465
uğurcan'ın galatasaray'a transfer olmasını yorumlamadan önce beklentilerde anlaşmalı, sonra da biraz hesap yapmalıyız.
ilki kolay. eminim hemen herkes avrupa maçlarında da güvenebileceğimiz, kariyerinin prime'ına yaklaşan bir kaleci alalım, uzun yıllar kaleyi düşünmeyelim, bu kaleci adeta bayrak adamımız olsun istiyordur. bir muslera bulmak istiyoruz yani. bu noktada "bir muslera daha bulunur mu?" diye düşünenler olacaktır. hesap da burada devreye giriyor.
muslera galatasaray tarihinin en pahalı transferlerinden biri. 6.75 milyon euro + lorik cana, bizim cebimizden çıkan toplam para olarak 11.25 milyon euro ediyor. cana'nın transfermarkt piyasa değerinin transferin gerçekleştiği dönemde 8 milyon euro olduğunu hesaba katarsanız, o gün itibarıyla galatasaray tarihinin ikinci en pahalı transferi olduğunu bile iddia edebilirsiniz. temkinli bir hesap olsun diye buralara girmeden 11.25'e bağlı kalalım.
2011 yılının 11.25 milyon euro'su zaten sırf enflasyon farkından bugün 14 milyon euro ediyor da, aradan geçen 12 yılda roket gibi yükselen transfer piyasasını düşünürsek, şimdinin 20-25 milyon euro'sunun alım gücüne denk olduğunu iddia edebilirsiniz. biz yine temkinli kalmaya devam edelim ve bu gerçeği de yoksayalım.
muslera her galatasaraylının sevdiği, her rakibinin saygı duyduğu, birçok çocuğu galatasaraylı yapan müthiş bir karakter evet. açıkçası ben de öyle bir karakterin kırk yılda bir geleceğini düşünenlerdenim. ama sadece sahadaki muslera için, yukarıdaki son derece konservatif hesabımızı hatırlayarak soralım: bir muslera daha bulunur mu?
bunun cevabı net arkadaşlar. 14 milyon euro vermeye hazırsanız, evet bulunur. son üç sezon dünyada yapılmış olan kaleci transferlerine bakmanız, varsa kafanızdaki şüpheyi dağıtmak için yeterli olacaktır.
bu bilgiler ışığında galatasaray paydaşlarının yapması gereken, ilk soruyu kendilerine tekrar sormaktır. muslera'dan sonra gelecek kalecimiz yeni bir muslera olsun mu, olmasın mı?
ha, siz bu sorgulamayı tekrar yapıp hala "bu paraya galatasaray'a en uygun kaleci uğurcan'dır" diyorsanız da siz bilirsiniz tabii; yalnız madem öyle, forvete de diagne'yi bir düşünün derim.
ilki kolay. eminim hemen herkes avrupa maçlarında da güvenebileceğimiz, kariyerinin prime'ına yaklaşan bir kaleci alalım, uzun yıllar kaleyi düşünmeyelim, bu kaleci adeta bayrak adamımız olsun istiyordur. bir muslera bulmak istiyoruz yani. bu noktada "bir muslera daha bulunur mu?" diye düşünenler olacaktır. hesap da burada devreye giriyor.
muslera galatasaray tarihinin en pahalı transferlerinden biri. 6.75 milyon euro + lorik cana, bizim cebimizden çıkan toplam para olarak 11.25 milyon euro ediyor. cana'nın transfermarkt piyasa değerinin transferin gerçekleştiği dönemde 8 milyon euro olduğunu hesaba katarsanız, o gün itibarıyla galatasaray tarihinin ikinci en pahalı transferi olduğunu bile iddia edebilirsiniz. temkinli bir hesap olsun diye buralara girmeden 11.25'e bağlı kalalım.
2011 yılının 11.25 milyon euro'su zaten sırf enflasyon farkından bugün 14 milyon euro ediyor da, aradan geçen 12 yılda roket gibi yükselen transfer piyasasını düşünürsek, şimdinin 20-25 milyon euro'sunun alım gücüne denk olduğunu iddia edebilirsiniz. biz yine temkinli kalmaya devam edelim ve bu gerçeği de yoksayalım.
muslera her galatasaraylının sevdiği, her rakibinin saygı duyduğu, birçok çocuğu galatasaraylı yapan müthiş bir karakter evet. açıkçası ben de öyle bir karakterin kırk yılda bir geleceğini düşünenlerdenim. ama sadece sahadaki muslera için, yukarıdaki son derece konservatif hesabımızı hatırlayarak soralım: bir muslera daha bulunur mu?
bunun cevabı net arkadaşlar. 14 milyon euro vermeye hazırsanız, evet bulunur. son üç sezon dünyada yapılmış olan kaleci transferlerine bakmanız, varsa kafanızdaki şüpheyi dağıtmak için yeterli olacaktır.
bu bilgiler ışığında galatasaray paydaşlarının yapması gereken, ilk soruyu kendilerine tekrar sormaktır. muslera'dan sonra gelecek kalecimiz yeni bir muslera olsun mu, olmasın mı?
ha, siz bu sorgulamayı tekrar yapıp hala "bu paraya galatasaray'a en uygun kaleci uğurcan'dır" diyorsanız da siz bilirsiniz tabii; yalnız madem öyle, forvete de diagne'yi bir düşünün derim.
