672
galatasarayımız'ın medar-ı iftiharı, kulübümüzün temellerinin atıldığı, ülkemiz için pek çok değerli insanın yetişmesine imkan sağlayan eğitim kurumu. keza türkiye cumhuriyeti'nin kuruluşunda öne çıkan motiflerde de benzer bir şekilde galatasaray lisesi'nin öne çıktığını görebiliriz.
öncelikle galatasaray lisesi mezunu değilim ve kulüp üyesi de değilim (inşallah bir gün :) ) ancak galatasaray'ın yönetiminde bu kadar aktif bir öneme sahip olmasını sonuna kadar destekliyorum. kitleler, günümüzdeki pek çok örnekte görüldüğü gibi kolayca manipüle edilebiiyor ve popülizme kanabiliyor. bu açıdan galatasaray lisesi ve galatasaray'ın tüzüğü bir sigorta maahiyeti taşırken aynı zamanda elitist bir demokrasi imkanı sunuyor. evet hepimiz canımızdan fazla sevdiğimiz galatasaray'ın bir parçası olmak kararlarda bir etkimiz olmasını elbette çok isteriz, ancak bu tüzüğün değişmesi ve sistemin taraftarın daha kolay girebileceği bir hüviyete bürünmesi sonucu 10 kişi üye olacaksa mesela bu üyelerin 3-4 aklı selimse 6-7 tane ise maalesef en kibar dille türkiye'nin içerisinde bulunduğu vasatlığı temsil eden insanlar olacağını ön görmek çok zor değil...
bu sebepten ben-sen-biz-o her ne kadar kendimizi bu kulübün üyesi olmaya layık olarak görsekte bahsettiğim sebepten en hayırlısı belki de budur. keza diğer bir ihtimal ise belki biz de bu bahsettiğim 3-4 aklı selim kişiden biri değiliz. ben dahil çoğunluğumuz zamanında burak elmas'ın popülist söylemlerine inanmadık mı bu sözlükte? o dönem sözlükte seçim yapılsa sanırsam burak elmas bi %80 ile kazanırdı. seçimde ise çok daha ucu ucuna kazandı. ( tabii kulübün içerisinde olmadığımız için asimetrik enformasyonun da var olduğunu hesaba katarsak da o kadar da kendimize geçirmeyelim *)
yani diyeceğim galatasaray divan kurulu, ortalama bir taraftara göre daha rasyonel ve muhtemelen daha doğru bir şekilde karar verecektir. hayatın acı gerçeği bu..
yarin öbür gün hoşumuza gitmeyecek kararlar da verilebilir ancak burada asla unutulmaması gereken suyun karşı tarafının kongreleriyle aramızdaki kalite farkı...
galatasaray'da asla sirk misali kongreler görmüyorsak çok açıktır ki bunda galatasaray lisesi'nin kültürünün ve eğitimli üyelerin kulübün içerisinde ağırlıklı bir şekilde bulunmasındandır.
bana göre galatasaray'ın türkiye'nin en başarılı spor kulübü olması, galatasaray'da diktatör tarzı başkanlar görmememizin ve diğer kulüplerle aramızda bulunan kalite farkının arkasında yatan dinamik net bir şekilde galatasaray lisesidir. değerini bilmemiz ve yarın öbür gün hoşumuza gitmeyen bir karar verdiklerinde de bunları unutmamamız gerekmektedir.
öncelikle galatasaray lisesi mezunu değilim ve kulüp üyesi de değilim (inşallah bir gün :) ) ancak galatasaray'ın yönetiminde bu kadar aktif bir öneme sahip olmasını sonuna kadar destekliyorum. kitleler, günümüzdeki pek çok örnekte görüldüğü gibi kolayca manipüle edilebiiyor ve popülizme kanabiliyor. bu açıdan galatasaray lisesi ve galatasaray'ın tüzüğü bir sigorta maahiyeti taşırken aynı zamanda elitist bir demokrasi imkanı sunuyor. evet hepimiz canımızdan fazla sevdiğimiz galatasaray'ın bir parçası olmak kararlarda bir etkimiz olmasını elbette çok isteriz, ancak bu tüzüğün değişmesi ve sistemin taraftarın daha kolay girebileceği bir hüviyete bürünmesi sonucu 10 kişi üye olacaksa mesela bu üyelerin 3-4 aklı selimse 6-7 tane ise maalesef en kibar dille türkiye'nin içerisinde bulunduğu vasatlığı temsil eden insanlar olacağını ön görmek çok zor değil...
bu sebepten ben-sen-biz-o her ne kadar kendimizi bu kulübün üyesi olmaya layık olarak görsekte bahsettiğim sebepten en hayırlısı belki de budur. keza diğer bir ihtimal ise belki biz de bu bahsettiğim 3-4 aklı selim kişiden biri değiliz. ben dahil çoğunluğumuz zamanında burak elmas'ın popülist söylemlerine inanmadık mı bu sözlükte? o dönem sözlükte seçim yapılsa sanırsam burak elmas bi %80 ile kazanırdı. seçimde ise çok daha ucu ucuna kazandı. ( tabii kulübün içerisinde olmadığımız için asimetrik enformasyonun da var olduğunu hesaba katarsak da o kadar da kendimize geçirmeyelim *)
yani diyeceğim galatasaray divan kurulu, ortalama bir taraftara göre daha rasyonel ve muhtemelen daha doğru bir şekilde karar verecektir. hayatın acı gerçeği bu..
yarin öbür gün hoşumuza gitmeyecek kararlar da verilebilir ancak burada asla unutulmaması gereken suyun karşı tarafının kongreleriyle aramızdaki kalite farkı...
galatasaray'da asla sirk misali kongreler görmüyorsak çok açıktır ki bunda galatasaray lisesi'nin kültürünün ve eğitimli üyelerin kulübün içerisinde ağırlıklı bir şekilde bulunmasındandır.
bana göre galatasaray'ın türkiye'nin en başarılı spor kulübü olması, galatasaray'da diktatör tarzı başkanlar görmememizin ve diğer kulüplerle aramızda bulunan kalite farkının arkasında yatan dinamik net bir şekilde galatasaray lisesidir. değerini bilmemiz ve yarın öbür gün hoşumuza gitmeyen bir karar verdiklerinde de bunları unutmamamız gerekmektedir.