90
belirli bir seviyenin üstüne tek turnuvalık çıkışları futbolda da basketbolda da yaşadık. önemli olan o seviyelerde kalıcı olabilmekti. gio döneminde tüm ülkece gördük ve inandık ki bu takım dünyadaki en iyi 4 5 takımdan biriydi. ancak kabul edelim ki top seviye bir pasör çaprazın yoksa en iyi olamıyorsun. egonu veya boskovic'e sahip takımları ne yazık ki hande gibi smaçörlerle falan yenemezsin. ebrar top seviyeye en yakın oyuncumuz olmasına rağmen ne yazık ki bize kupa getirmeye tek başına yetecek biri değildi. aslında giovanni'nin bizim inancımızı kırdığı söylenmiş ama ne yazık ki o takımla ancak o kadar gidebilirdik ve gittik de. istediğiniz kadar inandırın oyuncularınızı, kalite olmadan en iyi olamazsınız. velhasıl hikayenin sonunda zaten en iyilerden olan takımın eşik atlaması için gereken tek şey, yani durdurulması zor bir pasör çaprazı geldi ve işler değişti. dün hepimiz maçı kazanacağımıza emindik çünkü vargas vardı. her şeyi vargas'a bağlamak yeni koça saygısızlık olarak algılanabilir ancak şunu da kabul etmek lazım ki gio varken vargas ayarında bir oyuncumuz olsaydı o aşılamayan eşikler aşılabilir olacaktı. süperstar'ın olmadan en fazla yarı finale çıkabiliyorsun, görünen köy kılavuz istemiyor. tabi hocanın başka başka hataları vardı ve ayrılık için geç bile kalınmıştı ancak şuan bu takım yarı finallere alışkınsa ve dizleri titremeden sahaya çıkabiliyorlarsa burda giovanni'nin emeği büyüktür.