen oldukça versatil bir oyuncuydu. ayrıca futbolu prime dönemdeydi. ilk sezonu çok iyi geçirdi barça'da. takımın 12. adamı olmuş, taraftarlar tarafından sevilmişti. sıradaki hedefim ilk 11'de yer bulmak diyordu. aynı şekilde 1 sezon daha geçirse bence kesinlikle 11'e oturacaktı fakat hoca değişimleri sonrası bence biraz da türk olduğu için kadroda tercih edilmedi. ardından arda kiralık olarak birçok avrupa takımını reddedip başakşehir'e geldi. bu arda'nın hayatındaki en büyük hata olabilir. gerisi zaten skandallar, hastane basma, futbolda çöküş vs.
yalnız, arda barça'da bu topu oynarken, biri şampiyonlar ligi olmak üzere iki kez hatt-trick yaparken basın ne konuşuyordu? ben söyleyeyim: "arda turan türk hava yollarının sponsor transferi!", "arda turan'ın yeni sevgilisi barça sokaklarında görüntülendi!", "sinem'den ayrılan arda ayrılığı bir türlü atlatamıyor!" vs. vs.
özel hayatının milletin ağzına sakız olmasından daha çok onu rahatsız eden belki de tek şey şu sponsorluk meselesiydi. kendini yıllarca kanıtlamış, barça'ya da iyi bir bonservisle gidip (bonuslarla 44m euro) gayet iyi oynadıktan sonra spor basınında bulunan dinozorlar tarafından "sponsor transferi yeaaa" lafları duymak sinirden çıldırtır adamı.
sonuç olarak, kendi hataları olsa da, gerekli ilgi ve desteği görse kesinlikle olduğundan çok daha büyük topçu olacak bir adamdı. kendisi kadar versatil bir türk topçu görme ihtimalimiz sıfıra yakın. umarm arda güler kendisini geçer fakat yarın öbür gün arda güler kendisini kariyer olarak geçince "arda turan balonunu tarihe gömdü!" ve ya "güler daha yetenekli yaaa" gibi şeyler görürsem çıldırırım. hayır kardeşim daha yetenekli falan değil, ayrıca arda turan'daki liderlik özelliği kendisinde yok. benzer bir yeteneğe sahip ve taraflı tarafsız neredeyse herkesten destek görüyor. bütün mevzu bu.
