• 7616
    aldığımız şampiyonluk ve önümüzdeki sezonla ilgili bir, iki şey karalamak istiyorum. umarım okursunuz.

    benim için önümüzdeki sene alacağımız şampiyonluk, bu seneki 100. yıl şampiyonluğumuzdan çok daha önemli.

    fener koca bir sezon ittirilmesine ve resmen absürt kararlarla son dakika puanları verilerek yarışta tutulmasına rağmen sürekli mağduru oynadı. hep galatasaray'ın kayırıldığı, kendilerinin hakemler tarafından her maç doğrandığı, erden timur'un "ligi bitirtmeyiz" dedikten sonra hakemlerin nasıl her kararı galatasaray lehine verdikleri, ofsaytımsı ile maç kazandığı yalanlarını defalarca ve günlerce bıkmadan söyledi. bunun sonucunda da şu anda çoğu anadolu kulübü galatasaray'a bilenmiş, fenere de acıdıkları için sempati duymaya başlamış durumda. fener, o her anadolu deplasmanında küfürlerle karşılanan, nefret edilen eski fener değil. bunlara bir de lige dönen rize'yi ekleyin. bizi zor maçlar, feneri ise lokum gibi deplasmanlar bekliyor demektir. bu sene sadece kendi ligimizde oynadığımızdan ve çok kaliteli bir kadromuz olduğundan topla, tüfekle saldırarak aldık şampiyonluğu. fener ve beşiktaşın aldığı puanlar ortada. ilk haftalarda yaşananlardan sonra biraz sallandık ama düşmedik. yoksa şampiyonluğu hayalimizde görürdük.

    önümüzdeki sezon daha da sert bir şekilde saldıracaklar. bizim ise hem ekstra olarak odağımızı değiştirecek avrupa maçlarımız olacak hem de kadromuz gelenler ve gidenlerle yine bir alışma sürecine girecek. fener ve beşiktaşın ise avrupa umurlarında olmayacak. tek dertleri bizim ikinci şampiyonluğu almamızı engellemek olacak. açıkçası bana göre icardi'nin verdiği gazla şampiyonlar ligine çok odaklandık. tabii ki galatasaray için her zaman öncelik avrupada başarıdır ama en az avrupada başarı kadar ülkemizde de şampiyonluğu devam ettirebilmemiz çok önemli. fener'in hakemleri, federasyonu, lale orta'yı, çoğu anadolu kulübünü arkasına aldığı halde onlara vurduğumuz bu darbe, 96-00 arasındaki hegamonyamızın çok daha büyüğünün habercisi olabilir. eskiden biraz kıpırdandık mı hemen fatih terim'in üzerine oynamaya başlarlar, hocanın sinirini bildikleri için onu bilerek çıldırtarak haftalarca ceza almasını sağlarlardı. artık bu şansları da yok. okan buruk'a oğlu üzerinden saldırmaya kalktılar ama kendisi sakin yapılı birisi olduğu için ve galatasaray taraftarı tarafından benimsensiği için hata yaptıramadılar. başkan zaten o kadar rahat bir adam ki herhalde dünya üzerinde bir şey söyleyerek veya yaparak sinirlendirebilecekleri son kişi kendisi olabilir. erden timur'a saldırmayı denediler. hatırlayın cami muhabbetlerini. neler dediler hakkında. ama galatasaray taraftarı onu öyle bir koruma altına aldı ki, oradan da ekmek yiyemeyeceklerini anladılar. yani şu anda her şey elimizde. yeter ki eskiden yaptığımız gibi, kulüpte hiç bir sorun yokken, her şey dört dörtlük giderken, "fatih terim de kulübün bir elemanıdır" benzeri saçma bir kaos çıkarmayalım. bu üçlüden hiçbirinde öyle bir kaos çıkaracak o saçma egodan yok. eskiden, erden timur'un şu an verdiği katkının yüzde birini verdiği için başkan edasıyla dolaşan yöneticileri hatırlayın. erden timur ise saygıdan başkanın elini öpüyor. bu saygıyı kıçlarını da yırtsalar bozamazlar. keza okan buruk'un da bu ikili ile arası çok iyi.

    o zaman yeniden, sadece bu sene değil her sene şampiyonlar ligi gelirini alan takım olmamız mucize değil. o gelirler ve bu yönetim anlayışıyla, hepsi birleşse de bizi tutamayacaklar. bu sefer "bu galatasaray'ı bir şekilde durdurmamız lazım" toplantılarından elleri boş ayrılacaklar. kısaca, bayern munich'in bundesligaya, city'nin premier lige yaptığını biz neden süper lige yapmayalım?
App Store'dan indirin Google Play'den alın